Deprem gibi yaşamı tehdit eden beklenmedik
olaylar karşısında psikolojik reaksiyonlar gösterebildiğimizin altını çizen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Nazım Serin, 12 Kasım Afet Hazırlık Günü özelinde deprem sonrası yaşanan travmalara yönelik önemli bilgiler paylaşıyor.
Deprem, yer aldığı coğrafyada oluşturduğu yapısal yıkımın yanı sıra insanların yaşamlarını derinden sarsma ve ciddi psikolojik etkiler yaratma gücüne sahip bir doğal afettir. Deprem sonrasında yaşanabilecek “psikolojik travma’’lar şiddetli korku, üzüntü, keder, öfke, uykusuzluk, tahammülsüzlük, depreme ait rahatsız edici sahnelerin sürekli akla gelmesi gibi zihinsel ve davranışsal tepkilere yol açabiliyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Nazım Serin, bu tür tepkilerin genellikle olayın ardından birkaç gün boyunca çok yoğun şekilde hissedildiğinin ve ilerleyen zamanlarda yavaş yavaş azalmaya başladığının altını çiziyor. Bu tepkilerin bir ay gibi bir süre geçmesine rağmen devam etmesi durumunda psikolojik yardım alınması gerektiğini belirten Serin, yaşananları anlayabilmek için insanın kendisine bir süre tanımasını gerektiğini öneriyor.
Deprem sonrası travmayı atlatabilmek için sevdiklerinizle zaman geçirin
Yaşanılan deprem sonrasında meydana gelen psikolojik travmadan kurtulmak için sevdiklerinizle ve değer verdiğiniz insanlarla vakit geçirmek oldukça önemli. Kendinizi hazır hissettiğinizde, neler olduğunu ve yaşanılanlardan sonra hissettiklerinizi sizi anlayabileceğine inandığınız kişilere anlatmayı öneren DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Nazım Serin, rahatlatıcı müzik dinleme, nefes egzersizleri ve gevşeme gibi stres azaltıcı yöntemlerin de kullanılabileceğini belirtiyor.
Günlük bakımın, dinlenme zamanlarının, uykunun, günlük düzenin ve beslenmenin bu süreçte yoluna sokmaya özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Serin, aynı zamanda yürüme, koşu yapma ve bisiklete binme gibi düzenli aktiviteler yapmanın da faydalı olacağını belirtiyor.
Deprem haberlerini tekrar tekrar izlemek çocuklarda travmayı tetikleyebilir
Çocuklar depremden sonra duygularını anlatmakta deneyimsiz oldukları ve ne olduğunu anlamakta zorlandıkları için yetişkinlerin tepkilerinden daha farklı tepki verebilmektedir. Çocukların konuya ilişkin nasıl hissettiklerini tarif edemeyebileceklerini belirten DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Nazım Serin, onlara; “Depremden dolayı çok korktuk. Evimiz sallandı, bazı eşyalar yere düştü, zarar gördü. Ama her şey geçti, şu anda iyiyiz ve birlikteyiz. Ben seni her zaman korumaya çalışacağım. Depremi ara ara hatırlayabilir ve korkabilirsin, duygularını benimle paylaş çünkü ben hep yanında olacağım. ” şeklinde bir açıklamanın yapılabileceğini öneriyor.
Çocukları güvende olduklarına dair rahatlatmanın ve onlara anlayacağı bir dille neler olup bittiğinden ve neler hissettiğinizden bahsetmenin büyük önem taşıdığını vurgulayan Uzm. Psk. Nazım Serin, özellikle yatmadan önce özel ilgi gösterilmesi gerektiğini söylüyor. Korumacılığı abartıp çocukları boğmamak gerektiği belirten Serin, sözlerini şöyle sürdürüyor: ‘’Çocuğu yanınızdan ayırmamak, dışarı çıkmasına izin vermemek bu duruma örnek olabilir. Günlük yaşamda sorumluluk almasına destek olun ama gereğinden fazla sorumluluk yüklemeyin. Hayatın normale döndüğü duygusunu çocuklara hissettirin. Gezsinler, top oynasınlar, resim çizsinler, arkadaşlarıyla vakit geçirsinler ki hayat onlar için normalleşebilsin.’’ Çocukları deprem görüntülerinden ve haberlerinden uzak tutmayı öneren DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Nazım Serin, haberleri tekrar tekrar izlemenin travmayı tetikleyebildiğinin altını çiziyor. Çocukların yanında korku ve dehşet uyandıran konuşmalardan kaçınmanın ve sakin, yatıştırıcı ama gerçekçi bir yaklaşım sergilemenin önemine vurgu yapan Uzm. Psk. Serin, ‘’Çocuklarınızla birlikte oyun oynayın. Bazı çocuklar korkularını oyun oynarken daha iyi ifade edebilirler.’’ Diyor.
Deprem Sonrası Travmadan Nasıl Kurtulabiliriz?
Çocukları deprem görüntülerinden uzak tutun...
DİĞER HABERLER
Kış Depresyonu ile Nasıl Başa Çıkılır?
Kapalı havalar, mevsimsel duygudurum bozukluğu’nu tetikliyor.
Kronolojik Yaş Mı Biyolojik Yaş Mı?
Uzmanlar, kronolojik yaş ve biyolojik yaşın birbirinden farklı olabileceğine dikkat çekiyor.
“Genç Yaşlarda Ortaya Çıkan Unutkanlık İçin Önleminizi Alın”
“Duygusal Tacizden Rahatsız Mısınız?”
“Hüsnü Şenlendirici: "Ege`nin İki Yanı"”
“5.Mutlu İnsan Zihin Ruh Beden Festivali Başlıyor”
“Yaza Formda Girmek İçin 10 Öneri”
“Doğum Periniz Hangisi, Biliyor Musunuz?”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32