Uyku hastalıkları deyip geçmeyin
Uyku hastalığı denilince sadece fazla uyumak ve uyuyamama, uyku hastalığı olarak anlaşılır. Oysa uyku hastalıkları, hastanın uykusu sırasında ya da uyumak istediğinde ortaya çıkan klinik durumlardır.
Uyku hastalıkları ile kim ilgilenir?
Uyku hastalıkları geniş bir bilimsel yelpaze gösteren bilim alanıdır. Bir çok uzmanlık alanını ilgilendirir. Bazı hastalıklar nörölogları, bazıları psikiyatrisleri, bazıları göğüs hastalıkları ve kulak burun boğaz uzmanlarını ilgilendirir.
Uyku hastalıklarının görülme sıklığı nedir, yaş, cins farkı gösterir mi?
Uyku hastalıklarının her biri farklı sıklıkda görülür. Çok seyrek görülen hastalıklar olmasına karşın, çok sık görülen hastalıklar da vardır. Bu konuda örnek verecek olursak astım ve diyabet gibi hastalıklar kadar sık görülen hastalıklar olup, yaşam kalitesini en az onlar kadar bozarlar. Hastalıklar her yaşta görülmesine karşın, bazılarının sıklığı yaşın ilerlemesine bağlı olarak artar. Cinse görede bazı hastalıkların dağılımı değişmektedir. Örneğin, uyku apne sendromu erkek cinste daha çok görülür.
En sık görülen uyku hastalıkları insomnia, uyku apne sendromu, huzursuz bacak sendromu, narkolepsi gibi hastalıklardır. Bu hastalıklardan en sık görüleni insomnia olup, ABD istatistiklerine göre % 17 oranındadır. Bu görülme sıklığı kronik obstrüktif akciğer hastalığı (kronik bronşit + amfizem) sıklığı kadardır. Yine uyku apne sendromunun ülkesel boyutta farklılıklar göstermesine karşın % 2-5 oranında görüldüğü bildirilmiştir. Bu hastalığında sıklığı şeker hastalığı görülme sıklığından fazla olup,astım sıklığı kadardır.Yine huzursuz bacak sendromu sıklığı %5 dolayındadır. Narkolepsi diğerlerine göre daha az görülmekle birlikte % 0.05 dolayında görülmektedir.
Bu hastalıkların önemi, gündüz aşırı uyku eğilimini artırıyor olmalarıdır ve başka klinik durumların gelişmesinde tetikleyici rollerinin varlığıdır.
Gündüz aşırı uyku eğilimi
Gündüz aşırı uyku eğilimi uyku hastalıklarına bağlı olarak sıklıkla gelişen, gece uyku kalitesinin bozulması nedeniyle dinlendirici uykunun olmamasına bağlı olarak, kişinin gündüz yaşamında uyku eğiliminin artması ve kimi zaman iş başında bile küçük uyku ataklarının olması halidir. Buna hipersomnolens ya da excessive daytime sleepness denir. Yaşamımızda önemi elbette çok fazladır. Kişinin çalışma kapasitesini ve becerisini doğrudan etkileyen önemli bir durumdur. Diğer bir önemi ise trafik kazaları ve iş kazalarında oynadığı roldür.
İnsomnia
İnsomnia, uykuya güç dalma, uykudan sık uyanma, uyku zamanın kısalması ve dinlendirici olmayan uykuya verilen addır. İnsomniaya bağlı olarak hasta uykudan dinlenmemiş kalkar, yorgundur, çalışma kapasitesi azalmış, mutsuz, depresiftir ve anksiyetesi olabilir. Kişinin günlük davranışlarında değişiklikler olur.
Yine en çok yakınılan konu gündüz aşırı uyku eğilimidir.
Tedavisi zordur, uyku hijyenini sağlayarak, davranışsal ve ilaç tedavisi yapılarak kişinin yakınmalarının üstesinden gelinmeye çalışılır.
Narkolepsi
Narkolepsi, gündüz aşırı uyku eğilimi, uykuda paralizi, katapleksi ve hipnogagik halüsinasyonlarla giden bir hastalık sendromudur. Narkolepsi nedeni belli olmayan bir sendromdur. Gündüz aşırı uyku eğilimi nedeniyle günlük yaşamsal aktiviteyi bozar. Gece uyku kalitesi bozulmuş ve REM uykusunda patolojik değişiklikler olmuştur. Diğer sık görülen hastalıklara göre seyrek görülmekle birlikte,sık görülen bir hastalıktır. Hastalığın oluşumunda genetik geçiş olduğu gösterilmiştir. Hastalık erkeklerde daha fazla görülür. Hastalık çoçukluk yaşından başlayarak, 50’li yaşlara kadar ortaya çıkabilir. Narkolepsi yaşam boyu süren bir hastalık olup, devamlı tedavi gerektirir. Tedavide santral sinir sistem uyaranı olan ilaçlar kullanılır. İlaç tedavisinde yan etkiler, ilaca tolerans gelişebilir.
Uyku apne sendromu
Uyku apne sendromu, uyku sırasında horlama, solunumun 10 saniyeden fazla durduğu apne nöbetleri ve gündüz aşırı uyku eğilimi ile karakterize bir hastalık sendromudur.
Uyku apne sendromunda henüz açıklanamayan mekanizmalarla uyku sırasında üst solunum yollarında gelişen tıkanmaya ve santral nedenlere bağlı olarak solunum durmaları olmaktadır. Hastalar, apne nöbeti dediğimiz durum dışında gece boyunca sıklıkla horlarlar. Uyku apnesi var diye bilmek için saatte görülen apne sayısının 5’den büyük olması gerekir. Bu apneler sıklıkla oksijen desatürasyonu dediğimiz kandaki oksijen yüzdesinin düşmesi ile seyreder. Apne indeksinin yüksekliğine bağlı olarak hipoksi gelişir. Bu hipoksi pulmoner arter basıncının artmasına,daha sonra sistemik kan basıncının artmasına neden olarak hastalarda sistemik hipertansiyon ve uzun vadede kor pulmonale gelişmesine neden olur. Eğer genç hastada, nedeni açıklanamayan hipertansiyon ve kor pulmonale varsa akla uyku apne sendromu gelmelidir.
Hastalarda apne geliştiğinde, apnenin sonlanması sırasında arousal dediğimiz beyin uyanması olur. Bu kimi zaman farkında olunmayan hareketlerle ya da tam uyanmayla sonlanır. Buna uyku bölünmesi (fragmantasyonu) diyoruz. Bu bölünmeler apnenin sıklığına bağlı olarak ne kadar sık oluyorsa, hastanın uyku kalitesi o kadar bozuluyor ve olumsuz semptomlar o kadar çok artar. Bu bireyin uykudan dinlenmemiş, yorgun kalkmasına neden olur. Bunlara bağlı olarak hastada baş ağrısı, sinirlilik, kişilik değişikliği, huysuzluk, çabuk yorulma, genel isteksizlik hali ortaya çıkar. Gündüz aşırı uyku eğilimi hastalığın şiddeti ile doğru orantılı olarak artar.
Apnelerin sıklığı, süresi, bir başka deyişle oksijen desatürasyonun derecesi, arousal indeksinin yüksekliği hastanın klinik bulgularının kötüleşmesine, eşlik eden hastalıkların hızla gelişmesine neden olacaktır.
Uyku hastalıklarının tanısı nasıl konulur?
Uyku hastalıkları tanısı bu iş için özel donanımla donatılmış, uyku laboratuvarı dediğimiz mekanlarda konulur. Uyku laboratuvarlarında polisomnografi dediğimiz uykunun evrelerini ayırt etmeyi (EEG kanalları, göz hareketleri (EOG), çene EMG’si), solunumsal kayıtların (Airflow,göğüs ve karın kas hareketleri, oksimetre), EKG, bacak EMG’si kayıtlarının yapıldığı bir cihazla uyku çalışması yapılır. Hasta bu laboratuvarda normal uykusu sırasında yukarıda belirtilen kayıtlar yapılarak tetkik edilir. Sabah hasta uyandıktan sonra bu kayıtlar değerlendirilip ne tür bir hastalık olduğu konusunda karar verilir.
Bu işlem sırasında herhangi bir ilaç, sedatif, alkol gibi uyku kalitesini etkileyecek materyal kullanılmaz. Hastanın olabildiğince doğal uyuması sağlanır.
Hastanın rahatsızlığının türüne göre tedavili uyku çalışması yapılarak, hastanın tedaviden ne kadar yarar göreceği saptanır.
Uyku hastalıkları tanısında polisomnografi altın kuraldır. Tanı için bazan ambulatuvar tarama cihazları da kullanılmaktadır. Ancak hastalığın tanısı ve tedavisinde polisomnografi olmazsa olmaz kuraldır.
“Michael Kors ve Kate Hudson Açlıkla Mücadele İçin Elele”
“Dış gebelik ”
“Argan Yağıyla Güzelleşiyoruz ”
“Kapalı Vajina Cinselliğe Engel Değil”
“Angelina Jolie`li Malefiz (Maleficent)”
“Client konserini kaçırmayın...”
“Güzelliğinize Gölge Düşüren Hatalar”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32