Başka birinin diş fırçasını kullanır mısınız? Ya da çorabını giyer misiniz? Tabi ki hijyenik açıdan bunları yapmazsınız. Oysa aynı risk, kulaklık için de geçerlidir. Kulak kirleri içine yerleşen bakterilerden hayvan besleyen kişilerden geçebilen akarlara kadar pek çok bulaşıcı hastalık, kulaklıklardan hızla yayılıyor. Sadece bunlar da değil, kabakulak hastalığı, grip virüsü veya kulak kanalındaki hamamböceği yumurtaları bile teknoloji marketlerinde ortak kullanılan kulaklıklardan kolaylıkla geçebiliyor. Özellikle gençler teknoloji marketlerde kendini kaybeder. Cep telefonları, bilgisayarları ve kulaklıkları mikrop bulaşma olasılığını hiç düşünmeden denerler… Peki ya teknoloji marketlerinden satın alacakları kulaklıkları denerken ya da sevdikleri bir şarkıcının yeni çıkan albümünü denerken sağlıklarını ne kadar büyük tehlikeye attıklarının farkındalar mı?

EVCİL HAYVAN BESLEYENLERDE RİSK FAZLA

Kedi ve köpeklerde çok fazla bulunan akarlar, insanlar için zararlı ve alerjik canlılardır. Evinde kedi veya köpek besleyen bir kişinin kulak kirlerinde yaygın olarak akar bulunur. Eğer siz o kişiyle aynı kulaklığı kullanırsanız, bu gözle görülmeyen canlılar kolaylıkla sizin de kulaklarınıza bulaşır. Üstelik bu kulaklığı, kulak kanalında farkında olmadan hamamböceği yumurtalarıyla yaşayan bir kişiyle paylaşırsanız, onun kulağındaki bu yumurtalar da size rahatlıkla bulaşabilir… Hiç kulak ağrısı çektiniz mi? Eğer çektiyseniz, şüphesiz ‘yüzücü kulağı hastalığının’ ne kadar şiddetli bir ağrıya yol açtığını biliyorsunuzdur… Kulak kanalında mantar olan insanların yaklaşık yüzde 10'u, yüzücü kulağı hastalığına sahiptir. Bu nedenle kulağında mantar bulunan birisiyle kesinlikle kulaklığınızı paylaşmamanız gerekir. Aksi halde bu mantarlar da adeta grip gibi kolaylıkla size de bulaşabilir. Ayrıca gripli bir kişinin kulaklığını kullanırsanız, hastalanıp yatağa düşmeniz kaçınılmazıdır. Bu nedenle kullandığınız kulaklıkları sık sık temizleyin ve mümkünse üzerinde tek kullanımlık kılıflar olanları tercih edin.

YANAKTA ŞİŞME VARSA DİKKAT!

Genellikle çocuklarda görülen kabakulak da, virüsün kaynaklı bulaşıcı bir hastalıktır. Ağız, boğaz ve burundan mukus ve tükürük yoluyla bulaşır. Virüslü bir kişi, öksürerek ve hapşırarak hastalığını havadan diğer insanlara bulaştırabilir. Bunun yanı sıra, virüslü kişinin ellerini yıkamadan kullandığı ortak nesnelerden de geçebilir. Kabakulak virüsü, tükürük bezleri şişmeye başlamadan önce ve şiştikten yaklaşık 5 gün sonrasına kadar vücutta yayılmaya devam eder. Virüs taşıyan kişilerde semptomlar hemen görülmeyebilir. Dolayısıyla ortak kulaklık kullanımı kolaylıkla virüsün yayılmasına sebep olabilir. Kabakulağın birincil belirtisi; yanakların şişmesine sebep olan şişmiş tükürük bezleridir. Diğer belirti ve semptomlar ise şunlardır;

• Yüzün bir veya iki tarafında şişmiş tükürük bezlerinde ağrı,
• Çiğnerken veya yutarken ağrı,
• Ateş,
• Baş ağrısı,
• Kas ağrıları,
• Yorgunluk,
• İştah kaybı.

ERİŞKİN ERKEKLERDE TESTİS İLTİHABI

Hastalığa yakalanan erişkin erkeklerin yüzde 20’sinde orşit (testis iltihabı) ve erişkin kadınların yüzde 5’inde oophoritis (yumurtalık iltihabı) görülebilir. Yanakta şişlik başladıktan sonra çocukları 5 gün okuldan ve kreşten uzak tutmak gerekir. Çocuğunuz veya yakınınız kabakulağa yakalandıysa, burun salgılarıyla kirlenmiş ve virüslü eşyaları uygun olarak temizleyip ve yıkayın. Kabakulak en iyi; kabakulak, kızamık (MMR) ya da suçiçeği aşıları (MMRV) ile bağışıklanır. Aşının 2 doz olarak yapılması kabakulağa karşı koruyuculuk sağlayacaktır. Kabakulak virüsü alan kişinin aşılanması, yeni oluşan kabakulak enfeksiyonuna etki etmez ancak sonraki enfeksiyonlar için koruyuculuğu vardır. Semptomların tedavisinde bol sıvı verilmelidir. Ateş ve ağrı için parasetamol verilebilir. Belirli bir antiviral tedavi yoktur. Bir doktor tarafından özellikle önerilmedikçe, 12 yaşın altındaki çocuklara başka bir ilaç verilmemelidir.