Paris Hilton öldü mü, ıssız acun kaldı mı?
"1953 yapımı aynı adlı klasik korku filminin yeniden çevrimi olan Mumya Evi, yurt dışında başroldeki Paris Hilton’un varlığı ile adından söz ettirmişti" Talip Ertürk'ün yeni yazısı...
1953 yapımı aynı adlı klasik korku filminin yeniden çevrimi olan Mumya Evi, yurt dışında başroldeki Paris Hilton’un varlığı ile adından söz ettirmişti
B sınıf korku filmlerinin altın çağını yaşadığı 1950’li yıllarda, yıldız oyuncu Vincent Price’ın şöhretini perçinleyen Mumya Evi, zaman içinde korku klasikleri arasındaki haklı yerini almakta gecikmedi. Vincent Price’ın insanları canlı canlı mumyalayan kötücül Prof. Henry Jarrod karakterinde sürüklediği yapım, bugün bir yeniden çevrimle karşımıza geliyor. Ancak modern Mumya Evi’nin yaratıcıları orijinal filmden ‘insanları canlı canlı mumyalamak’ fikrini alıp, gerisini boşvermişler. Robert Zemeciks ve Joel Silver gibi ünlü sinemacıların kurduğu ve klasik korku filmlerinin yeniden çevrimleri ile adını duyuran Dark Castle Entertainment‘ın yapımcılığını üstlendiği filmin yönetmeni ise İspanya’da çektiği müzik videoları ile adını duyuran Jaume Collet-Serra. Yönetmen bu ilk uzun metrajında hikayeyi görselleştirme konusunda eli yüzü düzgün bir iş çıkarmış. Mumya Evi’nin sorunu senaryosunda saklı. Paris Hilton’un varlığından maksimum fayda sağlayan ve ünlü yıldızın seks videolarına göndermeler yaparak eğlenceli olan film, bir süre sonra fazlasıyla bildik sularda yüzmeye koyuluyor ve klişeler gövde gösterisi yaptıkça seyircinin filme olan ilgisi azalıyor. Karbon kopya kıvamındaki hikaye ise şöyle; 6 genç üniversiteler arası futbol şampiyonasının final maçını izlemek için yola çıkarlar. Her korku filmi karakteri gibi kamp malzemeleri yanlarındadır ve yol yorgunluğunu atmak için gece kamp yapmaya karar verirler. Ertesi sabah arabalardan biri bozulunca yakındaki kasabadan yedek parça almak gibi parlak bir fikre kapılırlar. Ancak o ‘yakındaki kasaba’ hiç tekin değildir ve gençler yedek parça almak için gittikleri bu mekanda bilimum parçalarını bırakmaktan kurtulamazlar... Elisha Cuthbert ve Paris Hilton’un varlığı sayesinde göze hitap etme konusunu baştan çözen film, yukarıda bahsettiğimiz bayatlıktan muzdarip olsa da, set tasarımı ve başarılı final bölümü ile büsbütün kötü olmaktan da sıyrılıyor. Filmin bir başka sorunu da diyalogları. Senaryo yazarı Carey Hayes, hikayesini pek bildik bir çatıda kurduğu gibi, bu zayıf yapıyı akıllara zarar diyaloglarla süslemiş. Hal böyle olunca yetenek fakiri oyuncu kadrosu da dökülüyor. Paris Hilton ise ancak striptiz yaparken inandırıcı olabilmiş. Ne diyelim ki, buna da şükür.
Talip Ertürk
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
“Selfie’lerin Geleceği: Artık Sadece Fotoğraftan Daha Fazlası”
“Ani Baş Ağrınızın Nedeni Yediğiniz Dondurma Olabilir!”
“İlişkilerin Kabusu Aldatmak Ya da Aldatılmak ”
“Evde Kendi Olanaklarıyla Bitki Yetiştirmek İsteyenlere 5 Öneri”
“İftarlık Gazoz: Merak Edilen Görüntü Ve Müziklerin Arkasındaki İsimler!”
“Bitki ve meyve çaylarının faydaları”
““The Underwater Paradise” Herkesin Sömestr Tatilini Renklendirmeye Geliyor”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32