Terleme hepimizin vücudundaki ısıyı belli bir ayarda tutmak için meydana gelen fizyolojik bir olay. Ancak bazı kişiler bu son derece doğal durumu o kadar kötü yaşıyor ki, sosyal hayatta ne yapacağını şaşırıyor. Toplantıda insanlarla el sıkışmaya çekiniyor, kız arkadaşının elini tutamıyor, öğrenciyse sınavda ellerinin terlemesinden yazı yazamıyor. Toplumda her 100 kişiden birinde ortaya çıkan “Aşırı Terleme” sorununun yılda 4 mevsim görüldüğünü belirten terlemenin derecesinin kişiden kişiye değiştiğini, eli hafif nemli olanların yanı sıra, elinden ter damlayanların da olduğunu söylüyor.
Sosyal hayatta ciddi sorunlara yol açan aşırı terlemenin iş hayatında büyük zorluklar yarattığına değinen Dr. Ahmet Demirkaya, “Bankacısınız karşınızda müşteriniz var, elini sıkamıyorsunuz, kışın eldivenle, yazın elinizde mendille dolaşmak zorunda kalıyorsunuz. Eğer o gün ekstra stresli bir durumunuz varsa terlemeniz daha da artıyor. Öğrencisiniz sınava gireceksiniz, ellerinizde ter damladığı için sınav kağıdınız ıslanıyor. Vücuttaki sempatik sinirler aktif hale geldiğinden aşırı terlemeyle gün boyu sorun yaşıyorsunuz” diyor. Aşırı terleme sorununun sadece yaz mevsimiyle ilgili olmadığını, yılın 4 mevsiminde aynı şekilde soruna yol açtığını ifade eden Dr. Ahmet Demirkaya, bu kişilerin elleri ve terleri kurusa da, vücudun yeniden terlediğini, kısır döngünün müdahale edilmediği takdirde hayat boyu devam ettiğini söylüyor.
Ameliyatla vücuttaki terleme duruyor
Aşırı terleme yaşayan kişilerin günlük hayat konforlarını bozduğu için bu sorundan kurtulmaya çalıştıklarını, bu amaçla da çeşitli tedavilerle ilgili araştırma yaptıklarını anlatan Dr. Ahmet Demirkaya, günümüzde aşırı terlemenin tedavisinde aşırı terlemeye yönelik kremler, iyontoforez, bazı solüsyonlar, botoks tedavisi gibi yöntemlerin bulunduğunu, ancak bunların geçici sonuçlar verdiğini söylüyor. Aşırı terlemenin tedavisinde kalıcı bir çözüm için cerrahi yöntemin uygulanması gerektiğini belirten Dr. Ahmet Demirkaya, cerrahi tedavinin nasıl uygulandığı hakkında şu bilgileri veriyor:
“Vücutta hangi bölge terliyorsa, o bölgede bulunan sempatik sinirler buna yol açıyor. Aşırı terleyen kişinin omurgasıyla kaburgaların birleştiği yerde ve kaburga kemiklerinin altında sağlı sollu yer alan küçük sinirler, terleme sırasında aktive oluyor. Biz kapalı yöntemle koltuk altındaki kıl çizgisinden içeri girerek, sempatik sinirlerden ter bezlerine sinyal gitmemesi için onları bloke ediyoruz. Genel anestezi uyguluyoruz, hasta oturur pozisyonda ve kollari iki yanına açık oluyor, koltuk altından yaklaşık 1,5-2 cm'lik port ve kamerayla içeri giriyoruz. Sempatik sinirleri kesiyoruz. Ameliyat yaklaşık 10 dakika sürüyor, hasta ayın gün evine gidebiliyor.”
Aşırı terlemenin tedavisinde botoksun da kullanıldığını, ancak botoksun etkisinin 6-8 ay sürdüğünü, bu süre geçtikten sonra yeniden yapılmasının gerekli olduğunu vurgulayan Dr. Ahmet Demirkaya, tekrar gerektirdiğinden dolayı bu yöntemin geçici bir çözüm sağladığını, ameliyatı tercih etmeyen hastalar için söz konusu olabildiğini belirtiyor. Aşırı terleme sorununun daha çok 20-25'li yaşlarda daha fazla görüldüğünü, bunda günlük hayatta yaşanan streslerin de etkili olduğunu anlatan Dr. Demirkaya, 40 yaş civarında aşırı terleme nedeniyle daha az sorun yaşandığını ifade ediyor. İnsanların yaşları ilerledikçe streslerini daha kolay kontrol edebildiklerine değinen Dr. Ahmet Demirkaya, günlük stresin kontrolüyle birlikte şikayetlerin de azaldığını söylüyor.
Aşırı terleme menopozdaki terlemeyle karışıyor mu?
Menopoz döneminde yaşanan terleme sorununa nasıl yaklaştıklarını anlatan Dr. Ahmet Demirkaya şu bilgileri veriyor: “Menopozdan sonra aşırı terleme sorunu geçiyor mu geçmiyor mu ona bakılıyor. Yaşam kalitesini bozduğunu düşünüyorsa ona göre tedavi veriliyor. Aşırı terleme yaşayanların zor bir hayatları oluyor, yanlarında hep yedek çamaşır, tişört taşımak zorunda kalıyor, terleme nedeniyle vücutta ter kokusu da oluşuyor. Parfüm ya da deodorant kullanmak da fayda etmiyor. Aşırı terleme menopozla ilgili tedavilerin verilmesiyle birlikte kesiliyorsa sorun kalmıyor. Ancak bu tedavilere rağmen devam ediyorsa hastaya uygun bir tedavi seçeneği sunuluyor. Uygulanan cerrahi tedavi sonucunda hastaların, adeta çeşmenin kapatılmasına benzer şekilde terlemelerinin yoğunluğunun azaldığını anlattıklarını söyleyebiliriz. Bazı hastalarda ise refleks terleme dediğimiz, sırt, bel ve göbekte terleme artabiliyor. Ancak hastalar, el, yüz ve koltuk altı terlemesinden kurtulduklarından dolayı bu sorunu önemsemediklerini ifade ediyor.”
“Demet Şener: "Ben evliliğe kendimi çok teslim etmişim"”
“Yılbaşı Sofrası Hazırlarken Çocukları Unutmayın”
“"GÖÇ MEVSİMİ" Filminin Çekimleri Başladı!”
“Kepekli Saçlarımdan Nefret Ediyorum!”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32