Aşırı hijyen, sigara, ani hava değişiklikleri, besinlerde kullanılan katkı maddeleri, ilaç ve kozmetikler, stres günümüzde alerjinin daha da artmasına sebep oluyor. Liv Hospital Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferah Ece “Uygun şekilde tedavi edilmeyen alerjik hastalıklar kronikleşebilir ve tedavisi daha güç hale gelebilir. Çünkü alerjinin etkilediği doku yeniden ve farklı bir şekilde yapılanmaya gider. Bunun sonucunda astım, kronik bronşit, kronik ürtiker, sinüzit gibi hastalıklar görülebilir” diyor.
Alerjiler nasıl ortaya çıkar?
Alerjenler hava yoluyla alınarak, besinler ve ilaçlar şeklinde ağızdan yutularak, deri veya mukozadan temas ya da enjeksiyon yoluyla vücuda girebilir. Alerji belirtileri alerjenlerle ilk temas esnasında oluşmaz. Yaşamımızın başlangıcında organizmamız yabancı maddelerle karşılaştığında bağışıklık sistemimiz onları tanımayı ve belleğine almayı öğrenir. Ardından antijen dediğimiz bu yabancı maddelere karşı antikorlar üreterek yanıt verir. Bu süreç duyarlılaşma olarak bilinir. Organizmada ne zaman aynı antijen görülse hatırlama özelliği nedeniyle aynı yanıt başlar. Atopik yani “alerjik bünyeye sahip” kişilerde, alerjenlerle bağışıklık sisteminin tekrarlayan karşılaşmaları sonucunda, alerjenlere karşı IgE tipinde antikorlar oluşur. Bu IgE antikorları da çevrede bulunan ve normalde zararsız olan alerjenlerle (polenler, ev tozları vb) etkileşime girerek alerjik reaksiyonu başlatır. Bu olaylar mast hücresi ve bazofiller adı verilen ve üzerinde alerjene özel IgE antikoru taşıyan bir grup hücrenin salgıladığı mediatörler aracılığı ile gelişir. Bu mediatörlerin etkisi ile hedef organlara ait (gözler, burun, solunum yolları gibi) alerji bulguları ortaya çıkar.
Alerji tedavisi nasıl yapılır?
Alerjiye neden olan etkenlerden uzak durulması yani sakınma, tedavinin en önemli bölümüdür. Ancak tek başına yetmez. İlaç tedavisi de uygulanmalıdır. Alerji tedavisinde en sık kullanılan ilaçlar antihistaminiklerdir. Bu tür ilaçlar, en çok kaşıntı, akıntı ve hapşırma üzerinde etkilidirler. Antihistaminiklerden sonra diğer bir faydalı ilaç türü de kortizonlardır. Aşıyla alerji tedavisi (immünoterapi) ise alerjenden kaçınmanın mümkün olmadığı ve (veya) çoklu alerjen yerine sınırlı alerjene reaksiyon verildiği durumlarda, alerjenin (aşının), düşük dozdan başlayarak, artan şekilde enjektörlerle cilt altına verilmesi yöntemi ile uygulanır. Bu şekilde, vücut bu maddeyi tanıyarak, alerjik reaksiyon göstermemeye programlanır. Son yıllarda, alerjenin ağızdan (dilaltı) veya burundan damla şeklinde verilmesiyle de iyi sonuçlar alınabilmektedir.
ALERJİSİ OLANLAR İÇİN ÖNERİLER
• Evde ve içinde bulunulan ortamda sigara içilmemeli
• Lavaboların altı, duş ve banyo küvetinin çevresi, pencere eşikleri ile nemli olabilecek tüm alanların araştırılarak rutubet ve küften korunmalı. Bodrumlarda nem alıcı cihazlar kullanılmalı
• Havalanmış, yıkanmış perdeler, çarşaflar, yatak örtüleri kullanılmalı ve odaların her yerinin tozlardan ve alerjenlerden arındırılmış olması sağlanmalı
• Filtreli elektrik süpürgesi kullanılmalı
• Klimaların kullanımdan önce toz filtreleri değiştirilmeli
• Yastık kılıfı, çarşaf ve nevresim takımları haftada en az bir kez değiştirilerek yüksek sıcaklıkta yıkanmalı ve alerjik olmayan plastik hurçlarda saklanmalı
• Özellikle yatak odalarından halı kaldırılmalı, diğer odalardaki halı boyutları da küçültülmeli
• Hamam böcekleri kapalı ortamlarda alerjiye neden olabilen etkenlerdir. Bunlardan kurtulmak için yerlere dökülen yiyecek kırıntıları düzenli olarak temizlenmeli, çöpler çok biriktirilmeden sık sık atılmalı
• Polen alerjisi olan kişiler polenlerin gün içinde havada en yoğun olduğu sabah erken saatlerde evini havalandırmamalı.
• Polenler çamaşırlara yapışabildiğinden yine bu vakitlerde çamaşırlar dışarıda kurutulmamalı, yatmadan önce, vücuda yapışan polenlerden kurtulmak için duş alınmalı
• Evin bir parçası olan evcil hayvanların evden uzaklaştırılması mümkün olmadığından, en azından yatak odası ve mutfağın dışında tutulmaları
• Deodorant, kokulu mumlar, oda spreyleri ve tütsülerden kaçınılmalı
• Genetik şifresiyle oynanmış gıdalar alerjik hastalıkları tetiklediğinden her gıda mevsiminde yenmeli, turfanda meyve sebzelerden uzak durulmalı
• Katkı maddeleri içerdiğinden hazır ve işlenmiş gıdalardan kaçınılmalı
Besin alerjisinin belirtileri nelerdir?
Besinler çoğunlukla birden fazla maddenin karışımı şeklinde olduklarından besindeki hangi maddenin alerjiye yol açtığını anlamak kolay değildir. Besin öğeleri arasında alerjiye yol açan maddeler genellikle protein yapısındadır. İnsanlarda sıklıkla alerjiye neden olan besinler şunlardır: İnek sütü, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kabuklu ve yağlı kuruyemişler (fındık fıstık gibi), tahıllar, etler, meyveler, sebzeler ve kuru baklagiller, ba¬haratlar ve çeşni vericiler, çikolata, bal ve bazı içeceklerdir. Bu besin¬lerden bazıları diğerlerine göre daha sık alerjiye neden olurlar. Örneğin süt ve yumurta meyve sebzelere göre daha sık alerjik reaksiyona neden olur. Yine bu besinlerden bazıları diğerlerine göre daha ciddi reak¬siyonlara neden olurlar (yer fıstığı ve ağaç fıstıkları gibi).
Dikkat Bahar Çarpmasın
Ağırlıklı olarak bahar mevsiminde ortaya çıkan polenler, kimi zaman hayatı bir zorlaştırabiliyor.
“Bugün 8 Yeni Film İzleyiciyle Buluşuyor”
“Koton İlkbahar-Yaz Kadın Koleksiyonu Casual Kapsülüyle Festival Ruhu Yaşatıyor”
“Zirvedeki İsimler Belirleniyor!!!”
“Astrolojiye Dair Her Şey Bu Festivalde”
“Tüm Ayakların Bakıma İhtiyacı Vardır”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32