Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Semih Baskan, kadınlar arasında en çok görülen tür olan meme kanseri hakkında AA muhabirine bilgi verdi.

Avrupa'da yapılan çalışmaların istatistiklerine göre, dünyada 6.5 dakikada 1 kadının meme kanserinden öldüğünü, 2.5 dakikada 1 kadının meme kanserine yakalandığını ifade eden Baskan, hayat boyunca her 10 kadından 1'inin meme kanserine yakalanacağının tahmin edildiğini bildirdi.

Meme kanserinde erken teşhisin önemine işaret eden Prof. Dr. Baskan, erken teşhis halinde kadınların göğsü alınmadan tedavi yapıldığını, kitlenin 4-5 santimetreye ulaşması halinde göğsün cerrahi müdahaleyle alınması gerektiğini belirtti.

Bu konuda, kadınların özellikle 20 yaşından sonra elle göğüs muayenesi yapmasını ve 40 yaşından sonra yılda 1 kez mamografi çektirmesini öneren Baskan, mamografinin sağladığı en büyük kolaylığın, elle hissedilmeyen kitlelerin bile tespit edilebilmesi olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Baskan, elle veya başka yöntemlerle yarım santimlik bir kitlenin tespit edilebileceğini, ancak mamografi ile küçük nokta şeklindeki şüpheli lezyonların bile görülebileceğini kaydetti.

MAVİ BOYA İLE TÜMÖR TESPİTİ

Göğüs kanserinde koltuk altındaki lenf bezlerini temizleme işlemi sırasında, ''sentinal lenf nodu incelemesi'' denilen biyopsi tekniğinin uygulandığını anlatan Baskan, bu teknikle, lenf bezlerinin tespiti için mavi bir boya verildiğini, lenf bezinin bulunduğunu, eğer tümoral hücre saptanırsa, koltuk altının temizlendiğini ifade etti.

Kadınlar için estetik açısından göğüslerinin önemli olduğunu bu nedenle en çok sorulan sorunun göğsün alınıp alınmayacağı olduğunu ifade eden Baskan, memenin yerinde kalabilmesi için hastanın mutlaka erken dönemde doktora gelmesi gerektiğine işaret etti.

Meme kanserinin erkeklerde de görüldüğünü anımsatan Baskan, ancak vakaların yüzde 98'inin kadınlarda, yüzde 2'sinin erkeklerde ortaya çıktığını bildirdi. Erkeklerin, Dünya Sağlık Örgütü'nün de kabul ettiği en önemli 2 sorunun, prostat kanseri ve kalın bağırsak kanseri olduğunu anlatan Baskan, 40 yaşından itibaren tüm erkeklerin yılda 1 kez prostat ve kalın bağırsak kanseri için tetkik yaptırmasını önerdi.

''JAPON KADINLARDA RİSK DAHA AZ''

Prof. Dr. Baskan, kansere yakalanma riskinin, genetik faktörler, yaşın ilerlemesi ile arttığını, bunların yanı sıra beslenmeyle yakından ilişkili olduğunu vurguladı.

Yapılan araştırmalarda, beslenme alışkanlıkları nedeniyle Japon kadınlarda meme kanseri riskinin, Amerikalı kadınlara göre daha düşük olduğunun tespit edildiğini anlatan Baskan, ancak Japon kadınlarda, ABD toplumunun beslenme alışkanlıklarına katıldıktan sonra yapılan çalışmalarda meme kanseri riskinin arttığının görüldüğünü kaydetti.

Baskan, beslenmenin yanı sıra kahve ve sigaranın da risk faktörlerini artırdığını sözlerine ekledi.