Bugüne kadar yapmış olduğum röportajlar arasında Hande Doğandemir en çok etkilendiğim ünlülerin başında yer alıyor.
Bu camiada duruşu, iş disiplini, kendine has özellikleri ve naifliği olan çok az insan tanıdım.
Daha da önemlisi Fan’ları tarafından çılgınca takip edilen ender sanatçılardan…
Röportaja başlamadan önce sevgili Hande Fan’larına da ayrıca teşekkür etmek isterim.
Gazetecilik hayatımda siz bana yepyeni bir kapı açtınız..
Hande Doğandemir röportajı’nın yayın hazırlığı bitmiş olmasından dolayı, Fan’larından gelen yüzlerce soru arasından sadece iki soruyu röportajıma son anda ekleyebildim. En çok merak edilen sorunun cevabı ise satır aralarında… :)
İşte, 26. Ankara Uluslararası Film Festivali kapsamında yoğun temposundan kopartıp, Cosmoturk okurları için yapmış olduğum Hande Doğandemir röportajım... Hadi başlayalım!...
Bildiğim kadarıyla benim gibi tek çocuksunuz ve tek çocuk olmak oldukça zor. Öncelikle sizin çocukluğunuz ile yeni nesil çocuklar arasındaki farklar neler?
Evet ben de tek çocuğum. Tek çocuk olmanın avantajları da dezavantajları da var tabi ki. Ama biz çok sosyal çocuklardık. Çünkü oyun oynayarak sokakta büyüdük. Yeni nesil çocuklarla aramızdaki fark bu sanırım. Onlar teknoloji ile çok iç içeler. Bizim böyle imkanlarımız yoktu ve kendi oyun alanlarımızı sokakta kendimiz yaratırdık.
Bizim zamanımız lafını pek sevmem ama bizim zamanımızda dijital dünya ile tanışmamıştık : ) Şimdi sanal ve dijital yaşamlar hayatlarımıza damga vurmaya başladı. Sizce dijital yaşam sonumuzu mu getirecek?
Digital dünya tabi ki her alanda hayatımızı çok kolaylaştırıyor. Ancak hayatımızın bu kadar içinde olması ve hatta sosyal yaşamımızın önüne geçmesi beni biraz endişelendiriyor. Maalesef belki de hepimiz amacından farklı ya da fazla olarak hayatımızın içine sokmuş olabiliriz. Dengeyi tutturmak çok önemli...
“FOTOĞRAF BENİM ÖZEL MERAKIM”
Sosyal medyayı ile aranız nasıl? İnsanlar zamanlarını boşa harcamıyorlar mı?
Sosyal medyayla aram iyi. İşin içinde fotoğraf olduğu için özellikle instagram kullanmayı seviyorum. Fotoğraf benim özel merakım. Twitter hesabımı daha çok iş içerikli kullanıyorum. Açıkcası genel olarak herkesin gereğinden fazla sosyal medyada zaman geçirdiğini düşünüyorum. İşi için kullanmak zorunda olan pek çok insan var. Ama hayatını sosyal medyada yaşamayı tercih edenler için üzülüyorum. Ama tabii ki bu bir tercihtir ve saygı duyuyorum. Zamanını twitterda geçirmeyi tercih edenler olduğu gibi sinemaya tiyatroya konsere vs giden ya da arkadaşlarıyla sosyalleşmeyi tercih edenler de vardır. Yaşı küçük olanların sosyal medya bağımlılığı konusunda da sorumluluk en çok ailelerin sanırım.
“GÜZEL AMA RAHATSIZ EDİCİ BİR FİLM, TAVSİYE EDERİM”
Korkularınız var mı?
Eğer bu soru sosyal medyayla ilgiliyse, insanların sosyal medya bağımlısı olup giderek yalnızlaşması beni endişelendiriyor. Teknoloji ve sanal dünya bu kadar hayatımıza girdikçe yalnızlaşıyoruz ve üretkenlikten uzaklaşıyoruz. Geçenlerde ‘her/aşk’ adlı bir film izledim; tam da bununla ilgiliydi. Güzel ama rahatsız edici bir film, tavsiye ederim.
“BİZ KARAKTERLERİMİZİ ÇOK SEVMİŞTİK”
‘Güneşi Beklerken’ dizisinde ‘Zeynep’ karakteri ile Türk halkı sizi tanıdı. Seyirci ile kurulan bu özel bağın sırrı neydi?
Güneşi Beklerken samimi bir işti... Her dizide olduğu gibi bizim işin de zaafları vardı ama biz karakterlerimizi çok sevmiştik ve her şey den önce çok eğleniyorduk. İzleyen kitle en çok da yaşları nedeniyle kendileriyle bir çok noktada bizim karakterlerimizi özdeşleştirdiler ve aramızda bahsettiğimiz bağ kuruldu.
“DAHA ÖNCE NE YAPIYORSAM SONRASINDA DA ÜSTÜNE KOYARAK YAPMAYA DEVAM EDİYORUM”
Dizinin bu kadar tutmasından sonra yaşamınızda neler değişti?
Ben bu diziden önce de bir çok işte yer aldım ve sonrasında da yer almaya devam ediyorum ve hepsinden de çok keyif alıyorum. Tek fark Güneşi Beklerken daha çok insana ulaştı. Benim açımdan en büyük fark bu oldu. Dolayısıyla hayatımda değişen tek şey daha çok kişi tarafından izlenmiş oldum. Ama benim açımdan daha önce ne yapıyorsam sonrasında da üstüne koyarak yapmaya devam ediyorum.
“BENİM İÇİN GEÇMİŞTE KALDI”
Diziniz final yaptı. Peki canlandırdığınız Zeynep ile Hande arasında bir tercih yapsanız hangisini gerçek hayatta yaşamak isterdiniz?
Ben bu diziden sonra Bana Masal Anlatma ve Racon adlı iki projede yer aldım. Dolayısıyla Zeynep - Hande karşılaştırmalarını geçeli çok oldu benim için. Popülerliği açısından hala bu dizinin ve karakterin konuşulmasını tabi ki anlayabiliyorum ancak benim için geçmişte kaldı. Ben yeni ve kaliteli işleri hayata geçirme derdindeyim.
Son aylarda televizyonlar birbiri ardına dizileri yayından kaldırmaya başladılar. Ve bu tamamen ticari kararları içeriyor. Bu konudaki düşünceleriniz neler?
Her proje uzun süren ciddi hazırlık aşamalarından geçiyor ve çok kalabalık ekipler büyük bir özveriyle uzun saatler çalışıyor. Hem proje öncesinde hem de yayın hayatına geçtikten sonra zorlu fiziki şartlarda çalışan ekiplerin emeğinin karşılığını alabilmesi tek dileğim sektör adına.
“SİNEMA DERDİMİZİ ANLATMANIN EN GÜZEL YOLLARINDAN BİRİ…”
Ankara Uluslararası Film Festivali hakkında düşünceleriniz neler?
Açılışta da söylediğim gibi benim için sinema derdimizi anlatmanın en güzel yollarından biri. Dolayısıyla her festival gibi Ankara Film Festivali de sanat ve sinema adına çok değerli bir alan. Maalesef bilindiği üzere sansür gölgesinde tatsız bir açılış yaptık. Ama her şeye rağmen özgür sanat ve özgür sinemaya destek veren her oluşumun yanındayız.
“BİZ HALA SANSÜRDEN VE KORKULARIMIZDAN KONUŞUYORUZ”
Peki sizce sansür ne anlama geliyor? Sizce sansür olmalı mı?
21. yy Türkiye'sinde hala sansürden konuşuyor olmak çok can sıkıcı. Üretkenlikten sanattan konuşmak varken biz hala sansürden ve korkularımızdan konuşuyoruz maalesef. Sanatın herhangi bir dalıyla özgürce kendimizi ifade edemediğimiz sürece bir adım ileriye gidebileceğimize inanmıyorum.
“İÇİNDE OLMAK İSTEDİĞİM BİR PROJEYE DENK GELMEYİ BEN DE HEYECANLA BEKLİYORUM”
Bundan sonra gerçekleşecek projeleriniz neler? Yeni bir dizi veya sinema projeniz var mı?
Okuduğum dizi ve film senaryoları var. İçinde olmak istediğim bir projeye denk gelmeyi ben de heyecanla bekliyorum. Ama bu bir yaz projesi mi olur, yoksa yeni sezonda mı olur ben de bilmiyorum henüz.
Şimdiye kadar kimsenin bilmediği ve yazılmayan üç özelliğinizi rica etsem….
Pek kimsenin bilmediği gizemli taraflarım yok açıkcası.
“BUGÜNE KADAR DERDİM HER NE YAPIYORSAM EN İYİSİNİ YAPABİLMEK OLDU”
Ve son sorum: Gözünüzü kapattığınızda gelecek yıllarda nasıl bir Hande’yi karşınızda görmek istiyorsunuz?
Bugüne kadar derdim her ne yapıyorsam en iyisini yapabilmek oldu. Dolayısıyla ilerde de içinde bulunduğum durumu yapmak istediklerim konusunda iyi değerlendirmiş olmak isterim. Mesleki olarak da sinema bir oyuncu için çok kıymetli bir alan. Derdi olan, güzel hikayelerin anlatıldığı sinema projelerinde yer almış ve almaya devam ediyor olmayı dilerim.
Fotoğraflar: İpek Hatunoğlu
Röportaj: Cenk Babaeren
Cosmoturk Genel Yayın Yönetmeni
cenkbabaeren@cosmoturk.com
twitter.com/cenkbabaeren
facebook.com/cenkbabaeren
instagram.com/cenkbabaeren
Doğallığın Cazibesi: Hande Doğandemir
Güzelliği, doğallığı ve içten gülüşüyle sanat camiasına bomba gibi düşen çok özel bir yıldız: Hande Doğandemir (Cenk Babaeren)
“Müjdat Gezen’in “Pera Müzikali” 3 Kasım Tim Show Center’da Başlıyor! ”
“Erkekleri Kadınlardan Soğutan Nedenler”
“Memet Ali Alabora`nın Annesinden Mektup: "Neden?"”
“Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul 2013 | Red Beard By Tanju Babacan”
“Diyabete karşı senede bir idrar tahlili!”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32