Magazin yazmak pek adetim olmasa da, 13 Haziran gecesi yapılan ‘’Altın Kelebek Ödülleri’’törenini izlerken pek kıymetli ünlülerimiz bol yazı malzemesi verdiği için, yazmadan edemeyeceğim.
Bana göre, Altın Kelebek Türkiye’de yapılan en güzel, en özenli ödül töreni.
Sunucu olarak Beyazıt Öztürk ve Ayşe Arman çok iyi bir ikili olmuş. Başlarda Ayşe Arman biraz heyecanlı olsa da, biraz zaman geçtikten sonra heyecanını yendi ve içindeki röportajcı ruhu hortlayarak her ödül alana sorular sormaya başladı.
İlk 1 saat her ödül töreninde olduğu gibi gayet sıradan geçti, ödül alanlar duygulu konuşmalar yaptı, her çıkan ünlümüz elinde teşekkür edilecek listesi ile ‘’onbinbeşyüzelli’’ kişiye teşekkür edip, izleyenleri sıkıntıdan patlattı. Arada Beyaz’ın yaptığı espriler olmasa teşekkür faslı çekilecek gibi değildi.
Ne olduysa Tarkan sahneye çıktığında oldu. Önce Ayşe Arman röportaj da röportaj diye diretti, sonra Beyaz programıma gel, ne zamandır çağrı yapıyorum gelmedin, söz ver de söz ver diyerek Tarkan’ı geldiğine geleceğine pişman etti. Tam Tarkan sahneden inmek üzereyken olanlar oldu ve Tuğba Ekinci adındaki pek kıymetli (!) ünlümüz pat diye sahneye fırlayıverdi (Reklamın iyisi kötüsü olmaz modu. Popo salladı olmadı, iç çamaşırıyla sahneye çıktı yetmedi, son bir hamle yaptı, Tarkan’a kafayı sardı, ama o da tutmadı)
Beyaz ve Ayşe Arman en az Tarkan kadar şaşkın, Ekinci’yi izlemeye başladı.
Ekinci; Tarkan’a; size şimdi Hülya Avşar’ın yerine soruyorum “neden okul yaptırmadınız?..” sorusuna Tarkan, bu soruyu cevaplamak istemiyorum diyerek ödülünü almadan sahneyi terk etti…
Biz ekran başında şaşkın, törende olanlar bizden şaşkın yaşadılar o anları. Tarkan’ı çok sevmesem de, yapılan hoş değildi. Zaten mega star’ımız (!) 40 yılın başı bir ödül almaya geldi, onu da burnundan getirdiler. Artık ölse gitmez hiçbir ödül törenine.
Aslında işin magazin kısmı beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor, ben tamamen farklı bir konu ile ilgili yazmak istiyorum. Beni bu yazıyı yazmaya iten tek şey Okan Bayulgen’in ödül aldıktan sonra yaptığı konuşma oldu.
Okan’ı sivri çıkışlarına, zaman zaman tuturuk hallerine rağmen hep sevmişimdir ama en çok dün sevdim, en çok dün iyi ki Okan gibi birileri var bu sektörde dedim.
Ödülünü aldıktan sonra cebinden bir kağıt çıkardı, ben tam şimdi bir espri yapacak, bir muzurluk düşünüyor derken, çok güzel bir konuşma yaptı ve dedi ki;
‘’Ben bu sene bu ödülü, son kez alıyorum. Çünkü artık gençlerin gelmesini, onların ödüllendirilmesini istiyorum. 17 yıldır talk show yapıyorum, çok şanslıyım ki, Beyaz gibi bir rakibim var. İnsanın rakibinin akıllı olması çok önemli.
Ben sadece Şirin’in kocası, İstanbul’un babası, Reyhan’ın ve sevgili ekibimin bir tanesiyim’’ hepsi bu diyerek sonlandırdı konuşmasını. Salondan alkışlar yükseldi, bunun üzerine duygulanan Beyaz, en az Okan kadar içten bir konuşma yaptı ve birbirlerine sarılarak birbirinin kuyusunu kazan, başarı gelecekse, her yol mübahtır diyen ünlülere resmen ders verdiler, örnek oldular.
Bu sektörde bu kadar temiz kalabilmek, egosunu törpüleyip, başkalarını övebilmek ve gelenlere kucak açabilmek çok kolay bir iş olmasa gerek. Ve işte tam da bu nedenle OSCAR GOES TO OKAN BAYULGEN…
TÜLİN KILIÇ
YAZARA E-POSTA GÖNDER