Nedir bir insana kıro ya da kıroliçe denmesinin ölçütü?
Arabesk şarkı dinlemek,
Türkçe pop ve sanat müziği dinlemek,
Evlilik ya da sabah programı izlemek
Tortelliniye yadafettuciniye ''makarna''
Sushi'ye ''çiğ balık'' işte demek
Ben tikky,kıro,entel vs.sınıflandırmaları anlayamıyorum.Kime göre,neye göre bu sıfatları yapıştırıyorlar insanlara.(Bende sütten çıkmış akkaşık değilim,yapıştırıyorum cadde'de takılana tikky etiketini ama pişmanım,ben ettim siz etmeyin)
Bu yazıyı yazarken daha da mod'a girmek,olayı hissetmek için,Doğuş'tan: Asma güzel yüzünü bebeğim,senden öncekiler yaaaalaaaaan şarkısını ve şarkının sonunda doğru bitmek bilmeyen şiiri dinliyorum.Arada kanallar karışıyor ve Cübbeli Ahmet Hoca'nın vaazı giriyor.Ortaya karışık bir durum oluyor ama olsun pes etmeye niyetim yok.Bu kıro-kıroliçe olayını irdelemek,masaya yatırmak,araştırmak istiyorum.(Nedense bu üç kelime az çok aynı anlama geldiği halde hepsini bir cümlede kullanmak istedim)
Evet itiraf etdiyorum:
Ben Avrupa yakası dizisi bittiğinden beri bitmek bilmeyen ''Yaprak Dökümü Dizisi''ni izliyorum.
Yıldız Tilbe dinliyorum,hatta dinlemekle kalmıyorum eşlik ediyorum hatta ve hatta neredeyse tüm şarkılarını ezbere biliyorum.
Tüm eski Türk filmlerini onyüzbin kez izlemişimdir,replikler ezberimde harfi harfine (Abarttığımı zannedenler istedikleri yerden sorabilirler)
Arasıraizlesemde,hergün belgesel ya da cnbc-e izlemiyorum.
Dibine kadar Türkçe müzik dinliyorum.
Sanat müziği,fasıl aşığıyım.
Ebru Gündeş'i sahne aldığı gazinoda en önden dinlemek istiyorum,dinlerken çatır çatır tabak kırmak gibi bir hayalim de var (Gerçi o tavernalarda oluyor ama neyse,hayal bu işte karışmayın,gıcık cıcık gülmeyin lütfen)
Pentegramı uzun bir süre yabancı müzik grubu zannettim
Ben zamanında fırtınalar koparan Aliye dizisinde çocukların babası annesinden çocukları kaçırdığında hüngür şakır hatta böğürerek ağladım.
Yukarıdaki maddelerin hepsini yaptım,yaparken zevk aldım ve arkadaşlarım bazıları içten içe kıroliçe damgasını yapıştırdı bana.Cezam neyse çekmeye razıyım,yaptıklarımın arkasındayım,yine olsa aynılarını yaparım...
Fakat birde şöyle bir durum var:
Ben yeni yeni gözlük takmaya başladım (Bu bir entel,dantellik kattı görünüşte)
Teoman,Şebnem Ferah,Bülent Ortaçğil dinlerim.
Çok sık tiyatroya giderim
Her akşam mutlaka kitap okurum,üstelik yeni çıkan kitapları takip ederim (Korsan kitap asla almam,alırsam Allah taş etsin)
Sahaf sahaf gezerim,kendimi kaybederim o kitap kokuları içinde.
Vejetaryenim (Bu özelliğimin hiç mi artısı yok yani?) Gerçi laf olsun,kuuul görüneyim diye yaptığım birşey değil.
Sanat filmlerini izlerim.Üç Maymun'u yere göğe sığdıramayan azınlık topluluktan biriyim.Uzak İhtimal filmini çıt ses çıkarmadan izleyen bir şahsiyetim ben.
Resim ve fotoğrafın birbirinden farklı olduğunu idrak edebiliyorum (Çok büyük marifet farkındayım.Parantez içinde ünlem) Ayırt etmekle kalmayıp sergilere giderim...
Şimdi durum eşitlenmiş oluyor mu?
Kimim ben?
Neyim ben?
Kıro muyum?
Entel miyim?
Durum eşitlendiyse ''normal'' miyim?
Bana etiketimi yapıştırın çünkü kendimi çıplak gibi hissediyorum.Hangi safta yer almam gerekiyor? (Hangi saf yerine hangi zümre mi deseydim acaba ya da hangi sınıf.Offf çok zor doğru kelimeyi cuk oturtmak)
Evet ne olduğumu? Nereden gelip,nereye gittiğimi bilmek istiyorum.Bilinmeyene doğru sürüklenmeme engel olun.Tutun kollarımdan düşerim şimdi,yalnızım dostlarım yalnızım yalnız (Yazımı İbo abinin güzel şarkısıyla bitirerek hangi zümreye ait olduğumu belli ettim sanırım)
Tühhhh ya az daha entel olacaktım ama son anda girdi aklıma bu nadide şarkı...
Neyse canım sağolsun...
Yazarınız Kıroliçe Tülin hangi sınıfa ait olduğunu bilmenin mutluluğuyla bir etsiz çiğ köfte partisine katılmak için hazırlanmaya gider...
TÜLİN KILIÇ
YAZARA E-POSTA GÖNDER