Gece onikide tam üçkere çalar … Biraz korkutucu biraz da mağrur tam vaktindeki işçi,
Yeri hiç değişmez,duvarlar boyanacağı zaman çıkar,altından da en çıplak izi.
Sen onu dinlerken o da senin yüreğini dinler akıtır zamanın ilerisini,
Yüreğinde olanın,yarının ne getireceğinin umut habercisidir sanki ışık hızındaki hali.
İçini sadece Kapalıçarşıdaki Agop amca bilir,arada teklediği vakitde gider,üç günlük yolculuk sonrası gelir aynı yerine.
Yokluğunun acısı diner yüzlerde sevinç belirtisi.
Ve unutma senin yüreğinin sesini bir tek babaannesinin evindeki kerpiç duvarda hala asılı duran aynı saat ile büyüyen o çocuk duyar…
Sevdayı ilk dinlediği kadından,korumayı öğrendiği yüreği ile senin korunaklı yüreğinin sesi, vakit tam geceyarısını gösterdiğinde ve üç kere çaldığında saatin sesi,
Koca yürekli Nazım’ın da dediği gibi , yüreğinize dolar güneşin çiçekleri .