Sen, ben ve tüm bu olanlar…
Bu gün günlerden ne ?
Hangi ay, hangi gün, hangi yıl?
Ne zaman başladı bu eğlenceli yolculuk? Biz şimdi hangi duraktayız? Ne zaman girdik bu zaman tüneline? Hayat öylesine akıp giderken hangi duraklarından birlikte indik, birlikte bindiğimizden bile habersiz olduğumuz bu otobüsten. .
Hayat yolculuğuna çıkarken aldığım tek yön biletinin senin yanındaki koltuğa denk gelmesi tesadüf olabilir mi? Eğer bu bir tesadüf olsaydı koca bir konser salonunun 4000 kişilik kalabalığının arasında senin kırmızı gömleğini seçebilir miydim? Daha seni tanımıyorken..
Nerden başlamıştık sohbete hatırlıyor musun?
Kimdim ben?
Sen kimdin?
Ne zaman tanıdık birbirimizi böylesine derin…
Ne kadar çok zaman geçirdik birlikte, boşa harcanmamış kaliteli zamanlardı üstelik. Eklenen her yeni güne bin bir anı sıkıştırıp her birini hatırlayabiliyor olmak ne garip?!? Sadece anılarımızı anlatan bir kitap bile yazabilirim. Ve okuduğunda her an’ı tek tek izleyebilirsin film gibi…
Ah! Nasıl da unuttum, sen aşk filmlerini sevmezsin. Peki, tamam o zaman, buna belgesel diyebiliriz;)
Uzuuun, huzurlu bir yolculuk oluyor bu farkında mısın? Görmediğimiz yerler görüp, tatmadığımız hazlar tadıyoruz. Bilinen tüm eğlenceli işlere alternatif bir oyun keşfedip, her iki tarafın da sırayla kazanmasına izin veriyoruz.
Bu gün günlerden ne? Hangi ay, hangi gün, hangi yıl? Biz ne zamandır birlikte ilerliyoruz?
Başımı omzuna koyup yol boyu geçip giden şehirleri izlemek, daha söylemeden bakışlarındaki kelimeleri anlayabilmek… Aynı şeye şaşırabilmek, aynı manzaradan etkilenebilmek... Karanlık çökmekteyken yolumuza, senin güvenli kollarında, sesinden masallar dinleyerek uyuyabilmek…
Sen
Ben
Ve etrafımızdaki tüm bu insanlar…
Bilmediğimiz bir yolda ilerliyoruz.
Kaybedecek bir şey yok.
Yapılacak bir şey yok.
Değiştirilebilecek bir kader de yok elimizde.
Kimseye bir şey açıklamak zorunda değiliz.
Ve hiç bir şey yapılmak zorunda olduğu için yapılmıyor.
Sende ifade edemediğim bir şey var.
Bu yolculuğa seninle çıkmayı tarif edemediğim bir zamanda seçmiş olmalıyım. Senin de zamanın birinde benim gibi bir yol arkadaşı seçmiş olduğuna eminim.
Yaptığın her şey doğru, yaptığın her şey güzel…
Yapılacak hiçbir işle senden daha fazla ilgilenmek istemiyorum ve doğrusunu söylememi istersen böyle olduğunda kaybedecek bir şeyim olduğunu da düşünmüyorum.
Yanındaki koltuğa tesadüfen oturmuş olduğumu düşünelim. Öyle bile olsa daha önce hiç bu kadar güvende hissetmedim.
Sen, ben ve tüm bu olanlar tesadüf değil ve sen aradığım tüm soruların cevabı, her notasında yaşadığımı hissettiğim bir şarkı gibisin.
Söyler misin bundan daha iyi ne olabilir?
İhtiyacım olan her şey…
Sen, her şeysin.
Nino
NİHAN HATİPOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER