Geçen gün anılarımla karşılaştım
Hüznü’m deldi geçti diyemem belki ama
Hüznü’m acımasızca ‘eski’yi önüme koydu
Eski hiç bozulmamış pürüzsüz aynı ekşi tatlı ve acı haliyle tam olarak karşımdaydı
Üniversite kampusunda baldır bacak dolaşırken elimde bir fotoğraf makinesi bir de
Yüreğimde çiğ olan umutlarım yara almamış, kırılmamış ya da ürkmemişti henüz
Üşüdüğümde kendime sarılırdım üşüdüğümde kendime yetecek kadar sıcaktım
Sonsuz idi yürekli hallerim
Coşkuyla koşardım platonik bağlı olduğum adama
Hep yüzümde utanan bir dudak ve yanaklar vardı
Aşıktım ona belli etmediğimi sanarak yıllarca sakladığımı umarak
Oysa ki hep çırılçıplak hep savunmasız ve tahrip içerikliydim
Şimdi ise diyorum ki ne yazık ki iç çekerek
Ben AŞK’a fena küsmüşüm be!
Heyecanım susamış
Hiçbir şey şaşırtmıyorken
Bir de her geçen gün yalnızlığı daha kıymetli kılıyor bu çaresizlik
En kıymetlim yalnızlığım en sevgilim artık yalnızlığım
Yanıyor içim
Sızlıyor kalbimin her yanı tüm duvarları, tüm damarları aslında tüm göğüs kafesim yok olmak için iznimi istiyor
Ben son rötuşları yapıyorum hayata
Geçen gün anılarımla karşılaştım
Yenilgilerle birikmiş yasak duygularla kavrulmuş gizli serzenişlerle isyanlarda olan anılarımı en derinlere itmeyi nasıl da becermişim
Şimdi yine en taze halleriyle hayatıma nüfuz ettiler
Hoş geldiniz neden geciktiniz
Sevgili anılar
…
JATKA JUKIC
JATKA JUKIC
YAZARA E-POSTA GÖNDER