İlişkiler...

İlişkiler

Kainatı kirleten maalesef ki, en şerefli yaratılan insan..
21.yüzyıla girerken, dünyadaki insan ilişkilerinin haline baktığımızda, ürkütücü durum çok vahim olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanların doğaya ve birbirlerine olan tutumları, yaradılıştan verilen müspet özellikleri nasıl da dejenere etmiş. Yalanlar, entrikalar, kandırmalar, çaresizlikler, kabullenmeler, iyilikten nasibini alamayanlar� Manevi değerleri hiçe saymalar.. Milli değerlerin yüceliğinden bihaber olanlar...

Kuldan utanmayanlar, Allah tan korkmayanlar. Gözleri yaşarmayan merhametsizler, yüzleri kızarmayan yüzsüzler.. Daha neler, neler...

Yazımda, gözlemlediğim ilişkileri, hiç yorumsuz aktarıyorum.. Umuyorum ki, içlerinde hepimizin bir parçası olan gözlemlerimden, gören gözler, çözüm üreten akıllar kazanabiliriz...

~*~

�eneler öncesi aklıma geliyor da, ne kadar safmışım diyorum... Bana insanlara inanmayı öğrettiler. Kendim gibi olmayı, olduğum gibi görünmeyi� Ama insanlar hiç de böyle değiller. Hayatımda,inandığım için çok erkek oldu, onlara inandım, kandırıldım... Şimdi de inanıyorlar, kandırıyorum.

Aslında dürüst olmak gerekirse ne ekersen onu biçiyorsun. Adamla tanışıyorum. Adam evli. Beni,vaat ile para ile kandırıyor. İlk zamanlar çok onurum kırılıyordu. Zamanla ilişkilerdeki yöntemleri öğrendim. Zaten hayat öğretiyor. Bu tip ilişkilerin tahsille, para ile ilişkisi yok.

Şimdi benim param da var ama bu yönteme öyle alıştırılmış ve öyle alışmışım ki.. Sözün özü, saf kızları para ile kandıran erkekler, ilerde bu insanlar tarafından sadece para makinası olarak görülüyorlar. Sevgi mi? Ne sevgisi.. Sevgiyle kandırdılar..Tabii bu insanların yetiştirdikleri çocuklar veya bu insanlara akıl danışanlar da insanları nasıl istismar edecekleri konusunda tavsiye-teşvik alıyorlar. Aslında bakıyorum da insanlık bitmiş. Ülkeler bile birbirlerini kandırıyorlar. Çıkar uğruna yapılan entrikaların haddi hesabı yok. Politikacılara bakıyorsunuz, yaptıkları tek şey vaad,vaad..

Yerine getirilmeyen vaadler. Toplumun en küçük birimi, aileden tutun, ülkemiz ve dünya çapında düşünürseniz, karşılaştığımız sonuçlar korkunç: kandırma, menfaat, istismar... Düzeleceğine inanmıyorum ama inşallah düzelir.. Sevgiyle, vaadlerle, hizmetle kandırıyorlar. Herkes iyi.. Böyle gelmiş, böyle gidiyor. Olan bizlere oluyor�.

~*~

�nsanlar elde etmek adına yalan söylüyorlar. Aslında zamanla anlaşılıyor ama anlayıncaya kadar da çok vakit geçiyor. Neticeye bakacak olunursa başından beri olan hadiseler sonun habercisi. Ancak konu sensen, kendin ise verilen ümitlere, yapılan vaadlere inanmak işine geliyor. Ben,işi gücü olan, abla-kardeş yaşayan bir bayanım. Yaşım 30. Bir beyle tanıştım. Her şey kendiliğinden gelişti. Evli olduğunu ama, çok da mutlu olmadığını söyledi. Mevki ve yaşı da bana uygundu. Bu yaşa kadar evlenmemiş olmam da bende kompleks yapmış olmalı ki önceleri hiç rahatsızlık duymadım. Sonra rahatsız olmaya başladım. Ancak fazla şikayet edersem, hem maddi, hem de manevi yönden işime gelmiyordu. Çok acı ama açık konuşuyorum. İşin aslı bu.

Zaman zaman çocuklarından, çocuklarının problemlerinden bahsediyor, güya çözüm bulmaya çalışıyorduk. Tabii hepsi oyalama. Sonunda ayrıldık. Hayat bumerang gibidir. Ne ekersen onu biçersin. Müşterek tanıdıklarımız vardı. Onlar anlattılar. Adam benle beraberken karısına, �iraz sabret ben bu işi bitireceğim�diyormuş. Sonuç olarak, mesele, benim evli erkekle beraber olmam; evli olmasına rağmen beni elde etmeye kalkışması ve karısının bunu bilmesine rağmen hâlâ evli kalması.. Hepimiz hastalıklıymışız da haberimiz yokmuş..�br>
~*~

Atladığımız bir şey var. O da ahlâk.. Ahlâksız, yalancı, menfaatçi insanlar çoğalıyor. Asil denen bir milletin bireyleri böyle uygunsuz ve seviyesiz tercihlerde nasıl bulunuyor ve karşı taraf bunu nasıl kabul ediyor�Bütün bunların bilinmesine rağmen nasıl da bu hatalar yapılıyor. Başkalarının mutsuzluğu üzerine mutluluk kurulmamalı. Birisinin cehennemi, diğerinin cenneti olmamalıdır. Bu beklenmemeli, istenmemeli, hangi şartlarda olursa olsun teklif edilmemeli ve kişi bu şekilde kendini masum göstermemelidir. Büyüklerimiz �uva yıkanın, yuvasının olmayacağını�söylerler.. �ir zina bir bina yıkar�derler.. Bütün bunları boşuna söylemezler. Bizim menfaatimiz, karşındakinin zarar görmesine vesile oluyorsa durup bir kez daha düşünülmeli. Her şey yeni baştan gözden geçirilmeli. Düzgün, saygın olan şeyleri asla dejenere etmemek gerekmektedir, aksi durumda kötü örnekler çoğalır..

~*~

�evgililerin Aşk Tepeleri, Cenk Meydanları Artık..

Kızlar erkekleri, erkekler kızları, duygusal anlamda sömürmek için bi ilişkiye başlıyorlar.

Mutlu olmak amaç değil. Asıl amaç, cinsiyetlerin toplum içindeki egomanyak krizlerini tetiklemek. Ayrılınca aşktan sevgiden degil, hırstan, alt edilmekten ağlıyorlar. Sevgileri 60 karakterlik sms mesajları ile başlayıp, gene orada bitiyor. Ölçütü de büyük ihtimalle bvlgari saat kadardır..

Bir erkek bir kız ile flört ederse ve kaçamakları yoksa �adece kendini bilmeyen basit ama kendini yüksek sanan�kimseler tarafından gay olarak bile adlandırılabiliyor.

Hatunlar da, cici kızlığı bırakıp �ıtır�olmayı nimetten saymaya başladı. Alemin en uyanığı onlar ya; kandırıyorum ayağına; ayakta uyutuluyorlar haberleri yok.

Birini sevme nedeni iyi huyu, temiz kalbi değil midir? Tabii ki uçlarda değilim. Nalan�ı, Adnan�ı, yeşilçam filmlerinin etkisinde de kalmadım . Maddi açıdan denklik, ailede, görgüde, kültürde, bilgide denklik, sağlıklı bir ilişki için önemli unsurlar. Lakin her şeyin önüne geçmemesi, terazinin kefelerinin dengesinin bozulmaması gerekiyor.

Önce saygı, güven; sonrasında sevgi gelmelidir ki sevginiz biterse saygınız, en azından ikili insani ilişkileri yürütmenizi sağlasın.

Ruhunu rahatlatıp, dinginliğe sevk eden sevdalardan arıyorum ben.. Allah�m bana ve sevdiklerime nasip eylesin. Amin.�.

~*~

İlişkilerde hırs, her türlü, yolu ve yöntemi mübah kılıyor.Tercih edilen, çok yazık ve acınası beraberlikler. İltifat gören, prim yapması gereken manevi duyguların yerini, süfli hazlar alıyor.

İşte dikkat edilmesi gereken de bu.

Hikmet Suner