1 aydır bir gazete ve televizyonda yalan yanlış karalamaya yönelik kışkırtmalar yapıldı. Bu gazete ve televizyonun sanki başka bir görevleri yokmuş gibi beni 3 gün 1. sayfadan verdi. Hem de vatan kurtaran aslan edasıyla! Buldukları yüzleri maskeli 3 gizli tanık 1 ay boyunca 4 kez aynı TV programına çıkarıldı.
Hiç kimse, hekimle hastası arasındaki mahremiyete giremez. Girdikleri zaman bu, bilime ve halkımıza en büyük ihanettir. İnsanların beyinlerini bulandırmak, hastaların tedavi ve kurtuluş kapılarını dinamitlemek kendi dünyalarının ve kendi inanışlarının dışa vurumudur. Bunun için de ben hedef gösterildim. Benim adıma ölüme davetiye çıkararak, kendilerini koruyucu melek (!)gibi gösterdiler.
Yıllarını, hayatını mesleğine adamış, kitaplar yazmış, gazetede köşesi olan 80 yaşındaki bir adamın ortadan kalkmasına yol açacak bu yayınlar şimdilik iki kere meyvesini verdi. Bundan 1 ay önce gene böyle bir ölüm tehlikesiyle burun buruna geldim ve Beyoğlu Cumhuriyet Baş Savcılığı’na suç duyurusunda bulundum.
Son olayda, kurşunla aramda 2 metre kalmıştı. Korkmadım ve kılım bile kıpırdamadı. Çünkü bedenim ölebilirdi; ama kitaplarım, söylemlerim, ektiğim tohumlar yüzde yüz olmak koşuluyla tedavi ettiğim vaginusmuslu aileler ve 4000 manevi torunum olan bu fidanlar, yaşamaya devam edecekti. Hem de torunlarımın yarısın adı HAYDAR olarak.
Bedene, tene kurşun işler; ama ruha kurşun işlemez. Bu talihsiz olayı fırsat bilerek sizlere önerim, ruhlarınızı kurşun işlemez duruma getirin.
Yayın organlarının korumacılığına, benim hastalarımın ihtiyacı yok. 5 yıldan bu yana, “tek bir kişi de bile alamadığım sonuç varsa, ben buradayım” diye canlı yayınlarda bağırıyorum. Ayrıca hekimle hasta arasında bir anlaşmazlık olursa, hasta önce doktora gelir. Sonuç alamazsa, hak aranacak yerler gazete sayfaları ve televizyon programları değildir. Bu yol açılırsa bütün hasta ve hekim ilişkileri rayından çıkar.
Her söylediğim sözün ve tedavimin sonuçlarımın ardındayım. Bana güvenenlerin içleri rahat olsun, yoluma devam ediyorum.
60 yıllık diplomalı HAYDAR hocanız mı, yoksa gazete ve televizyon programlarında ortalığı karıştırarak ve hastaların şifa yollarını kapatarak ucuz kahramanlıklarla gündem yaratanlara mı inanacaksınız? Dahası belden aşağı vuran, her an ifadesini değiştiren, öldürme amacıyla muayenehanemi basan, silahı tutukluk yaptığı için öldüremeyen bu ne idiğü belirsiz ipsiz sapsıza mı kanacaksınız?
Yani ben ilk ifadesinde dediği gibi, kocası yanında olan kadına tacizde bulunmuşum. Peki, kiralık katil tutarak beni öldürtecek kadar namus düşkünü bu erkek adam (!) o sırada neden bana tek kelime söylememiş ve de suskun kalmış?...
Hadi gülelim…
Dr. Haydar Dümen
Nöroloji ve Psikiyatri Uzmanı
(0212) 293 33 10 - 11
www.haydardumen.com.tr
HAYDAR DÜMEN
YAZARA E-POSTA GÖNDER