İnsanları mutlu etme şansın varken mutsuzluk yarışındaki anlamsız ısrarın için bu başlık.
Özgürlüğünü doyasıya yaşayabilesin diye kapısı açık bırakılmış kafesinin içindeki anlamsız çırpınışların için bu başlık.
Adı yok bu saydıklarımın, anlamları da. Belki de her şeye bir anlam yüklemeye çalışmaktan yoruldum ve yazıma böyle bir başlık verdim. Hep bir şeyler yazar da giriş, gelişme ve sonuçtan çok adına ne vereceğimizi düşünürüz ya bu sefer böyle olmadı. Belki de hayatımızda farklılık yapamadığımız için böyle şeylerde farklılıklara başvuruyoruz. En azından ben öyle yaptım.
Mesela yağmur yağarken bile o kasvetli havaya kapılıyoruz hepimiz. Sanki hayatımızda hiç güneşle ısınmamış gibi kara bulutlara teslim oluyoruz. Sonra bir bakıyoruz her yer kapkaranlık, gözlerimiz ıslak. Yağmur yağıyor ya ondan diye kandırıyoruz kendimizi, kederlerimizi yağmur damlalarında gizliyoruz. Kimse anlamasın diye orada oturup kalıyoruz. Halbuki o kara bulutları delip geçsek o kadar güzel güneşli bir havayla karşılaşacağız ki arkamıza bile bakmaktan kaçınacağız.
Şimdi o kara bulutların içinde oturmanın değil oradan oraya koşup bulutları dağıtmanın vakti geldi. Güneşin içimizi yeniden ve daha çok ısıtmasına izin vermenin vakti geldi. Biz izin vermezsek hayat, güzelliğini bize göstermek istese de göremeyiz. Bu yüzden ufacık da olsa farklı bir şey yapmanın vakti geldi..
http://fizy.com/#s/1aiy0m
GAMZE KÜP
YAZARA E-POSTA GÖNDER