Üzerimiz çamur olur eve gitmeye korkardık. Bir kaç çocuk vardı mahallede sürekli onları birbiriyle kavga ettirirdik. En büyük hayalimiz transformers oyuncağımız olmasıydı. Karşı komşunun kızını görünce yüzümüz kızarırdı. Neydi adı onun? Kübra mı, Ayşe mi? Yok, yok kesin Aslı idi, ismine bile âşık oluyordu insan. Hatırladım şimdi, bir kez soru sormuştu bana. Donup kalmıştım cevap verememiştim yüzüne öylece bakıyordum.
Eski günleri hatırladım şimdi.
Bahçelerden erik çalanda bizdik, zillere basıp kaçanda. Hatta bizim bir Erhan vardı erik çalarken duvar yıkılmıştı, bahçe sahibinin attığı taş Murat'ın tam sırtına gelmişti, iki koca hafta annesi bizimle oynamasına izin vermemişti. Günah değildi ki erik çalmak sadece göz hakkımızı alıyorduk, öyle öğrendik biz göz hakkı diye bir şey vardı, ya da bizim arkadaşlardan biri öyle uydurdu bizde işimize geldiği için inandık.
Eski günleri hatırladım şimdi.
Gülmekten karnımıza ağrıların girdiği, tek derdimizin hiç derdimiz olmadığı. Öğretmenin derste arabalarla oynamayı yasakladığı… Büyümeye devam ederken yasakların arttığını fark ettim. Önce oyuncaklarımız gitti elimizden, sonra karşı komşunun kızı evlendi, erik çaldığımız bahçelerin sahipleri evlerini müteahhide verdi. Biraz daha büyüdük ilk aşkımız terk etti üzüldük, ilk işimiz terletti bizi yorulduk. Eski günleri özledim şimdi, hani bir daha asla geri gelmeyecek olanları...
Aslında...
Aslında kabus bunların hepsi biliyorum,Sabah yanında uyanacağım!
Güneşten önce göreceğim seni,Kocaman bir nefes alıp kokunuu içime çekeceğim,
Seni ilk görüyormuş gibi bakacağım,İlk günkü heyecanımla bakacağım gözlerine.
Uyandığında tekrar aşık olacağım sana,
Her uyanışında olduğum gibi...
Kâbus bunların hepsi biliyorum,Biz ayrı değiliz,Bir uyanabilsem dokunacağım ellerine.
Ayrı değiliz biliyorum,Ben seni böylesine severken,Neden bırakıp gidesin ki beni?
Ayrı değiliz biz biliyorum,sende seviyorsun beni...
Aslında kabus bunların hepsi biliyorum,Uyanır uyanmaz sana anlatacağım.
Uzun ve acılı kâbusumu,Sensizliğin meğer ne kadar da zor olduğunu…"bırakıp gitme beni hiç" deyip ellerini öpeceğim.
Gitmezsin değil mi?
Gider misin?
Yoksa gittin mi?
Yoksa ben sensiz miyim?
Yoksa ben deli mi?
FERHAT HAKAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER