Siyah dendi mi insanın içi kararır. Oysa siyah bilinen karamsarlığın yanında, asalet ve uyumluluğun simgesidir. Siyahlar asi olur sanılır. Mağrur ve ukala olduğu, yalnızlığını kendi seçtiği düşünülür. Oysa siyah tam bir “ben de varım” insanıdır. Uyum sağlamadığı renk yoktur ama işine geldiğinde –mış gibi yapabilme konusunda çok iyi olduğundan, anlaşamıyor-muş gibi yapar. Kendini kaptırır bazen ortalama bir aşka, kendi oluşturduğu yüksek dozdan bunalıp vazgeçip içine döner aniden. Ne partneri takip edebilir bu hızı ne kendi. Bu haliyle de halk dilinde; ya çapkın olur erkeği ya da dişisi tam bir hoppa.
Agresif görünen siyah aslında yine bilinenin aksine doğru rengine denk geldiğinde tatlı mı tatlı, şirin mi şirin olur. Hayatı boyunca rengârenk desenler ekler kendine. İnsanların hayatından gelip geçen farklı renkler olmaktansa, farklı insanların farklı renklerini katar bünyesine. Tüm renklerden birer parça tutar içinde. İlk gençliğinde ne yapacağını bilemez halde dolanır ortalıkta. Rengini seçmiştir ama nasıl kullanacağını, bu renkte nasıl yaşayacağını bilmez. Kırmızıya yönelir hata yapma çağında. Kırmızı siyaha yakışır diye bilindiğinden o da öyle zanneder. Yanıla yanıla uya bozula akıtır zamanı. Her şekle sokar kendini. Onu da dener buna da gider. Bazen bu uğurda maymun olsa başkalarına ait materyallerle kendini çoğaltmaya çalışsa da tek yaptığı sadece olabilme ihtimali zamanla yok olan kendinden uzaklaşıp, özentiliğe doğru huşu içinde ilerlemektir. Tabi bu durum ilk gençlikten tamamen uzaklaşana kadar sürer. Sonrasında yavaş yavaş ve yakınlarında var olan etkilerle değişecek ve kendi tepkilerini oluşturarak büyüyecektir. Bir siyah oluşana kadar geçirdiği süreç yaşarken kendini zorlar ama sonrasında hem kendi hem de onu gerçekten tanıyanlar tarafından sonsuz güven duyulacak kadar sağlamlaştırır. Rengi seçmek kadar onu doğru beslemenin önemi de en çok siyahta belli eder kendini. Her durumda yufka yüreklilikle soğukkanlılık arasındaki dengeyi her geçen an daha da iyi koruyan siyah, zamanı geldiğinde öğrenmeye her zaman hazır bir çocuk yeri geldiğinde geçen yıllardan alabileceği her şeyi almış bir bilge şeklinde görünebilir. Yaşı kaç olursa olsun.
Karamsarlığın zorla çağrıştırıldığı renk aslında umuttan göründüğü kadar uzak değildir. Her an dolmaya hazır bir boşluğa ve gereğinden fazla ve lüzumsuz olanı bünyesinde barındırmayacak kadar yeterli bir doluluğa sahiptir.
Yeterince siyah olursa ömrü boyunca gerek duyacağı kadar siyah kalabilir…
https://twitter.com/#!/Fername
http://www.facebook.com/?ref=home#!/pages/Ferhan-Petek/40815501931
FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER