Senin hâlâ bulamamış, yanlış yerlerde yanlış kişilerde yanlışlar yollarında aramış olman, aşkın olmadığı anlamına değil, senin hala kendini bulamadığın anlamına geliyor olabilir.
Sene olmuş 2012 biz hala arıyoruz. İş arıyoruz ki hem paramızı kazanıp hem huzur içinde çalışalım. Ki genel de ne kadar inkâr etsek de bahsettiğimiz huzur en az çalışmak anlamına geliyor. Az kazanıp çok kazanmayı az kazansak bile çok harcamayı kim istemez ki? Hemcinslerimizle çalışsak çekemiyorlardır bizi illaki. Karşı cinsle çalışsak öküzdür kabadır anlamıyorlardır bizi eziyorlardır hep akıllarının yettiğince. Ya hakkımızı alamıyoruzdur ya da çok fazla çalışıp kendimize vakit ayıramamaktır şikayetimiz. Yorganımızın ayağımızın hesabını yapmak yerine çok biriken borçlarımızdan ve hesapsızca yaptığımız harcamalarımızdaki hesapsızlığımızı görmezden gelip kendimizi aşan kredi kartlarımızın durumundan şikayet etmeyi tercih ederiz.
Birini ya da bir şeyi suçlamanın dayanılmaz çekiciliğini bir yana bırakıp, her şeyi önce kendinizde aramanın dayanılmaz güzelliğine varmak hiçbirimizin aklına gelmez.
Bir de ne aradığını bilmediği halde biliyormuş gibi yapanlar vardır. Bu en fenası nazarımda. Sanki bir fikri inancı bakış açısı varmış gibi türlü yöntemlerle anlamadıklarını anlamaya çalışır. Ve bu durum güzelim yöntemlerin de içine eder anlattıklarının kafalarının da.
Bazen her zaman hiç olmak istemediğin bir yerde olursun. Ama olman gerekiyordur. Hatta nefret ötesi hissettiren mecburiyet durumu söz konusudur.
Başına gelecekleri bilmeden sadece orada oluverirsin. Ama bir bakarsın ihtiyacın olduğunu o güne kadar hiç fark etmediğin bir şeye kavuşursun.
Anlık bir duygu belki. O güne kadar yapmanın anlamsız olduğunu düşündüğün birşey yaparsın.
O ana kadar hiç de eksikliğini aramayacağını sandığın bir anın olur. Sanki hiç karşılaşmak görmek görüşmek istemediğin birinin bir gün sokakta yürürken karşına çıkıp bütün hayatını değiştirecek güzel bir haber vermesi gibi.
Hiç ummadığın birinden ummadığın bir haber almak gibi.
İnsan neye ihtiyaç duyduğunu nerede kiminle olması gerektiğini nasıl yaşaması gerektiğini hiç bilmez aslında.
Sadece bildiğini zanneder. Kendi için doğru olanı en başından belirlediğini ve istemediği şeylerden hep uzak durması gerektiğini düşünür.
Bu da hayatın değil insanların birer kandırmacadan ibaret olduğunun kanıtıdır.
Tıpkı adil olmayanın dünya değil insanın kendi olduğu gerçeği gibi. Herşeyi bildiğimizi zannederiz.
Kimimiz de sözde bir alçakgönüllülükle sadece kendi hayatımız ile ilgili kararlarda kesin ve netizdir.
Oysa kandırmaca "kendimi bildim bileli" dönemlerinde başlar.
"- Kendimi bildim bileli hiç ekmek yemedim." ah canım, sen o keyfe bi varsan.3-5 kilo için mahrum kaldığın o tattan bir nasibini alsan. O bembeyaz yağlı peynirin eşliğinde, fırından yeni çıkmış sıcacık ekmeğin zevkini bir çıkarsan anlayacaksın hayatta senin için neyin eksik olduğunu belki de. Vesaire vesaire..Basit bir örnek anlayana kocaman bir yol belirleyici olabilir.
Söylenir duyulur anlatılır yenir yutulur bazen olmadı yeteni alın fazla geleni bir yanda bırakın.
Ne olmak nasıl olmak değil de sadece biri olabilmektir belki mesele. Kendini bulmak gerektiğine karar verip en olmaman gereken yerde bitiverirsin bazen. Dağ tepe dolanır meydanlara atılır ne yerde ne gökte bulamaz aradığını belki de aslında ne aradığını hatta bulması gerekip gerekmediğini bile farkında olmadığından.
İşte asıl gerçek tam da buralarda bir yerlerde olmasın; farkında olmak da mesela.
Farkında oluversek her şey yoluna giriverecek.
Kolay yolu seçip hayatı suçlamayı kesin artık bir zahmet. Zira zalimlik varsa ortada hayatta dünyada değil insanın ta kendindedir. Eh ne demişler, “şeytanın yeryüzündeki siluetine insan denir”iyi demişler. Demedilerse de desinler.
Çok aramayın az bulunun, birilerine aldırmadan olabildiğiniz kadar BİRİ olun. Her şey doğru yerine gelir oturur olan size olur ayakta kalıverirsiniz. Siz içinizi ferah kalbinizi temiz tutun tutabildiğiniz kadar.gerisi kolay.
Az oradan çok buradan, içim doldu dökülüverdim yine günün bana kalan minik bir zamanında.
E hadi kapayayım ben artık çok yazmasın. Başımda ağrıyor zaten uyuyacağım daha.
https://twitter.com/#!/Fername
http://www.facebook.com/pages/Ferhan-Petek/40815501931
FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER