Gelecek planı yapmak, bir bilgisayar oyununda 3 canınız varken gidebileceğiniz en yüksek levele hiçbirini harcamadan gitmeye çalışmak gibidir. Heyecanlı ve göründüğünden fazla mümkansız. Karşınıza ne çıkacağını da asla bilemezsiniz. Tahminleriniz sizi en fazla olacak olanların küçük bir bölümünden korunmanıza yarayacak önlemler aldırır.
Doğru bankayı doğru emeklilik planını ya da sigorta gününü doldurabilecek doğru işi bulmaktan çok belki de asıl sorun doğru evliliği bulmaktır. Evliliklerin bir dünya evine değil karşılıklı anlaşmalara dayalı çift taraflı imzalanan bir sözleşmeye dönüşmesi tamamıyla sistemin ve insanın sistemdeki debelenmelerinin sonucunda oldu.
Belki paranın harcamak için mi yoksa biriktirmek için mi kazanıldığını henüz tam olarak kafasında netleştirememiş olan biz kadınlar için bu ikisi arasında seçim yapmaktansa evliliğin en mantıklı ve bol paralı halini hangi adamla yapacağımıza karar vermek daha kolay geliyordur. Ya da kolayı seçtiğimiz için değil de sadece gerçekten akıllı olduğumuz için bu yolu tercih edenlerin çoğunlukta olduğu bir türüzdür.
Haksızlar mı ama şimdi?
Sigorta günü dolsun diye girdiğin iş seni muhtemelen bir sözleşmeye maruz bırakacaktır ki bu sözleşme sana göre hobi olan hatta belki üstüne para vermekten bile çekinmeyeceğin herhangi bir meşgaleye bile engel olacak belki de keyif alacağın ya da ileride kendini hayli geliştirebileceğin bir yola adım atmanın hayalinden bile uzaklaştıracaktır.
Sanata,müziğe yazmaya çizmeye oyunculuğa kısacası sana garanti devlet güvencesinde ve muhtemelen geçimini sağlamana katkısı olmayacak bir alana olan ilgin çalışmak zorunda olduğun sürece uzaktan ilgi olarak kalmaya devam edecek ve içindeki yara yaşının geldiği elli küsür yaşlarında daha da derinlere yerleşmiş olacaktır. Hayallerinin peşinden gitme eylemi hobilerle başlar ancak çalışmak mecburiyetindeki hemen hemen hiç kimse herhangi bir hobiye ne vakit bulabilir ne de çalışmayıp hayalimi gerçekleştireceğim dese ve yeterince vakit yaratsa o hobiye harcayacak para veya hayali peşinde koşarken geçinmesi gerektiği gerçeğiyle yüzleşeceği geliri. Çok kıymetli zaman ve kölesi oldukça değerlendirilen para asla bir arada olmaz. İşte bir kadının sırtını yaslayacak duvar arayan hemcinsleri arasına katılması tam da bu gerçeklerin yüzüne vurduğu tokatla başlar. Aslında bu , erkekler içinde geçerlilik gösterebilir. Bu da muhtemelen her kadının içinde bir erkek olduğu gerçeği gibi her erkeğin içindeki kadını açıklayan bir durumdur.
Cinsiyetine göre verilen mecburi çalışma yılını yani muhtemelen en güzel yıllarını, abuk sabuk insanlar arasında geçirmeyi kabul etmiş, belli bir düzene göre eline geçen, harcamaya kıyılamayacak kadar az ya da artsa da en dikkatli şekilde değerlendirmek zorunda kalacak kadar kazandığı paranın kendisine kattığı bu zoraki ve rahatsız edici farkındalığın huzursuzluğuyla kıvranan, yılı günü dolsa da bir de üstüne bir eşek yaşı kadar daha yıl bekleyip yaşını doldurmak zorunda oluşunun ağırlığında ezilen bir kadın olmaktansa sadece kadın olmayı seçebilir. Gelecek planı yapmak, hangi poliçenin hayatını nasıl güvence altına alacağını, hangi fondan daha fazla kazanacağını, gerektiği zamanda kendine yetecek kadar bir ev ihtiyacı olabilecek kadar bir araba almak için yıllarca hangi hesabı yapıp nasıl para biriktirmesi gerektiğini hesaplamak istemeyebilir. Ne de olsa bütün bu angaryalar, saç sayını azaltacak düşünceler, kemiklerini daha hızlı eritecek bu fikirler için karşı bir cins yaratılmıştır ve hepsini ona bırakmak yeterince kolaydır.
Çalışan bir kadın, eline baktığında tatmin olacağı büyüklükte taşa sahip bir yüzüğü parmağına takacak o adamı bulduğunda artık kariyeri için endişe ediyormuş gibi yapmaktan vazgeçebilir.
Artık her şeyi geride geleceği için de endişelenmeyi o adama bırakır. Sadece anını yaşamaya başlar. Yapmak istediği her şeyi yapar. Aşk ve sevmek kavramlarının yerini mantığa bırakır ya da tek taşa olan aşkını harcamaya doyamayacağı kadar çok parayı severek pekiştirir.
İstediği zaman istediği şekilde istediği gibi döşediği evinde oturur. İster dizini kırar ister bacak kası yapar. Tek yapması gereken aslında göründüğü kadar kolay olmadığını bilsem de, her daim bakımlı olmak, halk deyimiyle süslü püslü dolaşmaktır. Amaç: avladığı adamın ya da bulduğu kocanın ilgisini, ayrıldıklarında kendine bırakabileceği gelecek garantisi miktardan emin olana kadar üzerinde tutmaktır.
Hangisinin daha iyi olduğuna karar veremeyenlerse kararsızlıkla geçen yıllarını sayar ve sigorta gününü denkleştirmeye çalışırken bir yandan sahip olmaya çalıştıklarına nasıl sahip olabileceğinin hesabını yaparak kalan zamanda hayallerini anar.
Yada fark eder ki çok yazmış, kapar. Başı da ağrıyordur zaten uyuyacaktır daha…. :)
Ferhan Petek
Köşem Sultan ®
http://www.facebook.com/pages/Ferhan-Petek/40815501931
https://twitter.com/#!/Fername
FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER