Demek ki “– Ne zaman ne olacağı hiç belli olmaz” lafı doğruymuş. (Cenk Babaeren)
Ne zamandır bu yazımı yazmak istiyordum.
Bildiğiniz gibi sevgili annem 1,5 sene önce beyninde oluşan bir tümör nedeniyle ameliyat olmuştu.
İşte her şey o dönemden sonra başladı.
Daha önceleri bu kanser denen illetin ne olduğunu ya bilmek istemiyordum ya da bilmiyordum. Yakınımdan geçeceğini tahmin bile edemiyordum.
Demek ki “– Ne zaman, ne olacağı hiç belli olmaz” lafı doğruymuş.
Annemin ameliyatından sonra uzun bir yolculuğa çıkacağımızı tahmin bile edemiyordum. Bu çok uzun ve yıpratıcı bir süreç...
Geçirdiği nöbetler, devamlı alınan kan testleri, kemoterapi ve radyoterapiler vb…
Sevgili babam bu süreçte benden daha çok yıprandı. Hayat arkadaşının ellerinin arasından yavaş yavaş kaymasını görmek hiç kolay değil… Ama şunu gönül rahatlığıyla yazabiliyorum.
"Allah her kadına babam gibi bir adam nasip etsin..." Veeee bugün….
Annem geçen hafta itibariyle Yoğun Bakıma kaldırıldı. Yaklaşık bir haftadır geçirdiği ağır epilepsi nöbetinden çıkamadı ve bugün yaşam makinasına bağlandı. Şimdi önümüzde bir haftalık zorlu bir süreç var. Nöbet ilaçları değiştiriliyor.
Denemekten başka hiç bir şey kalmadı... Ya bu nöbetten çıkacak ya da ................ Bu saatten sonra tamamen kendisine bağlı.... Bilinç altının bu nöbetle savaşması ve nöbeti yenmesi gerekiyor.
Ben iyi haber alacağıma kendimi inandırdım.
Tek çocuk olduğum için güçlü olmaya özen gösteriyorum. Veya güçlüymüş gibi hisettiriyorum. Tüm aile fertleri benim duruşumdan oldukça etkileniyor. Kıyıda köşede hıçkıra hıçkıra ağlasam da onların yanında bu güçlü imajı çizmek zorundayım. Güçlü Ol Cenk!.... Lafta güçlü…
Yoğun bakım süreci oldukça yıpratıcı bir süreç. İçeriden gelecek en küçük haber bile çok önemli.
Sevgili annem hep “Yer, Gök Dua İle Durur!...” derdi.
Gerçekten de öyle…
Çok dindar bir adam olmasam da duaların gücüne inanıyorum.
Çünkü şunu çok iyi biliyorum. Sinerji bu hayattaki en önemli şey. Yanında olamasak da bizim hastahanenin bahçesinde oturduğumuzu hissettiğini biliyorum.
Hadi annecim biraz daha sabır. Yakında seninle bu bahçede kahve içeceğiz. Annem LÜTFEN DAYAN!... Lütfen…
Allah kanserle uğraşan hastalara ve özellikle yakınlarına sabır versin.
Ve şu an Necmettin Bey’in öğrencisi Sn. Prof. Dr. Türker KILIÇ yönetimindeki enstitü, Türkiye’deki ihtisaslaşmış kurumlar arasında başı çekiyor.
Annemin bu hastalığı sürecinde doktorlarımız, Prof. Dr.Türker Kılıç,Yrd. Doç. Dr. Aşkın Şeker, Yrd. Doç. Dr. Zafer Toktaş, Dr. Baran Yılmaz,Sn. Dr. A. Fatih Atik, Dr. Çoruh Azman, Dr. Şakir Ekşi, Dr. Bahattin Tanrıkulu, Dr. Gülden Demirci, Dr. Teyyup Hasanov, Dr. Ramazan Doğrul ve adını şu an sayamadığım profesyonel tüm hastane ekibine teşekkür ederim.
"Şu an annem güvendiğim ellere teslim ve kendisine çok iyi bakıldığını biliyorum."
Bugün Miraç Kandili... Ve ben bu güzel günün gücüne çok inanıyorum.
Dualarınızı eksik etmeyin!... Ayrıca bu süreçte ve her daim yanımda bulunan, benim en değerli varlığım eşim Tuğçe'ye teşekkür ederim..