İFTARLIK GAZOZ
Bildiğiniz gibi Ege’liyim. Nazilli’de eski bir usta var. 77 yaşında, 54 yıldır “Yazın yandıran, Kışın söndüren” sloganıyla, soda ve şeker karışımından kendi hazırladığı gazozu satan, nam-ı diğer Karabıyık lakaplı Necati Kabakçı amca. Allah uzun ömürler versin; halen her Perşembe Nazilli Pazarı'nda gazozlarını kendisi üretir ve satar. Oralara gittiğinizde mutlaka tatmanızı tavsiye edeceğim. Her ne kadar film Muğla’da geçse de sanırım bu filmden sonra Necati Amca’nın değeri bir kez daha artacak…
Senaryosunu yazan ve yöneten Yüksel Aksu’nun “İftarlık Gazoz” filmi beni çocukluk anılarıma götürecek gibi.
Cem Yılmaz ve çocuk oyuncu Berat Efe Parlar'ın başrolü paylaştığı “İftarlık Gazoz”, çocuk bir ‘çırak’ ile zaman zaman çocuktan da çocuk olarak karakterine renk katan ‘usta’ Cem Yılmaz’ın hem eğlenceli, hem de hüzünlü öyküsünü anlatıyor.
Filmin Pr çalışmasını, duruşunu çok beğendiğim sevgili Elif Dağdeviren ve ekibinin de yapması filme ayrı bir güzellik katacağa benziyor.
Film 29 Ocak’ta vizyona giriyor. Bol gişeler dilerim.
KREDİ
Son zamanda izlediğim en eğlenceli tiyatro oyunundan bahsedeceğim. Güven Kıraç ve Emre Karayel’in oynadıkları: “Kredi”
Oyunu Türkiye’nin en köklü özel tiyatrolarından Ankara Sanat Tiyatrosu ve AYSA Prodüksiyon birlikte sahneye koymuşlar.
Öncelikle her iki kuruma da buradan teşekkür etmek isterim. Şu zamanda bir tiyatro oyununu sahneye koymak büyük özveri ve emek ister.
Yönetmen koltuğunda İskender Altın’ın bulunduğu ”Kredi” oyunundan büyük keyif aldığımı başta yazmıştım. Ama tekrar yazmakta bir sakınca görmüyorum.
İspanya’da ekonomik kriz ilk sinyallerini vermeye başladığında Jordi Galceran tarafından kaleme alınan “Kredi”; bankaların kredileri kimlere verdiğini, verilen bu kredilerin yarattığı borçlanmanın, bireyden başlayarak aileyi ve toplumu saran bir tefecilik problemine dönüşüp dönüşmediğini sorguluyor.
Kredi almak için gereken teminatın ne olduğu, teminat için sadece bir “söz”ün yeterli olup olmadığı gibi sorulara da yanıt arayan oyun; izleyicisine toplumsal borç batağıyla çevrelenmiş, özgün, dinamik, çılgınca olaylarla bezeli bir komedi sunuyor.
Güven Kıraç ve Emre Karayel’in performansları mükemmel…
Kredi oyununu sakın kaçırmayın!...
CAHİT BERKAY İLE HAYAT!
Geçen hafta Roxy’de büyük usta Cahit Berkay’ı tekrar izleme fırsatı buldum. Usta’yı izlerken saatin su gibi akıp geçtiğini bile anlamadım.
1966 yılından beri sinema-dizi müzikleri, birçok sanatçı ile yaptığı çalışmalar ve besteleri ile hepimizin anılarında ayrı bir yeri olan Cahit Berkay, 50. Sanat yılını dostlarıyla birlikte ROXY’de verdiği muhteşem konserle kutladı.
“Cahit Berkay’la Hayat” serisinin konukları; Türkiye’nin en önemli oyuncu ve şarkıcılarından güzel yorumları ile Zuhal Olcay, saksafonu ile başarılı yazar ve gazeteci Kürşat Başar, sohbet ve şarkıları ile oyuncu Serhat Kılıç oldu.
Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca’da gecenin kayda değer sanatçılarındandı…
Sevgili Kürşat Başar’ı Cine5’te çalışırken, “Başka Yerde Yok” programı zamanında tanımıştım. Zuhal Olcay, her zamanki duru sesiyle muhteşemdi. Serhat Kılıç ise Cem Karaca şarkısını yorumlarken beni şaşırttı.
Cahit Berkay Usta’nın en sevdiğim cümlesi “Hayatım boyunca sevdiğim işi yaptım ve yapmaya devam edeceğim. Tekrar dünyaya gelecek olsam yine müzisyen olurum” cümlesi oldu.
Cahit Berkay’ın konserleri devam edecek.
ROXY MEYHANE
Konu Roxy’den açılmışken. Açıldığı günden beri kendi müdavim kesimini ve kendine has eğlencesini oluşturan şehrin trend mekanlarından Yan Gastrobar, Yan Meyhane’yi açtı.
Yan Meyhane, iddialı menüsü ile Yan’ın 3. Ve 4. Katında.
Bence Roxy, yeme, içme ve eğlence sektörünü yıllardır en iyi çözümleyen kurumlar arasında.
Haftanın beş günü 60 kişilik kapasitesiyle (Pazar, pazartesi hariç) 18.00’de başlayan yemek servisi saat 24.00’e kadar devam ediyor.
Roxy Yan Meyhane menüsüyle beni oldukça şaşırttı.
Kalamardan, enginar kalbine, rum böreğinden, midye salmasına yok yok… Pek yemekle aram iyi değildir ama sundukları menüyü tattıktan sonra bu konuyu bir daha düşünmeye karar verdim.
Roxy Yan Meyhane Adres:
Siraselviler Cad. Aslanyatagi Sok. No:1-3 Taksim / İstanbul
Rezervasyon: Nevin Ongun:
0532 170 24 62
LÜGAT365
Müşkülpesent, Hasbelkader, Beyhude, Kalendrmeşrep ve daha neler neler…
İki genç reklamcı karıkoca, Banu Ertuğrul ve Onur Ertuğrul güzel bir kitaba imza atmışlar. "Lügat365"
Oturmuşlar dilimizde unutulan kelimeleri bir kitaba toplamışlar. Ne güzel yapmışlar.
Gündelik yaşantımızın gereksinimlerinden uzak, bugünün ideolojilerinden muaf, başka başka dersleri olan, türlü türlü hikayesi olan kelimeler.
Hayatlarımızı kelimeler şekillendiriyor. Gereksinim duymadığımız kelimeler ölüyor, gereksinim duyduğumuz yeni kelimeler doğuyor.
Can Yayınları'ndan çıkan, kelimelere ve birbirine sevdalı iki kişinin hazırladıkları “Lügat365” kitabı mutlaka kütüphanenizde bulunmalı.
YENİLEBİLİR ENERJİ
Bu kadar kültür, sanat, eğlence ve yemek yazısından sonra konu başlığına “Ne alaka?” dediğinizi duyar gibi oluyorum… :)
Ama benim için oldukça önemli bir mesele.
Ülkemiz güneş cenneti iken, güneş enerjisinden bu kadar az yararlanan bir ülke olmak beni oldukça mutsuz ediyor.
Halen elektriğe boşa para ödediğimize inanıyorum. Güneş ve rüzgar gibi nimetler varken neden elektrik için boşa para ödüyoruz?
Hükümet yetkililerimizin "Yenilebilir Enerji" konusunda daha kalıcı çözümlere imza atmasını bekliyorum.
Bir düşünün evinizin çatısında bulunan güneş enerjisi panelleri veya rüzgar tribünü ile tüm evin elektrik ihtiyacını karşılacaksınız. Hem doğayı koruyacaksınız hem de para vermeyeceksiniz.
Umarım bu hayalim yakın zamanda gerçekleşir.
BAZILARIMIZIN UNUTTUKLARI:
Eminönü’nde balık ekmek yemek…
NOT DEFTERİMDEN:
“Saygısız insanlar genelde kendilerini daha özgür sanırlar, ama daha çok nefret veya sevgiyi hissetme kabiliyetleri eksiktir.” Charles Bukowski
Sevgilerimle,
Cenk Babaeren
Cosmoturk Genel Yayın Yönetmeni
cenkbabaeren@cosmoturk.com
twitter.com/cenkbabaeren
facebook.com/cenkbabaeren
instagram.com/cenkbabaeren
CENK BABAEREN
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
