Ne zamandır çaresizlik üzerine yazı yazmak istiyordum. Çaresizliğin içinde boğulmaktansa savaşmak üzerine.. Burak Laçin`in yeni yazısı...
Yaşam çok hızlı akıp geçiyor. Nerede ve nasıl olduğumuzu önemsemeden ezici üstünlüğü ile darmadağın etmeye çalışıyor. Tam çare aramaya başladığın ve tamam buldum dediğin anda her şey bir anda silinip yok oluyor.
Ne yaptım sana yaşam. Senin canını mı acıttım? Kırdım mı seni veya seni yarı yolda mı bıraktım? Sadece yaşadım. Bana sunduğun dünyada sadece yaşadım.
Hatalarım olmadı değil, yalanlarım.... Ama gerçekten zor durumda kaldığım için yaptım bunları. Belki de senin kırılacağını düşünmedim. Ama kırıldın. Küstün bana. Belki de canım acıdığı için senin de canını acıtmak istedim. Ama senin umurunda bile olmadı.
Geçenlerde canımdan çok sevdiğim bir arkadaşımla evde oturmuş sohbet ediyorduk. Zamanında çok güzel yaşamış. Dolu dolu. Yaşam umurunda olmadan sadece yaşamış. Çok para kazanmış. Ve tüm parasını yaşamdan zevk almak için harcamış. Kendisini aptal diye tanımlamışlar.
Ona aptal olmadığını dolu dolu yaşadığı için de hiç üzülmemesini söyledim. Çünkü geçen her saniye çok önemli. Bir bakıyorsun su gibi akıp gitmiş. Bir daha geri gelmemek üzere kaybolmuş.
Arkadaşım şu an icralarla boğuşuyor. Zamanında aldığı eşyalarına icra memurları el koymuş. Arkadaşım hiç karşı gelmemiş. Sadece kitaplarına dokundurmamış. 15 yılda aldığı tüm malları 1 saatte yok olmuş. Ne için? Ailesinin bir kaç sene önce iflas etmesiyle tüm parasını onlara verdiği ve parası kalmadığından dolayı kendi borçlarını ödeyemediği için...
Ona üzülmemesini söyledim. Çünkü ailenin her zaman karşılıksız her şeye yardım eden tek kurum olduğunu anlattım. Ailesinin göz önünden akıp gitmesini seyretmektense bir ekmek ve bir soğana talim edebileceğimi anlatınca o da bana aynı düşüncede olduğunu ve ailesine tüm varlığını verdiği için hiç pişman olmadığını anlattı.
Şu an ne yapıyor. Borçlarını ödemek için çabalayıp duruyor. Cebinde bazen bir milyon bile olmuyor. Yılmıyor. O bir milyonla evine ekmek götürüyor. Karamsarlığa kapılmıyor.
Arkasında olduğunu insanlar onu yarı yolda bırakmış olsalarda yılmıyor.
İnsan ne garip bir mahlukat. Arkadaşının göz göre erimesini ne güzel seyrediyor. Onun batmasını acı çekmesini gördükçe yapabileceği şey olsada yapmıyor. Eeeeee herkesin kendi planları ve kendi hayallerı var. Kimse hayalinin yıkılmasını istemiyor.
Belki de haklılar. Kime ne bir başkasının dibe vurmasından. Bu arkadaşın bile olsa. Sonuçta yalnızlığa mahkumsun bu hayatta... Herkes kendini düşünüyor.
Bana da zamanında sen ne kadar aptalmışsın diyorlardı.. Acı çeken zor durumda olan bir arkadaşım olduğunda elimden ne gelirse yaptığım için. Maddi veya manevi.
Yine olsa yine yaparım. Hiç bir şeyi düşünmeden. Elimdeki son kuruşuma kadar yardım ederim. Bilirim ki onu mutlu görmek her şeye değer.
Arkadaşımla konuşurken ben de uzaklara daldım ağlamaya başladım. Hayattan güzel bir ders alınması gerektiği değil nasıl onunla savaşacağımızı anladım. Güçlendim. Dimdik yürümeye başladım.
Arkadaşımın şu anki durumunu görünce ben de yılmadan onunla savaşacağım. Son nefesime kadar. Nasıl kaybetmişsek şimdi o hızla geri almak için.