Kendinizi Değil Önyargıları Yokedin

KENDİNİZİ DEĞİL ÖNYARGILARI YOKEDİN

Size bugün bir sinema filminden bahsetmek istiyorum. Birçok anlamda önyargıları ortadan kaldırmayı amaçlayan, zıtlıkları son derece şiirsel, bir o kadar da sahici anlatan bir filmden bahsetmek istiyorum.

Belki de artık geçmişte kalmış bana ait bir önyargının altını samimi bir ittiraf ile çizerek başlamak istiyorum: günün birinde birisi çıkıp ‘Alem Buysa Kral Benim’ adlı şarkısıyla gömleğini kırmızı arabanın önünde savurduğu yıllardaki video klibinde adını duyduğumuz Mahsun Kırmızıgül’ün bu kadar sağlam bir sinema adamı olarak önce ‘Beyaz Melek’ şimdi ise ‘Güneşi Gördüm’ adlı film ile bu kadar başarılı filmlere imza atacağını söyleeydi ben bile inanmazdım. Şimdi ise bravo ‘Mahsun Kırmızıgül’ diyorum. İyiki o şarkılarla başlamışsın ve iyiki senin müziğini birileri dinlemiş ve seni fark etmiş ve var etmişler ve bugünlere gelerek bu kadar güzel filmler üretebilmişsin. Herkese bu başarılı sinema anlatımından ve ilişkileri bu kadar profesyönelce ve kusursuzca aktarmasından ötürü Mahsun Kırmızıgül’ü alkışlamak düşüyor.

Kırmızıgül’ün ikinci filmi ‘Güneşi Gördüm’ önyargılar ile toplumda var olan zıtlıkları son derece ustaca ve sanatsal bir dille anlatıyor. Öyleki hikayedeki karakterlerin sahiciliği ve tabii ki film ekibindeki oyuncuların başarısı tartışılmaz boyutta insanın içine işliyor. Filmdeki üç önemli nokta varki Türkiye gündeminde uzun süredir yer tutan ve son derece zeki ve sanatsal bir biçimde sinemaya aktarılmış.

Bunlardan ilki ‘zorunlu göç’, ikincisi ‘toplumumuzdaki cinsellik konusundaki önyargılar’ ve ‘uğruna feda edilen hayatların olduğu amaçlar’. Aslında genel anlamda zıtlıkların ahengi ve acımasız gerçeklerle yüzleşmemiz belkide filmdeki en can alıcı noktalardan bir tanesi. Öte yandan filmde ‘Empati’ ile ilgili alınması gereken çok önemli dersler var. Herkesin kendine ait gerçeği ve sahip olduğu çerçeve filmde yine Mahsun Kırmızıgül’ün sinema objektifi ve güçlü senaryo anlatımıyla hayat buluyor.

İnsanların yaşamda kimi zaman gözlerinde büyüttükleri hedefler doğrultusunda farkında olmadan ne kadar ağır bedeller ödemek zorunda kalabilecekleri gerçeğiyle seyircinin karşı karşıya kalması belkide filmde sizi içine alan çarpıcı bir yan.

Bu film uluslararası ödüllerde büyük başarılara imza atarsa hiç şaşırmam. Çünkü Mahsun Kırmızıgül’de belki kariyerinin ilk yıllarından itibaren önyargılı yaklaşımları en iç acıtcı biçimde belkide hayatında sonuna kadar tatmış biri olarak önyargının her türüne karşı olduğu konusundaki en büyük çığlığını bu filmde atıyor. Öylesi bir çığlık ki azınlıkların sesi olabilecek yükseklikte ve Türk sinemasına belkide tıpkı Yılmaz Güney gibi hem yazan, hem oynayan hemde yöneten bir isim olarak adını çok güçlü bir biçimde kazıyan bir olarak tarihteki yerini alacak. Dünya sinema literatüründe aslında hem yazan hem de oynayan kişilere verilen bir isim var. Onlara ingilizce olarak ‘author’ deniyor. Belki çok teknik bir kelime ama sinema tarihi ile ilgili teknik bilgiye sahip olanlarınız sanırım Mahzun Kırmızıgül’ün bu titri fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorsunuzdur. Eğer birileri zamanında ona engel olsalardı, yaptığı müzik ile ilgili ona önyargılı yaklaşımları karşısında Kırmızıgül yenik düşseydi bugün birer sinema başyapıtı olabilecek bu filmleri (Beyaz Melek – Güneşi Gördüm) izlemekten mahrum kalacaktık. Dolayısıyla Türk belki de Dünya sineması Mahsun Kırmızıgül sinemasından mahrum kalacaktı. Sizce yazık olmayacak mıydı?

Artık birilerine ve birşeylere yazık olmasın. Önyargılar olmasın. Artık bırakın insanlar önyargısız olarak kendilerini ifade etsin. Eğer buna izin verirsek daha ne Mahsun Kırmızıgül’ler gelir. Oysaki önyargılar ile birçok kişinin ancak yeni Mahsun Kırmzıgüllerin doğmasını engeller ve güneşi gördükleri zamanda ölümden kaçamadıklarını görürüz. Bu filmi izlemek için birden çok nedeniniz var. Ama bu filmi izlemek için sadece filmde yer alan Berfin çiçeğinin hikayesini dinlemek bile yeterli bir sebep.

Tek Kelimeyle BRAVO Mahsun Kırmızıgül ve Güneşi Gördüm Ekibi. Teşekkürler!

Önyargısız bireyler ve üretken bir toplum için hep birlikte el ele.

Bir kez daha sizlerle paylaştıklarımızı okuduğunuz için teşekkürler. Hoşçakalın.

Unutmayın her hoşçakal bir merhabadır aslında.

Çağatay Öztürk
Psikoterapist
oztuc@aol.com