Kutsal bilgi kaynağı Wikipedia’dan aldığım tanıma göre;
Büyü veya sihir (Arapça: سحر), insanların doğaüstü, paranormal veya mistik yöntemlerle doğal dünyayı (olayları, nesneleri, insanları) etkileyebildiğini öne süren uygulamalar ve bunların çevresinde oluşturulan kültürel sisteme deniliyor.
Ben de dün paranormal, doğaüstü, mistik bir gün geçirdim. Ölüler canlandı, gelecek geçmişle harmanlandı. Bir küçüldü, bir büyüdü dünya.
Sabah uyandığımda Marilyn Monroe vardı sabah programlarından birinde, o kadar güzeldi ki, üzerinde Hakan Yıldırım imzalı uçuk bir beyaz elbise vardı, tütüsünden masumiyet akıyordu. Saçları hala sarıydı, dudaklarıysa kırmızı. Dünyaca ünlü, milyonların takip ettiği Türk televizyonları aynı dedikoduyla sarsılıyordu. Michelle Obama evi terk etmiş, Barrack doğumgününün Marilyn tarafından kutlanmasıyla yetinmek zorunda kalmıştı.
-“Happy Birthday Mr. President...”
J.F Kennedy mi? Onun hiç doğumgünü kutlanmadı, Jackie’yle şu anda Bodrum’da tatildeler. Jackie 2011 yaz kreasyonunu hazırlıyordu. Jackie markasının bu seneki yüzü ise Tuğçe Kazaz’dı.
Mr. Obama ise üzgün ve yalnız “Eyvah, Çinliler Geliyor” adlı filmin galasında boy gösteriyordu. Yönetmen, aynı zamanda Terakki Perver Partisi genel sekreteri Sinan Çetin’i tebrik ediyordu. Bütün bunlar olurken, “Steve Jobs kanseri otuzuncu kez nasıl yendi” applicationları piyasaya yıldırım hızıyla giriyordu. Coca Cola, Kristal Kola’nın şerbetli oryantal havasıyla yarışamayıp iflas bayrağını çekiyordu. Televizyonda gezintime devam ederken duyduklarıma inanamayıp, gördüklerime inanmaya karar vermiştim. Coca Cola CEO’su Muhtar Kent, basın toplantısında Coca Cola’nın yıllardır saklanan içeriğini paylaşacağını söylüyordu. Sır ortaya çıkıyordu, kapitalizm tarihi yeni bir milada yelken açıyordu. Zira, Mc Donalds da “DürümDöner2.5Dolar” adlı zincir fast food zincirine yenilmişti.
Audrey Hepburn de keşke mükemmelliğin sırrını açıklasa diye içimden geçirirken, canım leydimin de “Çalıkuşu” dizisinin hazırlıklarında olduğunu heyecanla öğreniyordum. Zarifliğinden dolayı 90 dakikalık dizinin çekimlerinde sürekli hapşırırken görüntülenen leydim, Kıvanç Tatlıtuğ’un George Peppard’ı aratmayacağını düşündüğünü söylüyordu gazetecilere. Aralarında çıkan aşk dedikodularının da gerçeği yansıtmadığını üstüne basa basa yineliyordu. Canım leydimin canını sıkmasalar keşke diye düşünürken telefonumsu robotumsu bilgisayarımsı küçük aygıttan notificationlar yanıp yanıp sönüyordu. Gelen son tweetlere göre Cüneyt Özdemir’e Twitter’ın yeni yüzü olması teklif edilmişti.
Bütün bunlardan sıkılıp biraz müzik dinlemek istedim ve radyoda Björk ile Nil’in yeni single’larına denk geldim, o kadar güzel olmuş ki..Karanlık çöküyordu, ben hala hiç hareket etmeden kanepemde kumandanı oynuyordum kumandamla. İstediğim, istedigim gibi beliriyordu cam ekranda. Mick Jagger’ı Okan’da delirirken gördüm gözlerimi yavaşça kapatırken karanlığa.
Sonra birden “Luminous” diye bir ses yükseldi, ışık gözüme giriyordu. Harry Potter şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
-“Marilyn öldü mü yani?”
Anil Atalan
ANIL ATALAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER