Aşk ve trafik fena halde birbirine benzer. Hayat denilen o karmaşık trafikte yol alırken, kendi hatalarımız da kendi hatalarımız da bizi oradan oraya savurur. Tıpkı, aşk trafiğinde olduğu gibi. Kırmızı ışıkta geçmek değildir bir yasak aşk… Amansız bir aşk şarampole savrulmanın diğer adı değil midir?. Affetmemek, önümüzdeki araca yol vermemek olabilir mi mesela… Küçük masum bir kaçamak ehliyetsiz bir yerden bir yere ürkek ürkek gitmek tadında değil midir?. Sevgiliye giderken bir kavşakta aşık olmayı nasıl izah edebilirsiniz?. Ve daha sonra o yeni sevgiliyle tali yolda yol almak nasıl izah edilebilir… Aşk trafiği, yol trafiğinin fena halde benzeridir aslında. Örnekleri, benzerlikleri çoğaltmak mümkün. Siz de kendi hayatınızdaki aşk kazalarını bir düşünün bakalım. Gerçek hayattaki hangi kazalara benziyor. Yolda otomobilinizle kendi halinizde giderken, beş dakika sonra başınıza ne gibi olayların gelebileceğini tahmin edebilir misiniz?. Sağınızdan veya solunuzdan fırlayan “acemi” birinin başınıza ne gibi felaketler getirebileceğini bilebilir misiniz? Aşk hayatınızda da öyle değil midir?. Kendi halinde giden bir ilişkiniz sürerken, birden bire karşınıza çıkan biri sizi kırmızı ışıkta geçmeye mecbur bırakmaz mı? Hatta kimselere gözükmeden o kırmızı ışıkta geçmenin, hız sınırını aşmanın munzur zevkini nasıl izah edebiliriz ki…
İşte bu nedenlerle aşkta da yolda da nelerle karşılaşacağınızı kimseler bilemez. Her ikisinde de önemli olan kimselere fazla zarar vermeden işin keyfini çıkartarak yola devam etmek. Küçük kaçamakları, yasakları, kuralları ve bazen de çarpışmalarıyla her iki trafiğin de zevkini çıkartmalı insan. Ağır çarpışmalarla birinde sizi koruyacak airbagler mevcut… Diğerinden nasıl kurtulacağınızı da siz düşünün. Ama siz siz olun aşk trafiğinde daha dikkatli olun ve emniyet kemerini takmadan yola çıkmayın :)
Ahmet Çelik
acelik@otomobilgazetesi.com
AHMET ÇELİK
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
