Kadın erkek açmazı örnekleri No:1
"...Annemin sıklıkla kullandığı bir deyim vardır: fasit daire! Yetişkin bir kız olana kadar bu deyimin evdeki su tesisatıyla ilgili bir sistem olduğunu sanırdım...." Yasemin Uludoğan'ın yeni yazısını okumak için tıklayın.
KADIN ERKEK AÇMAZI ÖRNEKLERİ NO.1
İnsanın çocukluk arkadaşıyla yeniden karşılaşması bir başka oluyor. Hele ki yıllardan beri bir araya gelmemişseniz. Araya yıllar, başka başka şehirler girmiş, birbirinizi büyürken görememiş, sadece çocuk hallerinizle hatırlıyorsanız, yıllar sonra bir araya gelince geçmişteki aynı saflığın, aynı çocuksu coşkunun taze kaldığını görüyorsunuz. Öyle güzel bir enerji çıkıyor ki ortaya sanki arada kayıp yıllar yokmuş gibi birden her şeyi yeniden paylaşır oluyorsunuz.
Ben de yıllar sonra çocukluğumun geçtiği Ankara’da komşu kızı çocukluk arkadaşımla yeniden bir araya geldim. İnsanın yıllarca uzak kaldığı bir şehirde tanıdık ve candan birilerini yeniden bulması yemek sonrası keyifle tüttürülen bir sigara ve bol köpüklü bir fincan türk kahvesi etkisi yapıyor.
Bilmiyorum bu benzetmeyi niçin yaptım herhalde bende oluşan pozitif etkiler damak tadıyla paralel oluyor...
Arkadaşımla beraber içilen kahveler esnasında birbirimize türlü türlü hikayelerimizi anlattık. Bizimkiler bitince sıra arkadaşlarımızınkilere geldi. Çocukluk arkadaşım, hemcinslerimizden birinin yediği bir naneyi anlatınca olayda adı geçen erkek kişi adına epey üzüldüm açıkçası. Uzun zamandır yazı yazmıyor ve yazma ihtiyacı hissediyor oluşum sebebiyle yazı devrelerimin ihtiyacı olduğu yüksek voltaj vesilesiyle şöyle bir silkindim ve kendime geldim.
Aslında mevzubahis olay pek de yabancı olunan bir konu değil, eminim ki kadın erkek herkesin başından geçmiş bir olay. Ben bu olayı kendi çapında bir modern masal olarak adlandırıyorum.
Modern masal özetle şöyle: Başroldeki bayan arkadaş (ki ben kendisine Firuze demek istiyorum Sezen’in şarkısındaki Firuze’ye ithafen) üniversitede okuyan veteriner adayı bir delikanlıdan epey hoşlanıyor. Çocuğu elde etmek uğruna yapmadığı şey kalmıyor, ta ki gece yarıları klinikte nöbet tutan çocuğa börek yapmalara kadar... Daha neler neler; ne ilgi ve fedakarlık gösterileri...
Pek az genç erkek dayanabilir böylesi ilgiye. Sonuçta çocuk da bu cins-i latif’e kapılıyor genç bir erkek olmanın da verdiği heyecan etkisiyle.
Ne mi oluyor sonra? Genç delikanlının kalbi bizim Firuze’ye karşı pır pır etmeye başlayınca, büyü bozuluyor, kızımız o anda çocuktan soğuyor ve ilgiyi giyotin keskinliğiyle sona erdiriyor.
Çocuğun başı giyotinle o an kesilse belki daha iyi. Firuzoş bu sefer abartıp çocuğa selam vermemeye, kafa çevirmelere kadar götürüyor işi. Bahanesi yok; yegane bahane şımarıkça bir “soğudum” ibaresi. Çocuk sebebi anlamadıkça bocalıyor, üstelik daha çok genç, derslerini bile etkiliyor haliyle...
Sen ne yaptın be Firuze!
Belki bu olaya istinaden, geçmişte erkeklerden çektiği acılardan muzdarip hemcinslerim “erkeklere müstahak, kız iyi yapmış, onlar bizlere neler neler yapıyorlar” diyebilir.
Bilmem bu Firuzecik farkında mı acaba kötülüğü genç delikanlıya yaparken aslında kendisine ve dolayısıyla tüm kadınlara yaptığının?
Ne olacak bu çocuğun hali bundan sonra? Gerçi çok ablavari bir cümle oldu bu ama işin özü bu.
Olacağı şu; bu erkek kişi, kadınlar hakkında genelleme yapacak yeterli malzemeyi kısa bir sürede elde etti ve bundan sonra biz kadınlara “amaaan, bütün erkekler aynı sopun soyu” düşüncesini benimsetecek davranış biçimini önündeki uzun yıllar boyunca geliştirmeye devam edecek.
Bu konuyu çok fazla irdelemeyi kendi açımdan sağlıksız buluyorum çünkü o zaman yazının sonu gelmeyecek biliyorum. İşin içinden çıkamayacağım gerçeği de var. Neticede demek istediğim ne onlarla nede onlarsız olmuyor dediğimiz, acı çektiğimiz, sevdiğimiz, şikayet ettiğimiz erkekleri bu hale biz kadınlar getiriyoruz. İlk flört dönemlerinden itibaren ister savunma, ister oynama maksatlı olsun erkekler için geliştirdiğimiz tüm bu davranış biçimleri onların yeni savunma taktikleri geliştirip bizleri alt etmelerine neden oluyor.
Erkekler dış etkiler sebebiyle şekillendirilmeye çok daha fazla müsait. Bu biz kadınların en büyük kozlarından biri. Aslında bütün bu ilişkilerde yaşanan kaosun sebebinin biz kadınlar olduğunu düşünmeye başlıyorum gün geçtikçe. Sadece sevgili sıfatındaki kadınlara değil kelamım. Bu klasmana erkek çocuk anneleri de dahil. Kaynanaların çoğunun cadı olarak anılmalarının sebebi boşuna değil. Ama dereniz ki ben istisnayım istisnaların başımın üstünde yeri var
Özetle demek gerekirse erkeklere davranış biçimlerimiz neticesinde, farkında olmadan kötülüğü kendimize yapıyoruz. Kendi geçmişime bakınca bu konuda sütten çıkmış ak kaşık olmadığımı da görüyorum açıkçası (Nedense bu deyimi çok seviyorum).
Doğuluların karma felsefesini doğrularcasına, Firuze’nin hadisesiyle tümevarım metodu kullanarak, ilkokul seviyesinde bir cümle ile bitirmek istiyorum bu yazıyı: Erkeğine kötülük etme döner dolaşır sana gelir...
Nasılsa değişen bir şey olmayacak. Biz yine aynı şekilde hayatımıza, ilişkilerimize devam edeceğiz. Erkeklerle oynayacağız, onlar bizle oynayacak, onlar ağlayacak biz güleceğiz, onlar gülecek biz şikayet edeceğiz, böylece dünya eğlenceli bir gezegen olarak dönmeye devam edecek. Yeni romantik komedi filmleri, pembe diziler çekilecek, beyaz dizi kitapları yazılacak, Avrupa Yakası dizisine konu çıkacak. Gülüp eğleneceğiz...
“Eğer iyi bir şey olsaydı adına goca değil gonca derlerdi” derler ya (ne eğlenceli söz hangi kadın bulduysa helal olsun), işte orada ben fasit daireye girerim yazı da burada biter. (Sonunda kullandım)
Aaaah Firuze aaah, sen ne yaptın bize...
Yasemin Uludoğan
yaseminabla@hotmail.com
DİĞER HABERLER
Kadınların Araba Seçiminde Dikkat Ettiği Özellikler
Kadınların alışveriş konusunda ne kadar titiz olduklarını eminiz ki bilmeyen yoktur.
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
“50. Altın Portakal’ın Ardından!...”
“Kişiselleştirilmiş Tıpla Yorgunluğa Veda Edin”
“Yeni Aşklara Şans Verme Zamanı”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32