Eş seçiminin günümüzde genellikle eşlerarası uyumdan çok, zenginlik, kariyer ve asalet kavramları dikkate alınarak yapıldığını savunan Herken, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Aile kurmak, şirket kurmak değildir. Evlilik müessesesi, yüzde 50'şer hisseyle kurulan bir şirket gibi algılanmamalı. Evlilik, eşlerin birbirlerine duygularını ve kendilerini verdikleri bir ortaklıktır.

Şirketler kar amacıyla kurulur, zarar edince kapatılır. Evlilik ise iş hayatınızla birlikte özel hayatınızı da kapsayan, kar kaygısı yaşanmaksızın kurulan bir ortaklıktır.''

Herken, zenginlik, kariyer ve asalet ön planda düşünülerek yapılacak evlilikte eşlerin mutlu olma olasılığının düşük olduğunu savunarak, ''Kısacası birey birlikte mutlu olabileceği kişiyi kendisine eş seçmelidir. Kişinin zengin, asil ya da kariyer sahibi
olması, onun ideal eş olacağı biçiminde algılanmamalı'' diye konuştu.

Zenginlik, kariyer ve asalet kavramlarını ön planda düşünerek evlilik yapan çok sayıda çiftin, yaşadıkları geçimsizlik nedeniyle kendilerine başvurup yardım istediklerini kaydeden Herken, bu çiftlerin büyük çoğunluğunun, mutlu olmamalarına karşın evliliklerini
sürdürmeye çalıştıklarını bildirdi.

Herken, evlilikte en önemli kavramın eşlerarası uyum olduğunu vurgulayarak, parayla saadet olmayacağı gibi, asalet ve kariyerin de mutlu bir evlilik için yeterli olmadığını ifade etti.