Aşk fedakarlık ister
Birbirlerini seven kişiler, sevdikleri uğruna bazı güçlükleri, bazı fedakarlıkları göze almalılar. Ama bunu sadece erkek ya da kadın yaparsa, bir süre sonra o ilişkinin dengesi bozulur.
Aşkın tanımlanmasında fedakarlık kelimesinin yeri büyük. Aşkın yaşaması büyük ölçüde fedakarlığı göze alabilmeye bağlı. Ama fedakarlığın her zaman mutluluk getirdiğini söyleyemeyiz. Şöyle bir örnek verelim...
Genç kızın yüreği, aşk heyecanıyla kıpır kıpırdı. Duygularının karşılıksız kalmadığını da çok iyi biliyordu. Galiba, hayatının kalan yıllarını birlikte geçirmek isteyeceği erkeği bulmuştu. Bir incir çekirdeğini doldurmayan nedenler uğruna yıkılan yuvaların, ayrılan çiftlerin hikayelerini okudukça, endişeleniyordu.
Ya sevdiği genci gücendirirse, ya ona gerektiği kadar ilgi göstermediğini düşünürse?
Sadece kadın ya da sadece
Genç kız, sevdiği genci kaybetme korkusuna kendini iyice kaptırınca, delikanlıya hoş görünmek için çırpınmaya başlamıştı. İlk günlerde, çok masumane fedakarlıklarla sevdiği genci memnun etmeyi başardı. Fakat bir süre sonra genç kız sevdiği uğruna, kendi hayatını, kendi zevklerini ve sorumluluklarını bir kenara bıraktığını yavaş yavaş fark etmeye başladı.
Zaman zaman içinden isyan etmek geliyordu ama sevdiği gencin ondan sadece fedakarlık beklediğini bildiği için her şeye razı olmuştu. Aradan geçen zaman içinde genç kız, delikanlının onun duygularını kötüye kullandığını, sadece kendini düşündüğü için bu ilişkiyi sürdürdüğünü anladı.
Ve tahmin edeceğiniz gibi, bu aşk hikayesi, genç kızı büyük bir hayal kırıklığına uğratarak noktalandı.
Hep bana, hep bana
İşte size tipik bir aşkta tek yanlı fedakarlık örneği. Aşk karşılıklı olmalıdır. Tabii duygular uğruna yapılan fedakarlık da.
Sadece kadın ya da sadece erkek, aşkı uğruna kişiliğinden, özel hayatından kesintiler, kısıntılar yapmak zorunda kalırsa, onun adı ‘aşk’ olmaz. Duyguların kötüye kullanılması diye adlandırabileceğimiz bu durum ile gerçek aşk arasında bir bağlantı kurmayalım.
Sevilen kişi, sürekli karşısındaki sevgiliden fedakarlık beklememeli. Birbirlerini seven kişiler, sevdiklerinin uğruna bazı güçlükleri, bazı fedakarlıkları göze almalılar. Ama bunu sadece erkek ya da kadın yaparsa, o ilişkinin dengesi bozulur.
Aşkın gelişmesi, mutlu bir şekilde devam etmesi için fedakarlık şarttır. Bu gerçeği asla unutmayalım. Sevilen kişi uğruna fedakarlık yapmak, çoğu zaman kişilere ayrı bir mutluluk verir.
Fedakarlığı yaparken, ilişkinizin devam edeceğine inanırsınız ve de bu inancın verdiği coşkuyla kişiliğinizi, kendi koşullarınızı, istek ve hayallerinizi seve seve bir yana bırakırsınız.
Fedakarlığa ‘evet’ ama...
Elbette aşık bir insan, bencil olmamalı. Bencillik, duyguları körletir, ilişkileri çırkinleştirir. Bencil bir erkeğin, sevdiği kadını, kendi zevkleri, kendi koşulları doğrultusunda yönlendirmesi, hiç bir zaman kabul edilemez.
Bencillik ile aşk birbiriyle asla bağdaşamaz. Aşkta karşılıklı fedakarlık yapmayı göze almak gerekir. Ama Romeo Juliet, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin ve diğer birçok aşk efsanesinde olduğu gibi, kişiler aşk uğruna kendi hayatlarını feda etmemeliler. Fedakarlığın da bir sınırı var. Belki sevdiğiniz uğruna kendinizden bir şeyler vermek sizi mutlu edecektir.
Fakat zamanla benliğinizi saran duygunun aslında mutluluk olmadığını fark edeceksiniz. Sürekli kendinizden bir şeyler vermenize rağmen, yaptıklarınızın karşılığını alamayınca, durum değişir. Bu kez, önce kendinize kızmaya başlarsınız. Sonra o yere göğe sığdıramadığınız sevgili, gözünüzde giderek önemini, özelliklerini yitirmeye başlar. Ve günün birinde, tek taraflı fedakarlığınızın bu aşkı sürdürmeye yetmeyeceğini anlarsınız.
Genç kızın yüreği, aşk heyecanıyla kıpır kıpırdı. Duygularının karşılıksız kalmadığını da çok iyi biliyordu. Galiba, hayatının kalan yıllarını birlikte geçirmek isteyeceği erkeği bulmuştu. Bir incir çekirdeğini doldurmayan nedenler uğruna yıkılan yuvaların, ayrılan çiftlerin hikayelerini okudukça, endişeleniyordu.
Ya sevdiği genci gücendirirse, ya ona gerektiği kadar ilgi göstermediğini düşünürse?
Sadece kadın ya da sadece
Genç kız, sevdiği genci kaybetme korkusuna kendini iyice kaptırınca, delikanlıya hoş görünmek için çırpınmaya başlamıştı. İlk günlerde, çok masumane fedakarlıklarla sevdiği genci memnun etmeyi başardı. Fakat bir süre sonra genç kız sevdiği uğruna, kendi hayatını, kendi zevklerini ve sorumluluklarını bir kenara bıraktığını yavaş yavaş fark etmeye başladı.
Zaman zaman içinden isyan etmek geliyordu ama sevdiği gencin ondan sadece fedakarlık beklediğini bildiği için her şeye razı olmuştu. Aradan geçen zaman içinde genç kız, delikanlının onun duygularını kötüye kullandığını, sadece kendini düşündüğü için bu ilişkiyi sürdürdüğünü anladı.
Ve tahmin edeceğiniz gibi, bu aşk hikayesi, genç kızı büyük bir hayal kırıklığına uğratarak noktalandı.
Hep bana, hep bana
İşte size tipik bir aşkta tek yanlı fedakarlık örneği. Aşk karşılıklı olmalıdır. Tabii duygular uğruna yapılan fedakarlık da.
Sadece kadın ya da sadece erkek, aşkı uğruna kişiliğinden, özel hayatından kesintiler, kısıntılar yapmak zorunda kalırsa, onun adı ‘aşk’ olmaz. Duyguların kötüye kullanılması diye adlandırabileceğimiz bu durum ile gerçek aşk arasında bir bağlantı kurmayalım.
Sevilen kişi, sürekli karşısındaki sevgiliden fedakarlık beklememeli. Birbirlerini seven kişiler, sevdiklerinin uğruna bazı güçlükleri, bazı fedakarlıkları göze almalılar. Ama bunu sadece erkek ya da kadın yaparsa, o ilişkinin dengesi bozulur.
Aşkın gelişmesi, mutlu bir şekilde devam etmesi için fedakarlık şarttır. Bu gerçeği asla unutmayalım. Sevilen kişi uğruna fedakarlık yapmak, çoğu zaman kişilere ayrı bir mutluluk verir.
Fedakarlığı yaparken, ilişkinizin devam edeceğine inanırsınız ve de bu inancın verdiği coşkuyla kişiliğinizi, kendi koşullarınızı, istek ve hayallerinizi seve seve bir yana bırakırsınız.
Fedakarlığa ‘evet’ ama...
Elbette aşık bir insan, bencil olmamalı. Bencillik, duyguları körletir, ilişkileri çırkinleştirir. Bencil bir erkeğin, sevdiği kadını, kendi zevkleri, kendi koşulları doğrultusunda yönlendirmesi, hiç bir zaman kabul edilemez.
Bencillik ile aşk birbiriyle asla bağdaşamaz. Aşkta karşılıklı fedakarlık yapmayı göze almak gerekir. Ama Romeo Juliet, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin ve diğer birçok aşk efsanesinde olduğu gibi, kişiler aşk uğruna kendi hayatlarını feda etmemeliler. Fedakarlığın da bir sınırı var. Belki sevdiğiniz uğruna kendinizden bir şeyler vermek sizi mutlu edecektir.
Fakat zamanla benliğinizi saran duygunun aslında mutluluk olmadığını fark edeceksiniz. Sürekli kendinizden bir şeyler vermenize rağmen, yaptıklarınızın karşılığını alamayınca, durum değişir. Bu kez, önce kendinize kızmaya başlarsınız. Sonra o yere göğe sığdıramadığınız sevgili, gözünüzde giderek önemini, özelliklerini yitirmeye başlar. Ve günün birinde, tek taraflı fedakarlığınızın bu aşkı sürdürmeye yetmeyeceğini anlarsınız.
“Eğlencenin En Akıllı Yolu Kapalı Gişe’de…”
“Zülfü Livaneli’den Yeni Kitap Müjdesi: “Kaplanın Sırtında””
OUTLET CENTER ADRESLERİ
MODA TASARIMCILARI
MAĞAZA ADRES VE TELEFONLARI
DEKORASYON FİRMALARI
AKSESUAR VE TAKI TASARIMCILARI
DOĞUM FOTOĞRAFÇILARI
BUTİKLER
AYAKKABI VE ÇANTA MAĞAZALARI
İKİNCİ EL GİYSİ MAĞAZALARI
GECE HAYATI VE EĞLENCE MEKANLARI
POPÜLER MEKANLAR (RESTAURANTLAR)
DİYETİSYENLER
SAÇ TASARIMI VE KUAFÖR SALONLARI
YOGA MERKEZLERİ
SPA MERKEZLERİ
ANAOKULU VE KREŞ REHBERİ
MODA İKONU MAĞAZALAR
DİĞER ADRESLER
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32