Satın alınacak ürünü önceden deneyimlemenin karar sürecinin önemli bir bileşeni olduğuna dikkat çeken Çiprut, bu aşamada dikkat edilmesi gereken noktanın, kulaklık modelinin kullanıcının kendisine, iş yapış şekline, çalışma ortamına uygunluğu olduğunu belirtti.

Açık ofislerin yaygınlaşması, ortam gürültüsü nedeniyle çalışmayı ve telefon görüşmesi yapmayı giderek zorlaştırıyor. Bu nedenle günümüzde birçok işletme, çalışanlarını ofiste kulaklık kullanmaya yönlendiriyor. Gerek konfor ve verimlilik, gerekse telefonların yerini tümleşik iletişim platformlarının almaya başlaması, ofis kulaklıklarının önemini daha da artırıyor. Bu noktada, kullanılan telefon sistemlerinin çeşitlilik göstermesi nedeniyle, kullanıcılar kulaklık tercihlerinde öncelikle sistemlerine uyumluluğu sorguluyor ve satın alma kararlarından önce mutlaka ürünü denemek istiyor.

Satın alınacak bir ürünü önceden deneyimlemenin karar sürecinin önemli bir bileşeni olduğuna dikkat çeken Bircom Sennheiser Telekom Ürünleri Ülke Müdürü Henri Çiprut, “Ancak gerçekte denenmesi gereken ürünün altyapıya uyumluluğu değil, kullanıcıya uyumluluğudur. Altyapıya uyumluluk deneysel yolla ulaşılan bir bilgiden çok, üreticiler tarafından açıklanan ve sertifikalarla da desteklenen somut bir durum” diye konuştu.

Satın alma öncesi yapılan denemede dikkat edilmesi gereken noktanın gerçekte kulaklık modelinin kullanıcının kendisine, iş yapış şekline, çalışma ortamına uygunluğu olduğunu söyleyen Çiprut, “Örneğin yoğun ortam gürültüsü olan bir çalışma alanında kullanılacaksa, gürültü filtreleme veya ultra gürültü filtreleme özelliği olan modeller tercih edilmelidir. Kullanıcı telefonla görüşürken, aynı zamanda iş arkadaşları ile de iletişimde kalmak, çevresinde olup bitenlerle de ilgilenmek durumundaysa, tek taraflı bir model, sadece telefonda yaptığı görüşmeye odaklanmak ihtiyacında ise çift taraflı bir model tercih edilebilir” dedi.

ÖZELLİKLER DİKKATE ALINMALI

Kullanıcıların denedikleri ürünün hangi özelliğin gerçek bir ihtiyaca cevap verdiğini, hangilerinin ise işlerini nasıl kolaylaştırabileceğini dikkate almaları gerektiğini belirten Çiprut, “Ofis içinde hareket özgürlüğüne sahip olmayanlar için DECT teknolojili kablosuz modeller ihtiyacı tam olarak karşılayacaktır. Örneğin Sennheiser DW Serisi kulaklıklar, masadan 180 metreye kadar uzaklıkta HD kalitesinde görüşme yapmayı sağlarken, ihtiyaca göre gürültü filtreleme veya ultra gürültü filtreleme gibi seçenekler de sunuyor. Aynı anda hem masa telefonu hem PC’deki ‘softphone’ istemcisine bağlı olabilen, her ikisinden de çağrı yönetimine olanak tanıyan DW Serisi, dört katılımcılı konferans görüşme imkanı da sunuyor” dedi.

Çalışan profilinin model seçiminde birincil karar kriteri olduğuna dikkat çeken Çiprut, “Günün sadece birkaç saatini ofiste geçiren bir çalışan için, ofiste veya ofis dışında yapacağı görüşmelerde kulaklık kullanmak işin olmazsa olmazı. Bu çalışan profili, telefon görüşmelerini dizüstü bilgisayar, tablet ya da akıllı telefon gibi ‘softphone’ istemciler üzerinden yapacaktır. Bu nedenle kulaklıkta arayacağı ilk özellik taşınabilirlik olacaktır. Kablolu bir model ile bu talep karşılanabilecek olsa da aynı anda iki cihaza birden bağlanabilen, tümleşik iletişim çözümleri ile uyumlu Bluetooth teknolojili bir kulaklığın daha doğru bir çözüm olacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.