Mesajlar, mailler, sponsorlu sosyal medya akış ve hikâyeler olarak karşımıza çıkan dijital reklamların hepsi, kişilerin dijital platformlarda yaptığı hareketlere ve ses kayıtlarına göre göre belirleniyor. Ücretsiz olarak kullanılan her uygulamanın mikrofon veya kamerasını açık olduğunda ortamı dinleyip konuşulan kelimelere göre dijital reklamların çıktığını belirten kimi zaman Google veya sosyal mecralarda yaptığınız aramalar, beğeniler veya arkadaşlarımızın beğenileri ve takipçileri reklamların kaynağını oluşturabiliyor dedi. Dijital reklamların sadece yüzde 30’nun tesadüf olarak karşımıza çıktığının altını çizen Kaplan, reklamların yüzde 40’ı kişinin hareketlerine göre belirlenirken iken yüzde 30’u da kullanılan ses kayıtlarına göre kullanıcılar kategorize edildiğini söyledi.

Dijital pazarlamanın en önemli avantajlarından biri olan doğrudan hedef kitleye ulaşma, kullanılan akıllı cihazlar aracılığıyla markaların ulaşacağı kişileri birçok kritere kategorilere ayırıyor. Dünyanın önde gelen şirketleri hedefleme teknolojilerini genişletirken, dijital pazarlama sektörünün gelişmesi adına da yatırımlar devam ediyor.

Sohbet uygulamalarından gönderdiğiniz ses kayıtlarından Google’da yapılan aramalara kadar yapılan her hareketi sistemin algılayarak dijital reklamları çıkardığını belirten  “Ücretsiz kullanılan her uygulamada kişisel veriler mutlaka ikinci kişiler ile paylaşılıyor. Eğer bu durumdan rahatsız olunuyorsa uygulamaların ayarlar bölümden mikrofon ve kameranın kapatılması gerekir. Aynı zamanda Google asistan ve Siri gibi kullanılan uygulamaların açık olması tüm verilerin elde edilmesini kolaylaştırıyor. Gelişmiş algoritmalara sahip bu uygulamalar sayesinde elde edilen bu veriler işlenir ve kullanıcılar belirli ilgi alanlarına göre kategori sınıflarına aktarılır” dedi.