Gelişmiş ülkelerde daha sık görülen ve görülme sıklığı her geçen gün artan meme kanseri, memenin yapısını oluşturan süt bezleri ve kanalları içindeki hücrelerin kontrolsuz çoğalması ile meydana geliyor. Dünyada her 3 dakikada 1 kadının meme kanserine yakalanıyor; kanser nedeni ile sonuçlanan ölümlerde meme kanseri, 2’nci sırada yer alıyor. Ülkemizde de kadınlar arasında her 4 kanser olgusundan biri olan meme kanserinde erken tanı büyük önem taşıyor.

VKV Amerikan Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü Uzmanı Dr. Canan Uzel, erken tanındığında rahatlıkla tedavi edilebilen meme kanserinin belirtilerini şöyle aktarıyor: “Meme ve koltuk altında sertlik-şişlik oluşması; meme şeklinin ve büyüklüğünün değişmesi; meme derisinde renk değişikliğinin görülmesi; meme derisinin kalınlaşması ve portakal kabuğu görünümünü andırması; meme başında yara, kabuklanma ve içe doğru çekilme gözlenmesi ve meme başından koyu renkli akıntı gelmesini meme kanserinin başlıca belirtileri olarak sıralayabiliriz.”

Dr. Canan Uzel, meme kanserinde hastalık oluşmadan alınacak önlemlerin hastalığın görülme sıklığını azalttığını vurguluyor. Yüksek riskli ve meme kanseri geni taşıyanların koruyucu ilaç tedavileri ve koruyucu mastektomi (memenin alınması) gibi tedavilerle önlem alabileceğini söyleyen Dr. Canan Uzel, yüksek derecede risk faktörü taşımayanların ise düzenli egzersiz yapması, az yağlı/yağsız gıdalar ile bol lifli sebze ve meyvelerin tüketmesi, alkol tüketimini ise azaltması gerektiğini belirtiyor.

Hastalık belirtileri oluşmadan sağlıklı kişilerde meme kanseri olgusunun teşhis edilebildiğine dikkat çeken Dr. Canan Uzel, “Erken tanı sayesinde hastalığın tedavi edilebilme oranı ile hastanın kaliteli yaşam süresi artırılmaktadır.” diyor. Dr. Uzel, erken tanı için önerilerini şöyle aktarıyor: “ 20 yaş ve üstündekiler için kendi kendini muayene yöntemi; 35 yaş ve üstündekiler için yıllık doktor kontrolleri; 40 yaş üstündekiler için yıllık tarama mamografileri çekilmelidir. Meme kanserinde kitle ve belirtiler oluşmadan yaklaşık 2 yıl önce hastalığı saptayabilen mamografi ile verilen ışın dozu, kanser oluşturabilecek dozun çok altındadır.”