Tıpta artık hastalıkların hemen hemen hepsinin oluş sebebi bilindiği için hastalık oluşmadan önlemek ve başlasa bile zararlarını en aza indirgemek için koruyucu hekimlik çalışmaları ve araştırmaları son zamanlarda önemli derece artış göstermiştir.

Hastalıklardan dolayı oluşan iş kayıpları ve maddi kayıplar, batı toplumlarında koruyucu önlemlere ağırlık verilmesine yolaçmıştır. Her hastalığın oluşturabileceği maddi ve manevi hasarın hesaplaması yapılarak mümkün olduğunca hastalıkların engelenmesine çalışılmaktadır.

Dr. Mebrure Altuğ, jinekoloji ve obstetrik alanında da yani kadın hastalıkları ve doğumda da bu tür araştırmalar ve çalışmalar yapıldığını belirtiyor. Örneğin, menopoz sonrası dönemde kadınların en çok zarar gördükleri hastalıkların başında kemik erimesi ve kırıklardır.

Özellikle yaşlı ve kimsesiz hastaların kalça kırıkları gibi oldukça vahim bir durumla karşı karşıya kalmaları bakım ve tedavisi yüklü bir maddi ve manevi kayba yol açmaktadır.

Hamilelik ve doğum dönemlerinde alınacak önlemler, kadınları ileride oluşabilecek kansızlık, depresyon, diabet, böbrek hastalığı karaciğer yetmezliği, hipertansiyon, kalp yetmezliği gibi birçok kalıcı hastalıktan koruyabilmektedir. Bu önlemler arasında beslenme, yaşam tarzı, uyku, alışkanlıklar ve çevre faktörleri çok önemlidir.

Bugün artık rahim kanserinin HPV virüsü bulaşmasıyla oluştuğu bilinmektedir. Bunun için koruyucu hekimlik rutin pap- smear testlerini yaygınlaştırıp sebebe yönelik çalışmalar yapmakta ve hastalık daha henüz kanser aşamasına gelmeden önlemeye çalışmaktadır.

Diğer kadın üreme organı kanserlerine de sebeb olabilecek etkenler araştırılıp, kadınlar yaşam tarzlarını ve çevre faktörlerini bu etkenlerle karşılaşmayacak şekilde düzenlemeye yönlendirilmektedirler. Amaç hem sağlığı korumak hem de yaşam kalitesini yükseltmektir.

Koruyucu hekimliğin hedefleri arasında sağlıklı yaşlılığa hazırlama programları da anti-aging çalışmaları olarak sürdürülmektedir. Gençlik yaşlarından itibaren bireyi yaşlılığa hazırlamayı amaçlamaktadır. Yaşlanmanın önüne geçilemez, fakat sağlıklı bir yaşlılık sürmek pekala mümkündür.

Koruyucu hekimlik kapsamına genetik hastalıklar da girmektedir. Gen araştırmaları, oluşabilecek alevi geçişli hastalıklara karşı halkı bilinçlendirmeye ve önlem almaya yönlendirmektedir.

Anne karnında ceninden alınan doku örnekleri veya amnios suyu, şüpheli genetik hastalığın tanısında oldukça yol göstericidir. Anne adaylarının gebelikten önce genetik geçişli hastalık şüphesi varlığında, genetik danışmanlık hizmetlerine başvurması gebelikte oluşabilecek istenmeyen durumları önleyebilmektedir.

Gebelik sonrasında oluşabilecek pürüzlere karşı önceden koruyucu önlemler alınarak anne ve bebeği kalıcı zararlardan kurtarmaktadır. Aylık gebelik takipleri, rutin gebelik tahlilleri yaptırmak ve doğumu optimal şartlarda gerçekleştirmeye çalışmak, doğum travmalarından anne ve bebeği korumak gerekir.

Genç kızlığa geçiş döneminde bir kadın doğum uzmanına gidip, gelişimin normal olup olmadığını saptamak ve daha sonraki cinsel olgunluk çağında karşılaşılabilecek konularda bilgi sahibi olmak birçok hastalığı başlamadan önlemek anlamına gelir.

habersağlık