KML, GIST ve Glivec nedir?
Kadınlarda, erkeklerden daha sık rastlanan KML’nin en temel bulgusu dalak büyümesidir. Hastalığın en erken ve sık ortaya çıkan belirtileri...
Glivec, Novartis tarafından 2001 yılında tüm dünyada, 2002 yılından itibaren de Türkiye’de KML ve GIST hastalarının tedavisinde kullanılan bir kanser ilacıdır.
Glivec nasıl geliştirilmiştir?
Glivec, Novartis Pharma AG araştırmacıları tarafından Oregon Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nden Dr. Brian Druker ile işbirliği sonucunda geliştirilmiştir. ATP’nin Abl protein kinaz bağlanma yerine yönelik çok sayıda küçük moleküler inhibitör sentezlenmiş ve taranmıştır. Bcr-Abl için spesifik olan bir bileşiğin seçilmesine ek olarak, ağız yolu ile alımını takiben iyi bir biyoyararlanım için bu bileşiğin suda yüksek oranda çözünür olması gereklidir. Glivec spesifik olarak bir insan malignitesinin patofizyolojik nedenini hedef alan ilk tedavidir ve klinik gelişime ulaşmış olan ağız yolu ile verilen ilk sinyal transdüksiyon inhibitörüdür. Normal hücrelere veya fonksiyonlarına zarar vermeden, yalnızca lösemik hücreleri hedefleme ve yok etme yeteneğine sahiptir.
Kronik Miyeloid Lösemi (KML) nedir ve kimler etkilenir?
Bütün kan kanserleri arasında en belirtisiz başlayan tür olan Kronik Miyeloid Lösemi (KML), kemik iliğinde farklılaşmamış hücrelerin anormal ölçüde çoğalmasıdır. Her yaştan kişilerde görülebilen ancak görülme sıklığı yaşla birlikte artan KML, beyaz kan hücrelerinin kandaki sayısının büyük miktarda artışıyla karakterizedir. Akyuvar sayısındaki artış, hastalığın değişmez bulgusudur.
Kadınlarda, erkeklerden daha sık rastlanan tek kan kanseri biçimi olan KML’nin en temel bulgusu dalak büyümesidir. Hastalığın en erken ve sık ortaya çıkan belirtileri, dalak büyümesinden kaynaklanan sindirim güçlüğü, karında gerginlik ve dolgunluk duygusu, bazen de karnın sol tarafında ağrı şeklindedir. Kansızlıktan kaynaklanan yakınmalar ise halsizlik, çarpıntı, nefes darlığı ve baş dönmesidir.
Hastalık tedavi edilmediğinde kronik bir gidiş gösterir. Ortalama yaşam süresi üç yıldır. Kan hücrelerinin sayısını azaltmaya yönelik tedaviye başlanmaz ise, dalak ve karaciğerdeki büyüme sonucu organ fonksiyonları bozulabilir. Ancak günümüzde geliştirilen yeni tedavi yöntemleriyle hastaların çoğunda normal yaşam koşulları, iş etkinliği ve kan tablosunda iyileşme sağlanabilmektedir. Glivec alan hastalardaki tam hematolojik cevap % 97 iken diğer tedavi kolunda bu oran % 69’da kalmaktadır.
GIST nedir ve kimler etkilenir?
Gastrointestinal stromal tümörler (GIST’ler), yumuşak doku sarkomaları adı verilen bir kanser grubuna girerler. Sarkomalar, bağ dokusunun gelişmesini sağlayan hücrelerden kaynaklanan (kas, yağ, sinir, kan damarları, kemik ve kıkırdak gibi) nadir tümörlerdir.
GIST’ler, özofagustan anüse kadar tüm sindirim sisteminin herhangi bir yerinde ortaya çıkabilirler. Sindirime katılan organlara destek sağlayan bağ dokusundan kaynaklanırlar. Özel olarak, GIST, gastrointestinal (GI) sistemin otomatik hareketini düzenleyen ve İnterstisyel Cajal Hücreleri olarak adlandırılan kas benzeri sinir hücreleriyle ilişkilidir. Her ne kadar gerçek insidans henüz bir ölçüde net olmasa da, her yıl 5.000 ila 10.000 arasında kişide GIST geliştiği tahmin edilmektedir. Erkek ve kadınlar eşit oranda etkilenmektedir. GIST’ler sıklıkla 50 yaş ve daha üzeri kişilerde saptansa da, her yaş grubunda ortaya çıkabilmektedir. GIST, nörofibromatozis (NF1 hastalığı) öyküsü bulunan hastalarda daha sık oluşmaktadır.
GIST’lerin çoğu midede gelişirken, daha küçük bir oranı da ince bağırsaktan çıkmaktadır. GIST’lerin % 20’den azı özofagus, kolon ve rektumdan çıkmaktadır. Bazen GIST’ler sindirim sisteminin dışında, karın boşluğunda gelişmektedir.
GIST’in erken evresinde bulunan kişilerde genellikle hastalığın herhangi bir semptomu bulunmamaktadır. Çoğu GIST’e, semptomlar geliştikten sonra tanı konmaktadır. Bu semptomlar, abdominal rahatsızlık ya da ağrı, kusma, dışkı ya da kusmukta kan, anemiye (düşük kan sayımı) bağlı yorgunluktur.
GIST’e ya da diğer daha az ciddi nedenlere bağlı olabilen bu semptomlara sahip bir kişi bunları doktoruyla tartışmalıdır.
KML ve GİST’te Glivec ile diğer tedavilerin farkı nedir?
Glivec spesifik olarak bir insan malignitesinin patofizyolojik nedenini hedef alan ilk tedavidir ve klinik gelişime ulaşmış olan, ağız yolu ile verilen ilk sinyal transdüksiyon inhibitörüdür. Normal hücrelere veya fonksiyonlarına zarar vermeksizin yalnızca lösemik hücreleri hedefleme ve yok etme yeteneği, kansere karşı savaşta eşsiz bir silahtır.
Glivec’in yeni tanı konmuş KML hastalarında etkinliğinin IFN-alfa + Ara-C ile karşılaştırıldığı çalışmanın 18 aylık takibi sonucunda güncellenmiş verilerine göre Glivec alan hastalardaki tam hematolojik cevap (kan tablosunun tamamen düzelmesi durumu) % 97 iken diğer tedavi kolunda bu oran % 69’da kalmıştır. Aynı çalışma Glivec ile tedavi edilen hastaların %74’ünde tam sitogenetik yanıta (TSY) ulaştığını, buna karşın IFN + Ara-C ile tedavi edilenlerde bu oranın sadece %8 olduğunu göstermiştir. Tam sitogenetik yanıt (KML’nin kaynağı olan Philadelphia kromozomu pozitif hücrelerin sayıca azalması yada tamamen yok olması), KML tedavisinin etkinliğinin değerlendirilmesinde araştırmacılar tarafından standart bir değerlendirme kriteri olarak kullanılmaktadır. NEJM’de yayınlanan yeni bir çalışmada ise , moleküler düzeyde yanıtı takip etmenin, Philadelphia kromozomu–pozitif kronik miyeloid lösemi (Ph+ KML) tedavisinde yeni bir referans ölçüm sağlayabileceği ve tedavinin optimize edilmesinde önemli bir rol oynayabileceği ileri sürülmektedir. Moleküler yanıt, KML hastalarında görülen beyaz kan hücresi çoğalmasını sağlamaktan sorumlu normal dışı protein üreten Bcr-Abl transkriptlerinin miktarını azaltmak ya da tamamıyla ortadan kaldırmaktır. Çalışmayı yapan araştırmacılara göre Bcr-Abl düzeyinde 1000 katlık bir azalma (log 3), “majör moleküler yanıt” olarak tanımlanmalıdır. Çalışma sonuçları, Glivec tedavisindeki hastaların %39’unda, IFN + Ara-C tedavisi alan hastaların ise sadece %2’sinde majör moleküler yanıt alındığını göstermiştir.
İmatinib etken maddeli Glivec’in, mide ve bağırsak sisteminde görülen bir tür stromal tümöre (GIST) karşı da etkili olduğu ispatlanmıştır. Çalışma sonuçları, Glivec’in, kısa sürede vücuda yayılarak hastayı ölüme götüren GIST’li hastalara yeni bir yaşam şansı tanıdığını ortaya koymuştur. Araştırma sonuçlarına göre, ameliyat edilemeyen ve yaşamı tehdit eden bir gastrointestinal kanser çeşidi olan GIST hastalarında tahmini 1 yıllık sağ kalım oranı %88’dir. Bu hastalığın tedavisinde etkin olduğu ispatlanmış başka bir medikal tedavi mevcut değildir.
“Implant nedir? Kimler için uygundur?”
“Vestel’den rakipsiz kampanya...”
“İyi Karneye Ödül Kötü Karneye Ceza Ne Kadar Doğru? ”
“Dekorasyon Bir Terapi Yöntemi Olabilir Mi? ”
“İlişkide Komutan Rolüne Bürünmek ”
“Sinema Meslek Örgütlerinden Sabah Yazarına Kınama”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32