En basit tanımıyla “kadınların adetten kesilmesi” olarak özetlenen menopoz döneminde kadınlar hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan oldukça zor ve karmaşık bir süreç yaşıyor. Kadınların ortalama 45- 55 yaş arasında menopoza girdikleri dikkate alındığında yaşamlarının yaklaşık yarısını menopoz sonrası dönem oluşturuyor. Menopoz dönemin en sıkıntılı süreci ise kemik erimesi...
Kadınların korkulu rüyalarından biri, üretken dönemin bitişi olan menopoz dönemi... Çoğu kadın bu önemli dönüm noktasının bunalımını yaşamaktan kaçınamıyor. Tabii ki birlikte gelen aşırı sinirlilik hali, adet düzensizliği, sıcak basması ve diğer rutin belirtiler, kadınları ciddi bir sıkıntıya sokmakla birlikte menopoz sonrası görülen kemik erimesi de korkulu bir rüya halini alıyor.
Okan Üniversitesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. İsmet Teoman Benli, “Menopoz sonrası görülen osteoporoz yani kemik erimesi, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir problem, ama asla tüm kadınlarda görülmez. Bilimsel kaynaklarda değişmekle birlikte görülme sıklığının yüzde 10 civarında olduğu biliniyor. Yani her 10 kadından sadece birinde kemik erimesi görülüyor” dedi.
Erken yaşlarda düzgün beslenin
Kemik erimesinde genetik yatkınlık riski artırıyor. Bu nedenle menopoza giren bir kadının annesi, teyzesi gibi yakın akrabalarda menopoz sonrası kemik erimesi varsa bu kadınların riskli gruba girdiğini belirten Prof. Dr. İsmet Teoman Benli, şöyle konuştu:
"Bu risk gurubundaki kadınlar mutlaka Ortopedi ve Travmatoloji, Fizik Tedavi, Kadın-Doğum ve Endokrin doktorlarına kontrol için gitmeli. Ayrıca menopoz sonrası osteoporoz riskini azaltmak için daha küçük yaşlardaki kalsiyum alımı çok önemli. Kemiklerimiz bankalar gibidir, bu bankalar 7-14 yaşları arasında dolar. İleride menopoz sonrası kemik erimesi gelişmemesi için mutlaka bu yaşlar arasındaki kız çocukları kalsiyumdan zengin beslenerek kendi kemik bankalarını doldurmalıdırlar.”
Kemik taraması sık yapılmaz!
Kemik erimesinin tam teşekküllü hastanelerde bulunan halk arasında kemik taraması diye bilinen, “dansitometri” yöntemleri ile yapıldığını anlatan, Okan Üniversitesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. İsmet Teoman Benli, "En yaygın yöntem DEXA’dır. Ayrıca kalsiyum, vitamin-D ve hormon tahlillerinin yapılması gerekiyor" diye konuştu.
Kadınların menopoz öncesi kemikle ilgili bir hastalığı yoksa kemik taraması yaptırmasına gerek olmadığının altını çizen Prof. Dr. İsmet Teoman Benli, sözlerini şöyle tamamladı: "Menopoz sonrası kemik erimesi bu gün medikal yöntemlerle başarılı bir şekilde tedavi ediliyor. Senede bir yapılan kemik taramaları ilede takip ediliyor. Tedavi sonucu en erken 13 ayda ortaya çıkıyor. Menopoz sonrası tedaviye dirençli kemik erimesinde, kalçada, el bileğinde ve omurgalarda basit travmalarla kırıklar oluşabiliyor. Bu durumlarda cerrahi tedavi gerekebilir. Okan Üniversitesi hastanesinde lokal anestezi ile skopi kontrolünde, minicik bir kesi ile maksimum yarım saat süren kifoplasti denilen bir işlem yapılarak, problemsiz osteoporotik kırık omurgalar güçlendirilmekte ve hastanın ağrısı tamamen ortadan kalkmaktadır. Menopoz sonrası oluşabilecek bu tarz durumlar hayat kalitenizi bozmadan tedavi edilmektedir.” dedi.