İşinden ayrılmak, eşinden ayrılmak, sevdiğini kaybetmek, hayal kırıklığına uğramak veya başarılı olamamak üzüntüye veya mutsuzluğa yol açar. Yaşanan bu duygular böyle durumlarda normal reaksiyonlardır ve belli bir süre sonra yok olur.

Klinik depresyon sadece bir hastalığı değil bir grup hastalığı tanımlar ve en önemli belirtisi depresif duygu durumunun, yani umutsuzluğun ve mutsuzluğun yoğun ve uzun süre hissedilmesidir.Ayrıca bu durum kişinin günlük yaşamını ve işlevselliğini etkiler.

Depresyon çoğu zaman kalıtımsal, biyokimyasal yapı, stres ve kişilik özellikleri gibi birbiriyle ilişkili faktörlerden kaynaklanır. Belirtileri ve sebepleri ne olursa olsun, uygulanan tedaviler çok etkilidir.

Memorial Hastanesi psikiyatri doktoru Dr.Cem Hızlan depresyonun en önemli türleri hakkında bilgi verdi.

DEPRESYONUN EN ÖNEMLİ TÜRLERİ NELERDİR?

Epresif Duygu Durumu ile Uyum Bozukluğu: Depresif duygu durumu ile uyum bozukluğu olan kişiler yaşadıkları stresli bir olaya(iş kaybı, eşinden ayrılma gibi) beklenenden daha fazla tepki gösterirler.

Post-Natal (Doğum Sonrası) Depresyon: Yeni doğum yapmış annelerin hemen hemen yarısı orta derecede çökünlük, anksiyete ve gerginlik hissederler.Ancak bu annelerin yaklaşık %10'unda bu üzüntülü hal daha ağır ve ciddi bir durum alır ki buna da post-natal depresyon denir.

Depresif Epizod: Genel olarak depresif epizod klinik depresyonun daha şiddetli şeklidir. Bazı durumlarda üzücü bir olayın tetiklemesiyle ortaya çıkabileceği gibi her hangi bir sebep olmadan da kişi depresif episod geçirebilir.

Bipolar Bozukluk (İki Uçlu Duygu Durum Bozukluğu): Bipolar bozukluğu olan kişi depresif episod ile değişimli olarak manik dönemler yaşar.Yani kişi aşırı derecede mutlu, konuşkan ve hareketli olur. Bazen depresif episod olmadan da sadece manik dönem yaşanabilir.

DEPRESYONUN TEDAVİLERİ NELERDİR?

Psikolojik tedaviler genelde kişinin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını anlamasına ve daha sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olur. Ayrıca problemlerini pratikte de çözmesini sağlar.Kişi depresyon hakkında bilgi sahibi olarak daha etkili bir biçimde başa çıkma yolları geliştirir.Ayrıca terapi sırasında kazandırılan becerilerle depresyonun tekrarlama riski azaltılmış olur.

Antideprasantlar depresif duyguların azalmasına yardımcı olup kişinin uyku düzenini tekrar sağlarlar, böylece kaygıyı ve huzursuzluğu azaltırlar.Trankilizanların(diazem, xanax gibi) aksine antideprasantlar bağımlılık yapmaz. Antideprasantlar beyindeki kimyasal maddelerin dengesini yavaşça sağladığı için etkisini 1 ile 4 hafta arasında gösterir.