Sizi yıllardır hep tabir-i caizse erkek gibi tanıdık. Bunda babanızın etkisi nedir?
Erkek gibi tanımlanmamda, iki erkek kardeşim olmasına rağmen babamın büyük etkisi var. Nedendir bilmem ama babam beni hep erkek gibi yetiştirdi. Hatta küfür etmeyi bana babam öğretti. Sonrasında bu benim çok işime yaradı çünkü çok küçük yaşta şarkıcı olacağım diye sokağa atıldım. Sokaklarda büyüyen bir çocuk olarak, erkek gibi yetiştirilmiş olmak benim her zaman kalkanım oldu. Bunun sebebini de sesimin güzel olmasına bağladığım olmuştur. Çok küçük yaşlarda sesimin güzelliği keşfedildiği için erkek gibi yetiştirilmem bana çok şey kattı. Babam da erkek gibi olmanın benim kalkanım olacağını düşünmüş olabilir ki bu da doğru. İki erkek kardeşim vardı ona rağmen ben böyle yetiştirildim. Hatta ablam tam bir genç kız gibi yetişti. Çocukken de çoğunlukla erkek arkadaşlarımla misket oynardım. Genellikle de erkeklerle arkadaşlık eden, kız çocuklarını döven bir çocuk olarak yetiştim.
Tüm bu yetiştirilme şeklinize rağmen kendinizi güçsüz hissettiğiniz anlar oldu mu?
Oldu olmaz mı. Neticede erkek gibi yetiştirilmiş de olsam kadınım ve hislerime yenik düştüğüm olaylar, beni de çok etkileyen olaylar karşısında gözyaşlarımı döktüğüm anlar olur. Neticede taş değilim benim de zayıf taraflarım var. Mesela bana ne olursa olsun evladımın başı ağırsa üzülüyorum, anneme bir şey olsa üzülürüm. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar konusunda hassasiyetlerim var. Dünyada hiç kıyamayacağım varlıklar çocuklardır. Tüm çocuklar çok günahsız ve onları çok temiz görüyorum. Bence çocukları biz kirletiyoruz hepsi çok temizler. O yüzden zayıf olduğum varlıklar var ama kendimi hiç güçsüz hissetmiyorum, ben şöyle böyle bir kadınım diyemem. Benim de çok zayıf düştüğüm taraflarım var.
Çeşitli zamanlarda yapılan oylamalarda “En güvenilir kişi” seçildiniz. Bunu neye bağlıyorsunuz?
En güvenilir seçilmemde halktan olmamın etkisi çok büyük. Belki de halkın arasından biri olmam, gecekondu çocuğu olmam dolayısıyla samimiyetim, doğallığım bu sonucu getirmiş olabilir. Yirmi bir senedir televizyon programı yapıyorum ve ben hiçbir zaman seyircilerimden bir şeyleri gizlemedim. Beni seyredenlere her zaman doğruları aktarmaya çalıştım. Tabii ki güvenilir olmamda onlardan biri olmamın etkisi var. Bir de “bizden biri, bizim gibi” olarak hissediyorlar beni. Aslında onlara sormak lazım sonuçta beni güvenilir seçen halk ama kendilerine çok yakın gördükleri için böyle seçtiklerini düşünüyorum.
Siz kendinizi güvenilir buluyor musunuz?
Evet. Ben oğlak burcuyum. Çocukluğumdan beri insanlar bana güvendi. Mesela inanılmaz sır tutarım. Dedikoduyu sevmem ama çok iyi bir dinleyiciyimdir. Güvenilirim. Bir insan bana maddi manevi her şeyini emanet edebilir. Daha ne olsun. Kimseyi kötü yola sevk etmem. Kötü yolda olan birine faydalı olmak ve onu oradan çıkarmak isterim ve bunun için uğraşırım. Güvenilmek bence budur. Benim doğrularım var ve gördüğüm kadarıyla beni güvenilir seçen insanların doğrularıyla aynı. Orada örtüştüğümüz için de onlar beni güvenilir seçiyor. Ben de olsam bana güvenirdim.
Bir de web siteniz var sedanindunyasi.com adında. Bu sitede yarışma da düzenliyorsunuz. Sitenin tam olarak misyonu nedir?
Bu siteyi çok farklı bir amaçla açmıştım. İlk etapta şehit ailelerine yardım için site üzerinden elbiselerimi satıyordum. Oradan yüz milyar gelir elde ettik ve bunu canlı yayında şehit aileleri derneğine bağışladık. Bağışlanan paranın bölüştürülerek şehit ailelerine ulaştırmalarını istedik. Şehit aileleri içinde mağdur olanlar, elektrik su faturalarını ödeyemeyenler var. Bir nebze de olsa onlara faydamız olsun istedik. Sonrasında bazı densiz haberler çıkıp beni üzünce orada satış yapmaktan vazgeçtim. Şimdi sitede faydalı bilgiler paylaşıyorum. Beraber çalıştığım arkadaşım Erkan Çelik orada bir ses yarışması düzenliyor. Gençlere faydalı olabilecek iyi sesleri topluma kazandırmaya çalışıyoruz. Albüm tanıtımları, kitap tanıtımları yapıyoruz. Faydalı bilgiler paylaşıyoruz. Bana ait tek resmi site. Başka hiçbir siteye kimse lütfen prim vermesin. O kadar çok Seda Sayan sitesi veya Facebook adresi var ki biz bile ne yapacağımızı şaşırdık. Ama programdan anons ettikçe insanlar yavaş yavaş bilgilenmeye başladı. Küçük bilgi yarışmaları da düzenliyoruz ve sitemiz herkese hitap ediyor. Yediden yetmişe herkesin girip oyunlar oynayacağı ya da faydalı bilgiler bulacağı bir site yaptık.
Bu yaşınıza rağmen pek çok kadını kıskandıracak bir vücuda sahipsiniz. Yıllarca az yediğinizden, aç gezdiğinizden bahsettiniz. Formunuzu buna mı borçlusunuz?
Ben çok az yiyorum. Çok fazla her şeye saldırmıyorum. Bir şeyi yedikten sonra çok pişman olacağımı bildiğim için eğer çok yemek istediğim bir şey varsa diğer öğünümden imtina edip onu yiyorum. Formuma çok dikkat ediyorum, dikkat etmek zorundayım çünkü benim aldığım iki kilo bile karşımdaki insanı rahatsız etmese de beni ediyor. Çünkü aldığım her kilo benim ölçümü değiştiriyor ve sıkıntı yaşıyorum. Dolayısıyla fazla kilo almamalı ve vermemeliyim. Benim ideal kilom 61-62’ler. 63-64 sıkıntıya sokar beni onun için sürekli kendimle mücadele halindeyim. Her ne kadar hekimlerimiz her gün tartılmayın diyorsa da ben her gün tartının tepesindeyim. Kendi kumandam kendi elimde.
Düzenli olarak spor yapanlardan mısınız?
Evet, yapıyorum. Bu ara bacak ağrımdan dolayı düzenli pilates yapıyorum. Pilatesi çok seviyorum. Pilates aynı zamanda doğru duruşu da öğretiyor ve kadın erkek herkes omurga için pilates yapmalı. Pilates yapınca insan doğru duruyor, belini, kolunu güzel kullanıyor. Türk insanı kafasını omzunun üzerinde taşımayı dahi bilmiyor. Yanlış oturuyoruz, yanlış çömeliyoruz pilates bunların hepsine çözüm getiriyor ben herkese tavsiye ediyorum.
Pek çok ilişki yaşamış biri olarak hayatınızdaki erkeği mutlu etmenin sırlarını okurlarımıza anlatır mısınız?
Ben biraz benmerkezci, egoist biriyim bu konuda. Benim mutluluğum çok önemli. Bu da karşımdakine ben ne kadar mutluysam o da o kadar mutlu oluyor şeklinde yansıyor. Mutlu olmam lazım çünkü benimle mutlu olan çok insan var. Hayatımdaki hiç kimsenin, buna ailem de dâhil benim gözümün içindeki ışığı söndürmeye hakkı yok. 21 yıldır televizyon programları, öncesinde de sahne programları yapan biriyim. 21 yıldır beni izleyip benimle bir an olsun üzüntüsünü unutan, takıntısını unutan, cezaevlerinde benimle neşe bulan, hastanelerde benimle moral bulan insanlara mutlu görünmem için benim de mutlu olmam lazım. Benimle ilgili “Ne kadar neşeli, ne güzel kahkaha atıyor” gibi lafları sürekli duyduğum için bu konuda beni üzecek herkesten uzak duruyorum. Arkadaşım da olsa kimse benim için vazgeçilmez değil. Bu yüzden belki egosu yüksek görünebilirim ama bu böyle çünkü bir kişinin benim kimyamı bozması milyonlarca insanı etkiliyor. Dolayısıyla da buna müsaade etmiyorum. Ama mutluysam yanımdakini çok mutlu ederim. Benim mutlu olmam lazım ve ben buna dikkat ediyorum.
Biraz da estetik cerrahiye bakışınızdan bahsetsek. Estetik cerrahi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çok sıcak bakıyorum. Yaptırdığı operasyonları bile Türkiye’de çıkıp ilk anlatan insanlardan biriyim. İnsanlar bunları sanki utanılacak bir şeymiş gibi pek dile getirmiyorlar. Oysaki kadın erkek herkesin bir takım dokunuşlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Ben bunu da tüp bebek gibi anlata anlata insanlara öğrettim. Estetik cerrahi sağlık açısından da çok önemli. Bazen hiç ihtiyacınız yokken küçük bir kazayla bir yerinize bir şey olabilir. Herkesin bir gün bir estetik dokunuşa ihtiyacı olacak. Çocuksundur yanık izi vardır, kepçe kulaksındır biliyorsun çocuklar birbiriyle çok alay ederler. Siyasetçi gidip gözaltı torbasını aldırır çünkü ne kadar genç görünürse oy potansiyeli o kadar artar. Biz karşımızda genç ve dinamik siyasetçiler istiyoruz. Mecliste dik yürüyen siyasetçi isteriz. Onlar da bunun farkında olduğunda estetik müdahaleye başvuran siyasetçiler de var. Artık siyasetçiler de iş adamları da fotoğrafları photoshop yapmak yerine estetik müdahalelere başvuruyorlar. Ben de bunu destekliyorum. Ama kişi kendisini bozmadan yapmalı bunu. Ben insanlara “Sizi geçmişe götüreceğiz” diyen hocaları çok seviyorum. Elinde fotoğrafla estetik cerrahlara gidenlere sinir oluyorum. Birine benzemek için estetik yaptırmak yaradılışa da doğaya da aykırı. Ancak beni biraz geri götür diyebilirsiniz. Artık tıp o kadar ilerledi ki çok güzel dokunuşlarla sizi beş on sene geriye götürebiliyor.
Nasıl güzel kalıyorsunuz? Hiç estetik yaptırdınız mı?
Estetik yaptırdım. Göğüslerimi yaptırdım, gıdımı aldırdım ve gözaltımdan önemli bir handikap yaşayıp onu aldırdım. Bir buçuk sene o gözaltıyla yaşadım çünkü canlı yayın öncesi bir şey enjekte edildi ve benim vücudum bunu kabul etmedi. Halk da benimle birlikte o sıkıntıyı yaşadı. Benim için çok üzülen, dua eden insanlar oldu. Güzel kalıyorum çünkü kendimi ve bedenimi seviyorum. Yaratanın bana bahşettiği güzelliklere sahip çıkmaya çalışıyorum. Güzel, bakımlı ve temiz olmayı seviyorum. Benim için temizlik çok önemli. Temiz kokmak, temiz olmak karşısındakine temizlik hissi vermek benim için çok önemli. Zaten temizlik bakımın başında geliyor. El, ayak, saç, cilt bakımıma dikkat eder, sürekli sağlık kontrollerimi yaptırırım. Altı ayda bir kan testlerimi yaptırırım. Herkes kendini sevmeli ve yaratanın bize verdiği bu bedene iyi bakmalıyız. Ben de iyi baktığıma inanıyorum. Güzel kalabilmek çok önemli. Güzel miyim bilmiyorum ama öyle olduğumu söylüyorlar. Ben aynaya baktığımda güzel şeyler görüyorum, kendimi seviyorum.
Estetik konusunda sizi sevenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Programıma çok kıymetli hekimleri konuk olarak alıyorum. Tavsiye çok önemlidir. Dolayısıyla estetik yaptırmak isteyen insanların iyi araştırmalarını tavsiye ediyorum. Araştırsınlar, hekimlerle konuşsunlar, hekimlerin daha önce yaptıkları operasyonları görsünler. Artık hekimlerimiz hastalarına önceki ve sonraki hallerini gösterebiliyor. Bir de estetik operasyonlardan korkmasınlar. Artık tıp çok ilerledi ve çok güzel dokunuşlarla ameliyatlar yapılabiliyor. En büyük tavsiyem şudur ki ucuzuna kaçmasınlar. Bunu bazı şöhretli arkadaşlarım dahi yapıyor. Benim bir lafım var cimri ile bonkör her zaman aynı parayı harcar diye. Bonkör bir defada o efeliği yapar, parayı harcar ve istediğini elde eder cimri ise birkaç seferde harcar. Çünkü düzeltmek daha zordur. Ucuz diye çok şöhretli arkadaşlarımın bile çok kötü operasyonlardan geçtiğini biliyorum. Sakın bunlara aldırmasınlar.
Röportaj: Selda Yeşiltaş
“Küba’nın En Güzel Zamanı Ocak”
“80 ve 90’ların Son İzleri de Estetikle Silindi!”
“Dizi İzlerken Ne Yediğinize Dikkat Edin!”
“Anne adaylarına 10 önemli hatırlatma”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32