>

RÖPORTAJ

Işıl Reçber "Kocamın Bana Aşık Oluşuna Aşık Oldum"

Pozitif kişiliği ve hayata bakış açısı ile çevresine enerji saçan ve enerjisinin hayatına olumlu etkiler bıraktığını vurgulayarak, iyi bir aile olmanın önemi...
 
   
 
 
     

Sizi tanıyabilir miyiz?

İki abiden sonra yaş farkıyla doğan, evin en küçük ve tek kızı olarak el üstünde tutulan bir çocukluk yaşadım. Tüm evin ilgisi ile geçen bir çocukluk geçirdim. Küçük yaşta, abilerim ders çalışırken ben de onlara heveslenerek beş yaşında kendi başıma okuma yazmaya öğrenmeye başlamışım. Her gün ağlarmışım okula gitmek istiyorum diye. Dolayısıyla ailem yaşımı biraz büyüterek ilkokula kaydettirmişler beni. Annem ve babam başlasın bakalım demisler, ama ben hem çok başarılı hem de derecelere giren bir ögrenci olarak okul hayatıma devam ettim. Tabii bunda Türk Dili ve Edebiyatı mezunu eğitimci anneninde etkisi olmuştur. Kariyer planları yapıp en erken 28 yaşında evlenirim diyen ben bakın neler yaşamışım.

Örnek alınacak bir evliliğiniz var. Rüştü Bey ile nasıl tanıştınız?

Kocam ile on yedi yaşında ortak bir arkadaşımızın iş yerini aynı zamanda ziyaret ettiğimiz sırada tanıstık. Benim için sıradan bir gün ve sıradan bir tanışmaydı. Ama Rüştü, daha sonraki ifadesine göre tanıştırıldığımız zaman içinden; "işte evleneceğim kız" demiş, Tanıştığımda Rüştü, Antalya'dan Fenerbahçe’ye yeni transfer olmuştu. Tebrik ettim bitti. Daha sonra Rüştü bana hislerini açıkladığında; “olmaz, şu an flört etmek için cok erken, benim için arkadaş kalalım” dedim. Hem çok yaşım küçüktü hem de bu kadar uzakta olan biriyle imkansızdı. İki yıl bu kararım değişmedi. Ama bu süreçte yaşadıklarım şaka gibiydi. Kocamın önce bana aşık oluşuna aşık oldum, sonra da tanıyınca kendisine aşık oldum.19 yaşında üçüncü görüşmemizde yüzük taktık ve o günden bu yana beraberiz.

Mutlu evliliğinizin sırrı nedir?

Ben üniversite dördüncü sınıfta okurken, yirmi yaşında evlendim ve erkenden anne oldum. Kızım Tuana, ben ve kocam hep beraber büyüdük aslında. Anne olduğumun farkına oğlumda vardım diyebilirim. Kızımla arkadaş gibiyimdir hala. Her şeyi birlikte öğrendik ve yaşadık. Bu insanı birbirine daha çok bağlıyor. Birbirinizin eli kolu oluyorsunuz. Bazı şeyler görünmüyor, gözünüze batmıyor. Saygı çok çok önemli. Asla birbirimizi rencide edici ya da geri dönüşü olmayan sözler sarf etmedik, yıkıcı olmadık. Birbirimizin yapmasını istemediklerini yapmadık. Karşıdan ne bekliyorsak onu önce kendimiz yaptık. Saygı, aile içerisinde korunması gerekli bir faktör. Biz, çocuklarımızı da böyle yetiştiriyoruz. Salak kelimesi bile küfürdür bizim ailede mesela. Sevgi yok olmaz, aile olmuşsun bir kere. Ama saygıyı korumak aile fertlerine bağlı.

Eşiniz Türkiye'nin en başarılı futbolcularından. Kazanılan başarılarda etkinizin olduğunu düşünüyor musunuz?

Eşim çok yoğun çalıstığı dönemlerde, “hiçbir şey yapmanı istemiyorum benimle ve çocuklarımızla olmanı istiyorum” derdi. Ben de aynen öyle yapardım. İdmanlar ve kamplar dışında ayrılmazdık hiç. Çünkü onun mental olarak iyi olması gerekiyordu her zaman. Benim evdeki huzuru sabitlemem gerekliydi ve bu bunu her zaman yaptım. Sporcu, evde sakinlik ve huzura ihtiyaç duyar. Bunu da eşler sağlamalıdır. Dolayısıyla başarıda da başarısızlıkta da eşler büyük etken.

Futbolcunu eşi olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Avantajları daha fazla bence. Başarılı ve milli formayı en fazla giyen bir futbolcunun eşi olarak eşimle bereber çok güzel ve gurur verici anlar yaşadık. Topluma mal olmak ve sevilmek özel bir şey. Tüm dünyada olduğu gibi insanlar kişiyi sahiplenirken ailesini de sahipleniyor aslında. Hep sevgi, saygı ve olağanüstü ilgi ile karşılandık. Tek zorluk; uzun kamplar, ayrılıklar ve alınan kötü sonuçlardaki psikolojik durumdu.

Eşiniz futbolcuyken kötü oynadığı, kaybettiği bir maçtan sonra eve geldiğinde eşinize yaklaşımınız nasıl olurdu?


Başarısız biten maçlar sonrası sporcular içlerine kapanırlar. Bir süre yalnız kalmak, deşarj olmak, kafayı toparlamak isterler. Eve kapandıkları dönemler de olur. Bir hafta sonu kötü biten derbiden sonra, diğer haftaki maça kadar Rüştü'nün idmanlar dışında dışarı çıkmadığını bilirim. Bu süreçte benim yardımıma çocuklar koşardı; babalarını normale döndürmeleri yüzünü güldürmeleri uzun sürmezdi.

Tuana ve Mehmet Burak isminde iki çocuğunuz var. Anne olmak hayatınızda neleri değiştirdi?

Anne olmak muhteşem bir duygu. Bu duyguyu yaşayınca üstüne daha büyük bir his yok diyor insan. İnanılmaz mutlu eden ve acıtan bir duygu aslında. Senin ve sevdiğinin bir parçası ve ondan ayrı kaldığın her an kalbinin tamamı onunla. Canı acısa, senin daha çok acıyor. Mutlu olunca sen mest oluyorsun. Tuana ve Mehmet Burak her şey bizim için. Onlarla olmak, ilgilenmek, birlikte seyahat etmek, film izlemek, vakit geçirmek en keyif aldığımız şey.



Gençlik yıllarınızda basketbol ile ilgileniyormuşsunuz. Profesyonel anlamda uğraştığınız bir spor dalı var mı?

Üniversite yıllarımda basketbol takımındaydım. Sonra tenis oynamaya başladım. Kick-box, pilates, tenis ne varsa yapıyorum şu an. Spor olsun bana yeter.

Karakterinizi nasıl tanımlarsınız?

İnsanın kendisini anlatması zor aslında. Değerlerine ve inandıklarına bağlı bir yapım; belirgin bir tavrım ve mesafem vardır. Her döneme, ortama ayak uyduran değisken bir yapım yoktur. Fazla dürüst ve net olmakla beraber dümdüzümdür. Neysem o, göründügü kadar… O yüzden benden zarar gelmez kimseye. Hayatınızda gördüğünüz nadir pozitif insanlardanımdır ve bu bana hayatın her alanında olumlu geri döner. En tahammül edemediğim şey yalancı ve riyakar insanlardır. Onları hayatımda tutmam ve enerjimi azaltmalarına izin vermem.

Birçok dernekte ve yardım kuruluşunda etkinsiniz. Bunlardan bahseder misiniz?


Evet sosyal sorumluluk projelerinde yer almak beni çok mutlu ediyor. Farkındalık adına, baska hayatlara da mercek tutmak ve yardım etmek, yardım ettirmek için arada köprü olmak bana huzur veriyor. “Make a Wish Derneği”nin Türkiye yüzü Rüştü Reçber. Orada birlikte görev alıyoruz. Hayati tehlikesi olan hastalıklarla mücadele eden çocukların dileklerini gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de international olan tek dernek. Bir diğeri Çaba Çağdaş Bağımsız Yardımlaşma Derneği. Orada da yine sokak çocuklarımız söz konusu. Onlara kalacak ve eğitim alacak yerler oluşturuyoruz. Madde bağımlısı sokak çocukları için rehabilitasyon merkezleri inşaa ediyoruz

Oldukça fit gözüken bir vücudunuz var. Ne kadar sıklıkla spor yapıyorsunuz, bir rutininiz var mı?


Kendimi bildim bileli dengeli ve sağlıklı beslenir, spor yaparım. Hayatımın rutinleri içerisinde spor yapmak. cardio, pilates, tenis, Uzak Doğu sporları hepsi düzenli yaptıklarım. Aslında bana spor olsun, dalının bir önemi yok. Kendimi en iyi hissettiğim zamanlar spor yaptığım zamanlardır. Benim için ekstra bir şey değil spor yapmak, kahvaltı yapmaktan farksız.

Bir gününüzü nasıl geçirirsiniz?


Geç uyumama rağmen her gün 6:30’da uyanırım. Çocuklarımı mutlaka okula ben yollarım. Oğlum sadece benimle kahvaltı yapar; onu yedirir okula yollarım. Saat 7:30 gibi Tuana da Burak da gitmiş olur. Aksam yemeğini organize ederim. Sonra spora giderim. Daha sonra eve gelir, hazırlanır, günlük işlerimi yapmaya başlarım. Dernek toplantılarımı bitirir, katılacağım organizasyon veya davet varsa uğrarım. Arkadaşlarımla olan programlarıma dahil olurum. Üzerinde calıstığım birkaç proje var, onların görüşmelerini de bitirir, akşam çocukların yemek saatinde mutlaka evde olurum. Ailecek yemek yer sohbet ederiz. Sonra ödevlerle ilgilenirim. Onlar uykuya gidince biz biraz dinleniriz.

Her zaman şık ve bakımlısınız. Güzellik sırlarınızı öğrenebilir miyiz?

Aslında genetik olarak şanslı olanlardanım. Çok fazla şey yapmam bakıldığında. Cildimin temizliği, saç ve tırnak bakımı en önemli olanlar benim için. Düzenli olarak haftada bir keratin yükleyen saç bakımı, tırnak bakımı yaptırırım. Her akşam mutlaka makyajımı temizler, tenimi nemlendiririm. Yüzüme yaz-kış güneş kremi sürerim. Haftada bir vücut peelingi ve masaj yaptırırım. Bacaklarımı yıllar önce Japonya’dan aldığım fırça ile fırçalarım. Bu yöntem selülit önlemede çok etkili.

Yurt içinde ve yurt dışında alışveriş yapmayı tercih ettiğiniz markalar hangileri?

Tarzıma uyan markalar var takip ettiğim. Givenchy, Emilio Pucci, Isabel Marant, Yves Saint Laurent, Stella McCartney ve Balmain’in tasarımlarını yakından takip ederim.
 



Beğendiğiniz ve takip ettiğiniz Türk ve yabancı tasarımcılar kimler?

Türk tasarımcılardan Begüm Salihoğlu, Zeynep Tosun ve Gamze Saraçoğlu, Selma Çilek, Özgür Masur ve Hakan Akkaya tasarımlarını beğendiğim isimler.

Modayı takip eder misiniz yoksa kendinize yakıştırdığınız kıyafetleri mi giymeyi tercih edersiniz?

Modayı ve trendleri yakından takip ederim. Ama hiçbir zaman sadece moda olduğu için bir şeyi kullanmam. Her insanın var olan bir stili vardır. O sene moda olan parçalardan stilime uygun olanı seçer onu kendi tarzıma uyarlarım. Modayla ilgilenmek benim için bir keyif ve tutku gibi. Gözüm çok çok iyidir. O sene ne tutar ne tutmaz çok iyi görürüm. En keyif aldığım şey ise farklı markaları ve parçaları kombinlemek; pahalı bir parca ile ucuz olanı match etmek harika bir şey. Yıllar geçtikçe de insanın tarzı, para harcadığı şeyler değisiyor. Zamanla moda olan parçalara para harcamaktansa klasik ve zamansız olanı alıyor insan.

Moda olsa bile asla giymem dediğiniz bir parça var mı?

Hiçbir zaman asla demek istemem. Moda, algılar ve zevkler zamanla değişebiliyor. Ama kapri pantolon, balon etek ve yarasa kol hoşuma gitmez.

Gardırobunuzun vazgeçilmez üç parçası nedir?

Jean pantolon, deri ceket ve basic t-shirtler.

Stilini beğendiğiniz, özgün ve şık bulduğunuz isimler var mı? Öğrenebilir miyiz?

Yurt dışından söyleyeyim. Türkiye’den unuttuğum isimler olursa ayıp olur. Çünkü hepsi arkadaşlarım. Gwyneth Paltrow, Blake Lively, Sienna Miller ve Kate Moss.

Dünyaya ikinci kere gelme şansınız olsaydı, modanın gelişmekte olan hangi döneminde ve nerede olmayı tercih ederdiniz?


Kesinlikle Fransa’da ve on sekizinci yüzyılda olmak isterdim. Vücuda oturan korse elbiseler, danteller, romantik renkler, yumuşak ve etkileyici dokudaki kumaşlar çok hoş bence.

Birçok yerde stiliniz ile ilgili gündem oluyorsunuz. Moda alanında bir projeniz var mı?

Moda alanında birkaç sürpriz proje söz konusu şu anda. İlk olarak yıllardır gelen TV tekliflerini ciddi olarak değerlendirmek istiyorum bu yıl. Her şeyin bir vakti vardır. Buna çok inanırım ve doğru zaman geldi diye düşünüyorum. Kocam da artık bu konuda benimle hemfikir. Sonra 2015'in ikinci periyodunda başka bir projem var yine moda ile ilgili. Ama bu tamamen sürpriz olsun.

Yurt içinde ve yurt dışında gitmekten keyif aldığınız tatil rotalarını öğrenebilir miyiz?


Yurt içinde Bodrum ikinci evim çok seviyorum. Fethiye, Marmaris, Kaş da çok güzel. Yurt dışında Paris, Barcelona, Miami, Los Angeles, Monaco, Londra ve Maldivler en sevdiğim yerler.

Şehrin stresinden uzaklaşmak için neler yaparsınız, sizi en çok ne dinlendirir.

Beni en çok; spor yapmak, ailemle birlikte olmak, kitap okumak, çiceklerimle ilgilenmek, köpeğimle yürümek, sevdiklerimle sohbet, müzik dinlemek dinlendirir.

En büyük hayaliniz nedir?

Bunu hiç düşünmedim. Öyle çok büyük hayaller kurmam. Hedeflerim tabii ki vardır. Ama bunu realize ederim, çok hayalperest değilimdir. Kalbin iyi oldukça ordan geçeni gerçeklestiriyor zaten Allah.

Hayatımın dönüm noktası dediğiniz bir an, olay var mı?

Hayatımın dönüm noktası diyebileceğim extrem durumlar ve kararlar olmadı aslında hayatımda. Doğru insanlar, doğru zamanlarda karşıma çıktı. Siz doğru olunca sizi bulan da öyle oluyor ve hiçbir emeğin karşılığı boş kalmıyor bu hayatta. Eninde sonunda mukafatını görüyorsunuz. Bu sebeple iyi olmaya, olumlu olmaya, kötü duygu ve insanları hayatımızdan çıkarmaya devam diyorum.

Katı prensipleriniz, asla ve asla dedikleriniz?

Hayat insana "asla" dememeyi öğretiyor. Yaşadıklarımız, şaşkınlıklarımız, kimi zaman hayal kırıklıklarımız, üzüntülerimiz bizi büyütüyor ve birçok şeyi öğretiyor. Ben, çoğu zaman yaşadığım ya da karşılaştığım kötü bir şey için iyiki olmuş; bunu da gördüm ve öğrendim derim. Çünkü yaşarsın veya şahit olursun sonra öğrenirsin. Sadece asla bilerek kalp kırmam ve kimseyi incitmem.

2015 için beklentilerinizi öğrenebilir miyiz


2015 sevdiklerimi almasın, başka bir şey istemem demek geldi içimden. Öyle çok büyük isteklerim yok. En başta herkese, bana, aileme, tüm sevdiklerime kusursuz sağlık, huzur, başarı ve bol sanş getirsin. Ülkemiz barış ve sukünet içinde olsun. Millet olarak bir bütün, tek parça olalım tüm dünyaya karşı. Yapmak istediğimiz projelerimiz de çok başarılı olsun tabii insallah.

Röportaj: MAG

 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>