Lezzet ve eğlencenin buluşma noktası: Porte
Cihangir'in seçkin mekanlarından Porte, diğer kafelerin aksine dekorasyonunda modern bir çizgiye sahip.
Biz bir cumartesi günü, öğle vakti kahvaltı etmek için gittik Porte'ye. Sonra oturduk, oturduk, hava soğuyunca içeri girip oturduk... Kahve içtik, sohbet ettik, biraz daha oturduk. Sonra bir arkadaş notlarını çıkarıp ders çalıştı. Biz dergi-gazete okuduk, oturduk...
Öyle yayıldık ki, bir ara geceyi orada geçirmeyi, ertesi sabah da orada kahvaltı yapmayı bile düşündük. Öyle bir yayılmak, sonra kocaman, siyah bir araba durdu kapının önünde. Şoför indi, arka kapıyı açtı. Arabadan inen çift akşam yemeğine gelmişti.
O gün ne ben Porte'yi haber yapacağımı biliyordum, ne de onlar benim bir gazetede çalıştığımı. Ama o çiftin geldiğini görünce, bir tür gazetecilik refleksiyle ve beş saattir oraya kurulmuş olmanın samimiyetiyle "Biz mi yanlış yerdeyiz, yoksa onlar mı?" diye sordum Porte'nin sahibi Abdullah Dokur'a. "Siz de doğru yerdesiniz, onlar da doğru yerde. Rahatınıza bakın" dedi. Peki.
Dokur uzun yıllar Londra'da, New York'ta bulaşıkçılıktan garsonluğa, hatta motosikletle pizza dağıtıcılığına kadar pek çok işte çalışmış. "Mutfaksa mutfak, sokaksa sokak; bu işin her tarafında bulundum" diyor. Ve sonunda İstanbul'da bir mekan açmaya karar veriyor.
"Bu mekanın öncelikle benim memnun kalacağım bir mönüsünün olmasını istedim. Açıkçası biraz ukalayım. Burayı yemekten anlayan insanlar için açtım" diyor Dokur.
Düşündüğü ilk yer Nişantaşı. Ama mimar arkadaşı Ayhan Geveli, "Hâlâ iki lafından birini İngilizce söylüyorsun. Sana Cihangir'de bir yer bakalım. Hem orada yabancı da çok" diyor.
"Müşteri 80 yıl öncenin zeminine bassın istedik"
Atölye 2A'nın ortaklarından Geveli, semti önermekle kalmıyor, dekorasyonu da üstleniyor. "Cihangir'in ruhuna uygun bir mekan yaratmaya çalıştık" diyor Geveli. "Mesela yerler karo mozaiktir. Aslında yeni yapılan mekanlarda pek tercih edilmez. Ama Porte'nin içinde bulunduğu apartman belki 80 yıllık bir apartman. Biz de gelen müşteri o dönemin zeminine bassın istedik. Restoranın dış cephesine de yine o dönemin mermerini koyduk."
Fakat genellikle ikinci el koltuklarla, ahşap sandalye ve masalarla, hatta yine eski veya eskitilmiş konsollarla, aynalarla dekore edilen Cihangir'deki diğer kafelerin aksine, Porte'nin dekorasyonu daha modern bir çizgiye sahip.
Geveli "Zemin, dış cephe gibi bir binanın demirbaşlarında eskiye sadık kaldık ama diğer elemanlarda yeni ürünlerin ergonomisinin sunduğu konforu tercih ettik" diye açıklıyor.
Demek bizim Porte'de saatlerce oturmamızın sırrı yeşil rengin verdiği huzur ile ergonomik sandalye ve kanepe imiş.
Bu arada kahvaltı gayet iyiydi. Yanında yoğurt ile servis edilen menemen de gayet başarılıydı. Yan masada Pizza Porte'den övgüyle söz edildiğini de duydum. Ama mönüdeki diğer yemeklerle ilgili ne yazsam boş. Zira denemedim, bilmiyorum. Kararı siz verin.
CİHANGİR PORTE
Rezervasyon Tel:
Tel: (0212) 244 89 89
www.cafeporte.com
Mönünün gözdeleri: Sakız kabak dolması ve kalamar dolma
Porte'nin mönüsünde Four Seasons'ın eski aşçılarından Ahmet Kula'nın ve onun yanında yetişen Muzaffer Usta'nın imzası var. Ancak yemeklerle ilgili son karar mercii Porte'nin sahibi Abdullah Dokur. "Daha önce böyle bir restoran işletmedim, böyle bir mönü de hazırlamadım ama ben böyle geniş bir mönüyü yıllardır yiyorum zaten. Bu yüzden iddialıyım" diyor Dokur. Izgara zeytinyağlı sakız kabak dolması, frenk marulu salatası ve ızgara kalamar salatası mönünün iddialı lezzetleri arasında. Mürdüm eriği ve bulgur ile doldurulmuş ızgara kalamar dolma ise en çok tercih edilenlerin başında geliyor.
Tuba Akyol / Milliyet
DİĞER HABERLER
“Omuz Ağrınızın Nedeni Çalışma Şekliniz Olabilir”
“Jo Malone London`ın Global Marka Elçisi ile Tanışın!”
“Kozmetik Ürünler Sağlığınızı Tehdit Etmesin!”
“Sıkıldım, Bunaldım, İyi Hissetmeye İhtiyacım Var Diyorsanız... ”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32