Sabah Gazetesi Magazin Müdürü Şengül Balıksırtı'nın yazısı:

Gülben Ergen'e destek mesajı yağdı. Onu en çok duygulandıran ise Hülya Avşar'ın mesajı oldu. İki yıldız telefonda konuştu ve Hülya, Gülben'e röportaj teklifinde bulundu

Gülben'den Hülya'ya
Güzel gözlü kadın! Yeter yorulduk. Biz bırakalım her şeyi... Diğerlerine kolay gelsin.

Hülya'dan Gülben'e
Önce anneyim, sonra kadınım. Seni anlıyorum. Hepsi geçecek, merak etme!

Günlerdir korku filmi gibi bir şey izliyoruz... Gizli kayıtlar, kasetler, sakallı adamlar, çeteler, yargısız infazlar, 'oh olmuş'lar, birilerinin üzüntüsünden sevinenler, hala kavga edenler vesaire, vesaire...

Gülben Ergen olayını izlerken hepimiz gerildik. Onu anlamaya çalıştık. Anlayabildik mi peki? Hayır.

İki gün boyunca evinin sessizliğinde kendi kendine konuşan Gülben Ergen neler yaşadı, ne kararlar aldı bilmemiz mümkün değil. O cıvıl cıvıl, o kıpır kıpır kadın bir günde kaç yılı yaşadı, kaç yıl yaşlandı onu da bilemiyoruz.

Basın toplantısında "Düşmanın yüzünün güldüğü gün" demişti. Haksız sayılmaz. Düşmanlarının kimler olduğunu en iyi o biliyor. Ama yaşadığı bu kötü tecrübede sevginin ve dostluğun da ne olduğunu görmüş. Kendisine destek mesajı yağdıran sanatçılara hep aynı mesajı göndermiş; "İsminizi bilmişim ama yüreğinizi bilmemişim" diye...

"YAŞADIKLARINI ANLIYORUM"
Demek ki, o küçücük kavgalar ne kadar anlamsız. "Birbirimizi görebilmek için nasıl aynalar gerekiyor bize?" diye sordum kendime... Sonra aldığım bir haberle bir umut düştü içime. Hülya Dergisi'nin Genel Yayın Müdürü Hülya Avşar, Gülben Ergen ile röportaj yapmak istiyormuş. Aradım Hülya'yı. Bu durumdan nasıl bu kadar çabuk haberdar olduğumuza şaşırdı. Ben bir tek şeyi merak ediyordum, onu sordum önce "Bu olay için onu aradın mı?" "Onun neler yaşadığını çok iyi hissedebiliyorum. Çünkü ben de bir kadınım. Kendisine mesaj attım" dedi.

Ve bir haftadır yaşadığımız korku filmi sonlandı gözlerimde. Yıllardır birbirleriyle çekişmelerini sayfalarımıza taşıdığımız Hülya Avşar ile Gülben Ergen, 'dostlukta' buluşmuştu çünkü. Sanat dünyasının en çok ihtiyacı olan bu görüntünün güzelliğini düşünebiliyor musunuz? Şakayla karışık Hülya'ya, "Peki ne oldu kavgalarınıza?" diye sordum. "Benim hiçbir sorunum yok. Aramızda var olduğu iddia edilen kavga ya da çekişme-her ne ise-hiçbir zaman takılmadım. Gülben'in canının yandığını hissettim. Bence çok zor günler geçirdi." dedi. Sonra Gülben'e mesaj gönderdim. Aradı. Dün gece verdiği Marmaris konserinden önce Bodrum'a gitmiş. Uzun uzun konuştuk. O da Hülya Avşar ile ilgili çok güzel şeyler söyledi.

"HÜLYA'NIN TAVRI ÇOK GÜZEL"
İkisinin de çok iyi niyetli olduklarını ve bu enerjiden çok güzel şeyler doğacağını söyledi. "Yeter yorulduk. Biz artık yokuz. İşimize gücümüze bakacağız. Diğerlerine kolay gelsin. Onun röportaj teklif etmesi çok güzel. Bir kadın olarak, bir sanatçı olarak beni anlayabilmesi çok güzel" dedi. Telefon sohbetleri daldan dala atlayarak yarım saatten fazla sürmüş.

Gülben'in de dediği gibi her şer'de bir hayır varmış. Şimdi yepyeni kararlarla, yepyeni dostlar ve dostluklarla bir başka hayatı yaşayacak Gülben. Ve Hülya ile neler konuşacak neler...

Biliyorum ki, bütün meslektaşlarım Gülben'le röportaj yapmak, ona ard arda sorular sormak istiyor. Ben ise gazetecilik egomu bir yana bırakıp en çok Hülya ile Gülben'in buluşmasını istiyorum. Ne dersiniz? Hülya'nın muhteşem yaklaşımı, Gülben'in muhteşem olgunluğu ve süper bir buluşma. Bırakalım gizli çekimleri, kasetleri falan. Biz ortaya çıkacak bu yeni fotoğrafa bakalım. Bu buluşmanın fotoğrafı size, bize, hepimize ne kadar çok şey anlatır değil mi?

Sabah