>

KÜLTÜR-SANAT

Uçan Süpürge’de bugün: 10 Mayıs Pazartesi

7. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivalinin 10 Mayıs Pazartesi programını öğrenmek için tıklayın...
 
   
 
 
     



KIZILIRMAK SINEMASI

10 MAYIS PAZARTESİ

14:15 Sana Asla Söylemediğim Şeyler / Things I Never Told You


Ünlü Amerikalı oyuncular Lili Taylor ve Andrew McCarty’nin başrollerini üstlendiği film, tam anlamıyla bir iletişimsizlik öyküsü. Sekiz bin kişilik St Helen’de yaşayan ve birbirini anlayamayan bir çiftin, hastalık halini alan aşkı sürdürme çabalarını minimalist bir üslupla, sakin sakin öykülüyor yönetmen Coixet. Ann bir gün erkek arkadaşından kötü bir telefon alır. 25 gündür kendisinden haber alamadığı sevgilisi telefonun ucunda artık onu sevmediğini ve başka bir kızla birlikte olduğunu söyler. Ann beklemediği ve hak etmediğini düşündüğü bu terk ediliş karşısında duyduğu acıyı ‘derdini söyle rahatla’ telefon hattında hafifletmeye çalışacaktır.



16:30 Bir Deve İçin Daha Kolay / It Is Easier For A Camel


Elliden fazla filmde oynamış bir aktris olan Valeria Bruni Tedeschi’nin ilk filmi Bir Deve İçin Daha Kolay’ın kahramanı Federica, filmin başında günah çıkarırken, çok zengin olduğu için kendini suçlu hissettiğini söyleyince, rahip, İncil’den bir alıntıyla ürkütücü bir yanıt verir: “Bir zenginin cennete gitmesi, bir devenin iğnenin deliğinden geçmesinden daha zordur.”
Babası ölüm döşeğindedir ve Federica, babasının ölümüyle kendisine kalacak mirastan kurtulmaya çalışır. Zenginliğin satın alacağı şeylerle ilgilenmeyip, mutlu olmanın yollarını arar. Bir parkta oturup anne olmanın hayalini kurar. Yazdığı oyunların ünlü bir yönetmen tarafından sahneye konulmasını arzular. Tiyatro oyunu yazmasını “burjuva hobisi” diye küçümseyen sevgilisi, işçi çocuğu devrimci Pierre’le tartışır. Hep “iğne deliğinden” geçmeye çalışır...



19:00 Yürekten / Straight Through The Heart


20’li yaşlarının başında genç bir kadın olan Anna, sıkıcı bir işte çalışmaktadır. Bir gün bir diş doktorundan (Dr. Thal) ummadığı kadar cazip ancak bir o kadar da tuhaf bir iş teklifi alır. Ayda 2500 mark kazanacak, karşılığında ise harika bir evde yaşamak dışında hiçbir şey yapmayacaktır. Üstelik sıkılıp işten ayrılsa bile 6 ay boyunca maaş almaya devam edecektir. Anna önce reddetse de sonradan kabul eder. Dr. Thal’ın bu davranışlarına hiçbir anlam verememekle birlikte çok yakında anlayacaktır ki doktor duygularını gösteremiyordur - aslında büyük bir olasılıkla duyguları yoktur. Tüm bu tuhaflıklara karşın Anna doktora aşık olur. Doktorun tüm duygusuzluğuna rağmen ona olan duygularına engel olamaz, gizleyemez. Aşk, Anna’ya olmadık işler yaptırır: Önce ondan hamileymiş gibi yapar, sonra yaptıkları ise bazı insanların hayatlarını felakete çevirir...



21:30 Philadelphia Öyküsü / The Philadelphia Story


Katharine Hepburn, içten aydınlanmış ışıl ışıl bir yüzle ortada dolaşıyor. Babasına meydan okuyor, eski kocasına bağırıyor, gizlice düğününü yazmaya çalışan gazeteciyle kafa buluyor, nişanlısına muhabbetle bakıyor. Üstelik, hem onu yeterince güzel bulmayanları mahcup edecek kadar güzel görünüyor, hem de film, Miss Katharine’i “gişe zehri” ilan edenlerin hevesini kursağında bırakacak kadar iş yaptı. Cary Grant ile James Stewart’ın gönül çelici oyunlarına, cazip varlıklarına rağmen, Philadelphia Öyküsü’nün yıldızı Hepburn.
Philadelphia Öyküsü, iç içe geçmiş hikâyeleri, eğlendirici insan ilişkileri ve iyi oyunculuğuyla, dört dörtlük bir Hollywood Altın Çağı komedisi. Sosyete mensubu kişilere duyuyor olabileceğiniz antipati de, bir süre sonra hoş görmeye dönüşüyor.


KAVAKLIDERE SİNEMASI


11:30 Kısa Filmler / Short Films (Ücretsiz / Free of Charge)

Sıla / Eclıpse

Sahil Üçlemesi / Seaside Triology

Su Savaşı / The Water Fight

Paramparça / Broken To Smithereens

Tek Çıkış Yolu / The Only Way Out

Serbest Vuruş / Free Kick

Aşk Hakkında / Entinen Mies

Sessizliğin Ötesinde / Beyond The Silence

Ailem / My Parents



14:15 Her şey Zıvanadan Çıktı / All Hell Let Loose


Her Şey Zıvanadan Çıktı, 1987’de İran’dan İsveç’e kaçmak zorunda kalan, İran sinemasının en büyük kadın starı Susan Taslimi’nin yönetmenliğini yaptığı ilk film.
Minu, evlilik dışı bir ilişki yaşadığı için babası tarafından evden kovulduktan sonra gittiği Amerika’dan, kızkardeşi Gita'nın düğününe katılmak için geri döner. Babası, gelişinden huzursuz olduğu Minu’yu “Sen benim hayatımı mahvettin” diye suçlar. Tipik bir göçmen İran ailesi olan Serbendi’lerde her şey, bütün aileyi bir arada tutmaya çalışan geleneksel İranlı erkek baba Serbendi ile, göçmenliğin savurduğu diğerleri arasındaki gerilimin etrafında seyreder. Susan Taslimi, ilk yönetmenlik denemesi olan bu aile dramında, bir zamanlar filmlerinde sürekli başrol oynadığı İranlı büyük yönetmen Behram Beyzai’nin izinden gidiyor.



16:30 200 km. / 200 km


14 yönetmenli 90 dakikalık bu belgesel, özelleştirme nedeniyle işsiz kalan Sintel işçilerinden 1500 kadarının, başkent Madrid’deki 1 Mayıs gösterilerine katılmak için İspanya’nın altı ayrı bölgesinden başladıkları sekiz günlük bir yürüyüşü anlatıyor. “Biz 14 yönetmen, onların umutlarını, acılarını, beklentilerini, paylaşarak sekiz gün boyunca işçilerle birlikte yaşadık. Böylece yalnız işçileri değil, bütün insanları etkileyen bir toplumsal-siyasal çatışmanın insani yönüne de tanıklık ettik…” Onurları, gelecekleri, çocukları için mücadele eden insanların bu azimli yürüyüşünü, hiç büyük laflar etmeden, insanları anlattığını hiç unutmadan anlatan bir film.



19:00 Ben Güzel Miyim? / Am I Beautiful?


Görünüşleri, ilişkileri, genel olarak hayatları konusunda bir dolu takıntıya sahip karakterlerden oluşan canlı ve etkileyici bir modern zaman masalı. İspanya’da bir yerlerde güneşin ortalığı kavurduğu ıssız bir otobanda 40 yaşlarında bir adam (Werner) otostop çeken bir kızı (Linda) arabasına alır. Werner sohbet etmek isteyince Linda, üzerinde “Sağır ve dilsizim. Size güveniyorum” yazan bir kağıt verir ona. Yakınlardaki bir otelde Klaus, eski kız arkadaşı Franziska’ya telefon eder ve birbirlerine aşık oldukları eski güzel günlere geri dönmek için onu yanına çağırır. Franziska Münih’te bir butikte tezgahtarlık yapmaktadır. Birbirleriyle ilgisiz bir düzineden fazla karakterin birbirine bağlanan öyküleri, film ilerledikçe iç içe geçmeye başlar...



21:30 Hayatın Küçük Renkleri / Little Colors


Hayatın Küçük Renkleri, küçük, sıcak, bittiğinde insanın kendini iyi hissedeceği, aynı zamanda iyi de bir “kadın filmi”. Ne kadar acı bir hayatın içinden çıksa da, kendini renklerle mutlu hisseden, pembe dizi izleyicisi, sıradan, ama yaşama bağlı bir kadının hikayesi aslında. 18 yıllık koca şiddetinden sonra artık dayanamayarak evden kaçan Christelle, bir gece kalmak için gittiği otelde, otel sahibi Mona’nın sayesinde yeni bir dünya yaratır kendisine. Daha sonra Mona’ya otelde yardım etmeye, çevredeki kadınlara kuaförlük yapmaya başlar. Ve kendinden küçük Lucien’in ilgisine karşı hislerini zamanla olgunlaştırır. Yaşadığı yeri değiştirdiği gibi kendi saçlarını da sık sık değiştirir. Baştaki Christelle’le şimdiki arasında uçurum vardır. Hayatını da değiştirmek istemektedir.

Festival programının tamamını görmek için:
www.ucansupurge.org
<
Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>