BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ :Bir denge noktasında dönüp şekil değiştiren Sabrina Fresko’nun tasarladığı küpe ve kolyeler, Mayıs ayından itibaren New York Moma Müzesi dükkanlarında , Destination İSTANBUL sergisi kapsamında ,sergilenip satılmaya başlanacak

Bir varmış bir yokmuş: Bir denge noktasında dönüp şekil değiştiren Sabrina Fresko’nun tasarladığı küpe ve kolyeler, formlar dünyasının büyüsünü insanın üzerinde deneyimleyebileceği bir mücevher anlayışını yaratıyor. Anlık değişime uğrayan formlar hayatın sürprizlerine göz kırpıyor, belki de hayata şakacı bir ayna tutuyorlar. Onları takmanın neşeli bir durum olduğunu hatta geometrik estetiği üzerinde taşıdığını söyleyebiliriz.



Bu kolye ve küpeler New York Moma’da gümüş ve incilerle satılacak ama Ortaköy Simya Galeri’de renkli resin kaplı gümüş tellerle sarılmış örneklerini görmek mümkün, aynı zamanda İKSV tasarım Deniz Palas’ta bazı örnekleri mevcut.

Vücutla birlikte hareket eden, onunla bütünleşen, onu takanın düşünce ve hayata karşı duruşunu yansıtan , değişik tekniklerle organik bir hareketliliğe ulaşan Sabrina Fresko’nun "Takılabilir Heykeller"i Mayıs ayından itibaren New York Moma Müzesi dükkanlarında Destination İSTANBUL Sergisi kapsamında sergilenip satılacak. Sabrina Fresko’nun tasarladığı Kinetik döngü formları sanat tarihçileri ve kritikleri tarafından mobius heykel olarak nitelendiriliyor.



Sonsuz Döngü:

"Eğer bir döngünün sonlanması için gereken koşul asla sağlanmayacak bir koşulsa, o döngüye sonsuz döngü denir*."

Takılabilir heykel…

Mimar, heykeltıraş ve takı tasarımcısı Sabrina Fresko’nun ‘Kinetik Döngü’ ismini verdiği heykellerinde de, temelde biçimin hareketle kurduğu ilişki vurgulansa da tarihsel olarak bir matematikçinin kuramına, Moebius Şeridine dayanan bu formun sonsuzluk kavramına işaret eder. Sonsuzluk hissi, üzerinde sonsuzluğun simgesini taşıyarak mümkün kılınabilir mi?

‘Kinetik Döngü’ dikkatlice incelendiğinde katmanlara ayrılmış fakat katmanların birbirleriyle ilişkileri koparılmamış bir üç boyutluluktan söz edilmelidir. .

Sonsuzluk algılanabilir bir kavram haline dönüştüğü anda zaman-mekan kavramı yoklaşır. ‘Biçim, sonsuz sayıda hareketin içinde gizlidir. Aynı zamanda forma dokunan el sınırsız harekete dahil olur. Takıldığı zaman sonsuzluğun varlığını hissettiren bir heykel… takı olduğunda onu taşıyan bedene etkisi de sonsuzluk yönünde olacaktır.