Kadim zamanlardan bu yana anneler çocuklarına şarkılar söyler. Onlara gündelik sıkıntılarının, umutlarının ve düşlerinin şarkılarını söylerler. Akıldan çıkmayan anıların ve geçmişten kalan ağıtların şarkılarını söylerler. Her anne bu şarkılarla, en basit ve en unutulmaz şekilde, kuşaklar arasında bir köprü kurar ve çocuklarına derin bir yurt sevgisi aşılar.
Oğlum İman’ın 3 Ocak 2008’de ABD’de dünyaya gelişi bu albüm için bana kuvvetli bir esin kaynağı oldu. Onun bir İranlı olarak, babasının ve benim bir zamanlar “yurdum” diye andığımız yerden ve henüz onunla tanışmamış olan geniş ailesinden bu kadar uzakta doğmasının içimi acıtmasına engel olamamıştım. İman’ın doğumu ayrıca dünyadaki toplumsal ve politik çatışmalar sonucu yurtlarından uzakta doğmak zorunda kalmış milyonlarca çocuğun hayatları üzerine de beni derin düşüncelere sevk etti.
Oğluma şarkılar söylediğim en mahrem anlarımda, ninnilerin sadece bir çocuğu yatıştırmanın müziksel ve ritmik araçlarından ibaret olmadığını keşfettim. Bunlar aslında bir annenin çocuğuna hayat, doğa, mutluluk, acı, sevgi, güzellik vb. üzerine doğrudan mesajlar verebileceği güçlü bir araçtı. Bir anne bu tınılar ve sözler sayesinde çocuğunun ruhuna dünyanın güzelliklerini ve gerçeklerini tanıtıyordu.
İçimde yaşadığım bu derin kavrayış; bana, oğluma ve İran, Irak, Filistin, Azerbaycan, Türkiye gibi dünyanın içinde yer aldığım bölgesinde yaşayan ve yaşanan çatışmaların bedelini en ağır şekilde ödeyen, kendilerine acıların ve göçlerin miras kaldığı çocuklara adanan bir ninniler albümü yapma fikri verdi. Bu çalışmadaki ninnilerin hepsi bu hassasiyeti yansıtmakta ve yüreğimin derinliklerinde hissettiğim bir toplumsal temayı işlemektedir.
2002 yılında, 20 yıldan sonra, biricik anacığımı doğduğu, sevdiği ve tek bir an olsun özlemekten geri durmadığı yurduna gömmek üzere İran’a dönmüştüm. Oğlumun doğumundan pek de farksız olmayan bu deneyim içimdeki uyanışın da tohumlarını attı. O zamandan beri, dünyanın içinde yer aldığım bölgesinde yaşanan çalkantıların bir an önce sonlandığını görme arzusu içimde büyümeye başladı. Bu duyguyu gittiğim her yerde, her durumda içimde taşıdım ve ya sözlerle ya da müzikle karanlıktan gün yüzüne çıkarmaya çabaladım.
Hatırlayabildiğim kadarıyla, yaşadığımız çıkmaz için hep Batı’yı suçladık. Serzenişlerimizin büyük bir kısmı yersiz değilse de, yaralarımızın büyük bir kısmının sorumluluğu da bizlere ait. Aslında bunların birçoğu geçmişten kalan öyle derin köklere sahip ki, artık onlara günümüz dünyasında yer yok.
Son sekiz yılda Orta Doğu’da uzunca bir zaman geçirdim, dini ve etnik hiyerarşilerden kaynaklı, uzun bir geçmişe sahip önyargılarımızın, insanoğlu olarak hepimizin bir olduğu gerçeğini görmemize engel olduğuna üzülerek şahitlik ettim. Bugün için üzülerek görüyorum ki bu körlük devam etmekte olan çatışmalarda hala büyük bir rol oynuyor.
Daha aydınlık bir anlayışın yeşermesine yönelik bir çaba olarak, Orta Doğu’nun farklı bölgelerinden ninnileri -etnik azınlıklara özel bir önem vererek- çalışmaya eklemeyi tercih ettim. Bu çalışma, birbirinden kopuk ideolojileri ve köklü önyargıları birbirine kaynaştırmak için, ondan ayrı kalamadığımız, tek bir an olsun özlemekten geri duramadığımız ülkemizi sevdiğimiz bir yer haline getirmek üzere her birimizin üzerine düşen önemli rolü görebilmemiz için yaptığım naçizane bir girişim ve kız kardeşlerime, erkek kardeşlerime yaptığım bir yakarıştır.
Umarım sizler de dinlerken benim aldığım kadar bu albümden zevk alırsınız. Bu yaratım sürecinde, hepsi de çok sevdiğim dostlarım olan, ayrı ayrı her biri de halklarımızın yaşadığı çatışmalara rağmen çocuklarımız kanalıyla bir köprü kurmanın önemi hakkında bana çok değerli şeyler öğreten, Orta Doğu’nun en önde gelen müzisyenleriyle birlikte çalışma onuruna sahip oldum. Sonuç itibariyle, sevgi, özveri ve mistisizm işte bu basit yollarla dünyada baki kalacak.
From Night To The Edge Of Day
Azam ali’nin ağzından etkileyici bir orta doğu ninnileri derlemesi....
DİĞER HABERLER
Rober Hatemo ve Yıldız Tilbe’den Yılın Şarkısı: “Bu Delikanlıyı Unutamazsın”
Türk pop müziğinin iki efsane ismi hayranlarını büyüleyecek projede bir araya geliyor.
“Oben Budak`ın BEN DE SENİ SEVMİYORUM Adlı Kitabı Raflardaki Yerini Aldı!”
“Daha Yolun Başındayız Diyerek Ertelemeyin”
“Tarkan’ın Yeni Pop Albümü “10” 15 Haziran’da Tüm Müzik Marketlerde”
“Acquaverde’de yaz indirimi başladı ! ”
“Portakal’ın Belgesel Kısa Film ve SİYAD Jürileri Açıklandı”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32