21. yüzyılın dinginliğe ve huzur arayışına mahkûm tüm zihinleri için kaleme alınan ve kadim öğretilerden faydalanarak şekil alan bir yol haritası gibi görebileceğimiz kitap, Moralıoğlu’nun önsözünden de anlaşılabileceği gibi, önce sorgulayıp sonra öğütlemeyi tercih ediyor ki asıl farkı yaratan da bu nokta:
Elli yıl önce yaşamış bir insana kıyasla bugün yüzyıllara sığacak kadar bilgiye saniyeler içinde erişebiliyoruz. Üstelik yalnızca akademik ya da sektörel kavramlarla değil, konuya uzak insanların anlayabileceği kadar basitleştirilmiş haliyle de bilgiye her an ulaşmak mümkün…
Evet… Bilgiye ulaşmak çok kolay… ama ya fikre ulaşmak?
Pek de kolay değil tabii… çünkü bilginin kaynağıyla fikir¬lerin kaynağı farklı.
Fikirlere ulaşabilmek, küçücük bir parmak hareketiyle en uzak bilgilere ulaşabilmek kadar hızlı ve kolay olmuyor. İnanmayı “tercih ettiğimiz” kavram veya yaklaşımlarla çok daha uzak ve derin bir mesafeden geliyor.
Düşüncelerimizi hakikat yerine neden bu kavram üze¬rinden temellendirdiğimiz konusunda bir fikrim var: Bence gerçekler bize ağır geliyor. Öylesine ağır geliyor ki onunla baş edebilmek ve bugüne kadar kendimize çizdiğimiz şart¬larla yaşamaya devam edebilmek için onu keyfimize göre değiştiriyoruz.
Hayatın tamamıyla mükemmel olması gerektiğine inan¬dırılan bizler en küçük bir sorun karşısında isyan edebiliyor, öfkelenebiliyoruz. Zira bilgiye erişimin kolay olması, insanı üzen, yaralayan, içini acıtan, engel olabileceği halde kılını bile kıpırdatmadığını idrak etmesine neden olan olaylara, durumlara dair fikir edinmesi anlamına geliyor. Ve her ne kadar dünya vatandaşı sıfatı kazandığımızı iddia etsek, her ne kadar tek bir insanın bile dünya çapında farkındalık yaratabi¬leceği iddiasıyla kendimizi daha değerli kılmaya gayret etsek de neticede yalnızca bireyiz ve elimizden gelenler sınırlı.
Hayallerimiz, ideallerimiz, arzularımız, hedeflerimiz ve planlarımız bize kendimizi olduğumuzdan daha büyük his¬settirse de, hem etki alanımızın hem de imkânlarımızın geç¬miş dönem insanlarına kıyasla daha geniş olduğunu bilsek de günün sonunda tek bir hayatı yaşayan bireyleriz.
Bir iç savaş, darbe, deprem, kıyım, yangın, insan kaçak¬çılığı ya da zulüm haberine kayıtsız kalabilir misin? Bugüne kadar kalabildin mi? Büyük ihtimalle böyle haberleri aldığın anda sinirlendin, öfkelendin, kalbin kırıldı, yüreğin parça¬landı, hatta belki ya bir gün benim de başıma gelirse diye korktun, kaygıya kapıldın. Çünkü bu gibi olaylara karşı tep¬kisiz kalacak kadar empati yoksunu bir insan değilsin. Em¬pati yoksunluğunun, beyinde oluşan bir noksanlıktan kay¬naklandığını da hatırlatmak isterim yeri gelmişken.
Negatif veriler eskiden yok muydu?
Vardı tabii…
Ancak şunu unutma ki hayatın hiçbir döneminde negatif verilere hiç bu kadar yoğun, sık ve anbean maruz kalmadık. Dolayısıyla geçmiş dönemlerde zihninin negatifi irdelemeye, kalbinin negatife üzülmeye yetecek kadar enerjisi oluyordu. Oysa bugün, bu gibi negatif verilerden kaçmak neredey¬se mümkün değil. Elbette ancak tası tarağı toplayıp kırsala taşındığında ya da mecbur kalmadıkça televizyonu açmadı¬ğında, internete bağlanmadığında negatif endişelere maruz kalmaktan az da olsa kendini uzak tutabilirsin. Fakat dünya¬nın herhangi bir yerinde, çağın şartlarına uyum sağlayarak yaşamını sürdüren bir kentliysen, maalesef yukarıdaki reçete günlük hayatının inkâr edilemez bir parçası olmuş demektir.
– Didem Moralıoğlu, Düşüncen Değişirse Kaderin Değişir
“Bizim kuşağın en büyük keşfi, insanın genel tutumunu değiştirerek yaşamını da değiştirebileceğini görmesidir.”
– William James
DÜŞÜNCEN DEĞİŞİRSE KADERİN DEĞİŞİR
Yazar: Didem Moralıoğlu
Tür: Kurgudışı/Kişisel Gelişim
Yayım Tarihi: Haziran, 2019
Sayfa Sayısı: 220
Fiyat: 24,90 TL (KDV’den muaftır)
Düşüncen Değişirse Kaderin Değişir
2014 yılında kaleme aldığı “Ben Marka Olsam” adlı kitabıyla geniş bir okur kitlesine seslenen Didem Moralıoğlu, yeni kitabı “Düşüncen Değişirse Kaderin Değişir” ile tekrar Epsilon Yayınevi’nde!
DİĞER HABERLER
9.Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali Başlıyor!
9.Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali’nin etkinlik programı açıklandı…
“Kozmetik ürünleriyle güneşe çıkmayın! ”
“Kırık Kısa veya Eksik Dişler "Gülüş Tasarımı" ile Düzeltilebiliyor”
“Krem alırken PH da önem taşımalı”
“Cinsel Zeka ”
“Altın Portakal’a Erken Başlangıç”
“Kış Mevsimi Kuru Cilt Zamanıdır”
“18.Uluslararası İstanbul Kukla Festivali Sanatseverlerle Buluşuyor!”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32