Adresinde Bulunamadı, kendi adresini de tam veremeyen iki kişi arasındaki bir aşkın öyküsü. Bir zarfa yüklenmiş bir aşkın, daha doğrusu bir yalnızlığın öyküsü döne döne kendini anlatmayı denemektedir. Ama aslında anlatılan şey belki de hiç anlatılamadan kalandır.
Dildeki ustalığıyla olduğu kadar kurgusundaki sağlamlık ile de dikkati çeken Adresinde Bulunamadı ustalığını daha ilk kitabında kanıtlamış bir yazarın ikinci romanı. Eminiz ilk romanı okuyup sevmiş olanlar kadar, Mehmet Bilal’i ilk kez okuyacak olanlar da Adresinde Bulunamadı’nın kendine has duygusunun etkisinden uzun zaman çıkamayacaklar.
Kitaptan
“Volker’i nihayet gördüm! Gördüm ve âşık oldum! Yollara düşmüş bir meczup gibi ilerlediğim, nereye gittiğimi bilmeden elden ele dolaştığım, hırpalandığım, sararıp solduğum ve kendime acıdığım günlerdi. O anda anladım; gönderenle mektubun, zarfın kaderleri birbirine benziyordu. Gönderenin ruhu, kokusu, kişiliği, dili, kederi zarfa yansıyordu. Ve yine o anda anladım ki, birinin ardına düşmek insanı kendinden ediyordu…”