Filmlerde, kitaplarda, etrafımızda duyduğumuz hikayelerde ve ailelerimizin bize verdiği öğütlerde, evlilik her zaman ilişkilerin mutlu sona ulaşması olarak tanımlanır. Evliliğe kadar olan süreçte herkesin nasıl evleneceğiniz hakkında bir fikri vardır ancak evlendikten sonrası ile pek ilgilenilmez. Ne de olsa artık evlenmişsinizdir. Oysa ki evlilik bir son değil, yeni bir dönemin başlangıcıdır. Evliliğe giden süreçte bir bebek gibi besleyip büyüttüğünüz flört dönemi sona erdi, yepyeni bir döneme girdiniz. Aynı anlayışı, hassasiyeti ve ilgiyi evliliğinizde de göstermeniz gerekiyor.
Evlenmeden önce sesinin tonundaki en ufak bir değişiklikte, yüzündeki basit bir memnuniyetsizlik ifadesinde acaba ne düşünüyor, acaba beni artık eskisi kadar sevmiyor mu diye düşünen hassas halinizden eser yok.
Onunla dışarı çıkmadan önce kuaföre gitmek, makyaj yapmak aklınıza bile gelmiyor.
Televizyonun karşısına geçip dizi izlemeyi onunla sohbet etmeye tercih ediyorsunuz.
Arkadaşlarınıza öve öve bitiremediğiniz sevgiliniz artık şikayet edilen, dedikodusu yapılan eş haline dönüştü.
Sevgilinizin masanızdaki diğer kişilerin de hesabını ödemesi sizi gururlandırırdı ama eşinizi el aleme para yedirmekle suçluyorsunuz.
Sevgiliniz sizi arkadaşları ile tanıştırsın hep beraber olalım diye can atardınız ama eşinizin arkadaşlarından hoşlanmıyorsunuz.
Eşiniz de en az sevgiliniz kadar ilgiyi, sevgiyi ve şımartılmayı hak ediyor. Nasıl oldu da benim romantik, hassas sevgilim anlayışsız bir eşe dönüştü diye merak ediyorsanız kendi tutumunuzu da sorgulamanızda fayda var.
Sibel Şengül – İlişki Koçu ve Kişisel İmaj İletişim Uzmanı
Kaynak: www.mymacchiato.com
SİBEL ŞENGÜL
YAZARA E-POSTA GÖNDER