ÖYKÜLERİ KARIŞTI DÜŞLERİN…
“Birkaç güzel gün geçirmemiz, beni hayatında yapmaz” dedi adam. Sustu kadın; gözkapakları ardında gizlemeye çalıştı pusuya yatmış yaşlarını.
“Peki…” dedi güzel boynunda bir inci gibi duran düğümle; “…fazlasını beklememeliydim zaten.”
….
Peri masallarına inanmayı bırakalı yüzyıllar geçmişti aslında; kabul ediyordu ki tüm o ütopik düşler sonsuz bir girdap gibiydi. Uçsuz bucaksız mimoza tarlalarında terk etmişti o yüzden her tatlı düşü; pencere kenarlarına konacak lapatyalar da beklemiyordu hayattan.
Sadece, O’nunla farklı olabileceğine inandırmıştı kendini.
Aslında, olmuştu da.
Uzun zamandır hissetmediği kadar iyi hissetmişti O’nun yanında kendini.
Geceler boyu kokusunu solumuş; uykusunda bile onu özleyebilmişti. Gülebilmişti yıllardan sonra; tatlı nefesinde tadabilmişti aşkı…
Derin uykulardan sonra aralayıp da gözkapaklarını, yanı başında uyuduğunu gördüğünde ‘Gitmesen..’ demişti..
Yine de gitti adam.
Gitmeye mecburdu; biliyordu. Uzun uzun baktı arkasından.
Buğulu bir camın ardında kaldı yüzü.
….
“Söyleyecek ne bir söz bıraktın geride; ne de bir masal var anlatılacak.
Gittin…
Yitti, gitti ellerimde solan ruhun.
‘Kal’ bile diyemedim..
Buğulu bir camın ardında kaldı gecenin karanlığındaki yüzün.
Avuçlarım yanıyor; avuçlarım kanıyor şimdi. Her zerremde hissediyorum hiçliğin gerçek anlamını.
Teninde, kokunda tattığım rüyayı an be an yitireceğimi biliyorum.
Senin, adımın her harfini ilmek ilmek sökeceğini; gün geçtikçe de hayallerinde yüzümün yiteceğini biliyorum.
Biliyorum ki bir başka harfe tutunacak adın...
Biliyorum ki bir daha asla kapıma dayanmayacak adımların.”
Sezin Dirier
sezindirier@hotmail.com
www.sezindirier.com
SEZİN DİRİER
YAZARA E-POSTA GÖNDER