Mutsuzluk
Mutsuzum diyen insanlar neden ayrılmıyorlar da, birbirlerini kırıyor,evlatlarına ve topluma kötü örnek oluyorlar ve sağlıksız nesiller yetiştiriyorlar?
Buna hiç hakları yok.
Rıza göstermek, hali kabullenmek ayrı şey, memnun olmadığı için, çeşitli gayri ahlaki yollara tenezzül ve tevessül edip, kalp kırmak, aşağılamak ,yeni değimle �erkes kendi hayatını yaşar�felsefesini savunmak ve öylesi yaşamak ayrı bir şey.
İki farklı insanın ve onların ailelerinin birbirleriyle kaynaşması, anlaşması elbette ki kolay değildir.
Bu emek, iyi niyet ve samimiyet ister.
Baktınız olmuyor, yardım da aldınız gitmiyor,en doğru ve saygın olanı hesap-kitap işine girmeden, helalleşmek ve bye bye demektir.
Aslında esas olan, yanlış evlilikler yapmamak, doğru insanı bulmak, ömür boyu ayrılmamak, sağlıklı,hayırlı evlatlar yetiştirmek. Yani ,�ir yastıkta kocamak�
Mühim olan, aradığını bulmak değil senin de aranılan olmandır.
Ama olmayınca da olmuyor.
Nedense ayrılıklar hep can acıtarak,yıkıp-yakıp, darmadağın ederek oluyor.
Kininden ve hırsından,gözü dönmüş, ne yaptığını bilmez bir durumda, intikam duygusuyla, her iki taraf da birbirlerini perişan ediyorlar.
Ya çocuklar?
İşte bu yüzden özellikle erkekler evlenmekten kaçıyorlar.
�utsuzum ama, inadıma bu ilişkiyi devam ettiririm�psikolojisi, insanı yiyip bitiriyor.
Halbuki, bu ölümlü dünyada değer mi böylesi taktikler?
Erkekler kadınlara göre daha saftirik oluyorlar.
Kadının şeytani zekası, kendisine güvenen erkeği bile zaman zaman çileden çıkartabiliyor. Bu nedenle de evlenmeye, iyi eş olmaya, iyi nesiller yetiştirmeye talip olan kadına da bir çok görev düşüyor.
Aksi halde, ifade edilirken üzüntü duyduğum, evlenilecek kadınla, eğlenilecek kadın farkı ortaya çıkıyor.
Geçen gün bir kadın televizyonda �rkek, bana bakmıyor, bakacak�diye diretiyordu.
Çocuklarımızı yetiştirirken, hazıra konan, erkeği sömüren, rahatı için av peşinde koşan kadın katagorisine girmeyen, ahlaklı olmasına özen göstermemiz ve ona göre terbiye etmemiz gerekmez mi?
Unutulmaya yüz tutan eskilerin deyimiyle �vlilik ahlakı�diye bir kavram vardır.
Hiçbir zaman erkeği �v� kadını da �vcı�olarak düşünmemeliyiz, düşündürtmemeliyiz. Aksi takdirde ilahi dengeler bozulur. Aile denen müessese sadece kağıt üzerinde kalır.
Evlilik ahlakı da uçar gider.Evlilikler yaz-boz tahtasına dönüşür.
Evlendiğiniz kişi ile ahirette bile gene beraber olmayı istercesine samimi, sevgi dolu olmak evliliğin birinci kuralıdır.
Derler ya �en benim dünyada da ahrette de helalimsin�diye.
İşte evlilik ahlakı budur�br>
Hikmet Suner
hikmetsuner@yahoo.com
HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER