>

KÖŞE YAZILARI | HİKMET SUNER

Kötülüklerden Besleniyoruz.

Toplumsal olaylardan fotoğraflara baktığımızda iyilikten bihaberiz. (Hikmet Suner)
 
   
 
 
     

Kötülüklerden besleniyoruz.

İyilikten bihaberiz.

Bugün, haber olarak ne var diye, internete giriyoruz.
Şayet kavga, gürültü, yaralama, küfür kıyamet, boşanmalar yoksa, haberlerde, bir şey yok diyoruz.

Dedikodunun bereketi ve huzuru gidereceğini bilmemize rağmen,

Arkadaşlarımızla kavgaları, boşanmaları, rezillikleri konuşuyoruz.

Sohbetlerimizde, insanların mutluluklarında ziyade, mutsuzluklarını dile getiriyoruz.

Şayet birisi yeni bir iş açmış veya evlenmişse, onun “lâyık olmadığı” cümlesiyle konuşmaya başlıyoruz.

Bir çocuk başarılı ise, “a onun annesi de babası da aptaldı, nasıl da zeki çıktı bu çocuk” diye, adeta üzülüyoruz.

Kötü bakıyor, kötü konuşuyor, kötü temennilerde bulunuyor, işimize gelmediğinde de beddua ediyoruz.

Artık öyle bir noktaya geldik ki, kötülüklerle besleniyor, şayet o gün bizi besleyecek bir havadis yoksa, o zamanda uyduruyor ve uydurduğumuz yalan haberlerin de yayılması için gayret sarf ediyoruz.Sonra da o yalanı yiyiyoruz.

Cehenneme koşuyoruz, cehenneme…

Halbuki iyi iş işleyenler, hayırda yarışanlara, yaradan cennetleri vaad etmiş, bunun yolunu da göstermiş, defalarca da affedeceğini de belirtmiştir.

İnsan dedikodu yapıp, gerçek dışı senaryolarla besleneceğine, cehenneme koşacağına, cennetler için çalışsa ya.. !!

Bilseler,”kötülük yapan insan daha büyük kötülüklerle karşılaşır”.

Allah, Kuran’da iyilik ve kötülüğün neler olduğunu tarif etmiş, ayrıca insanı kötülüğe sürükleyen nedenleri de açıklamıştır.

Unutulmamalıdır ki, iyilik Allah’tan korkan ve Allah’ın sınırlarını koruyan kimselerin davranışlarıdır.

Allah’tan korkup, sakınmadan yapılan tavırları yapanlar kötüdür.

Allah’tan başka ilahlar edinmek, ondan başkasına kulluk etmek, insanların hoşnutluğunu ve dünya hayatının menfaatlerini elde edebilmek adına güce tapanların güçlü olmak için haris duyguları insanları kötülüğe sürükler.

Allah’tan korkmayanları, büyük bir hırs ve tutkuya dönüşen hastalıklı duyguları bu insanları güzel ahlaktan alıkoyar.

Kötüler her türlü yolu ve yöntemi denediğini zannederler, daima kendi menfaatlerini düşünür ve bunları her şeyin üzerinde tutarlar.

Bunlar da beraberinde bencillik, cimrilik, nankörlük, sahtekarlık, kibir, yalan, merhametsizlik gibi kötü ahlak özelliklerini getirir.

Fesat sürenler,nifak çıkaranlar “kötülük tohumu ekenler” ektiklerini mutlaka biçerler ve kötü insan yaşamı boyunca kıvranır.

Ve asla yaptıkları kötülükleri kafi görmez, kötülük yapmaya doyamazlar.

Zafer çığlıkları da kısadır.Zira beyni devamlı kötülüğe çalışır.

Kötülük yapanların gizlenebileceği ne karanlık bir yer vardır, ne de ölümün gölgesi.

Dünyada “kötülerin gururu” yüzünden insanlar feryat eder.
Unutulmamalıdır ki, doğrular,iyiler cömertçe verirler,kötüler ödünç alır, geri vermezler.

Sonsuz yaşam iyilerindir,fırsatı ganimet bilenlerin değildir.
Kötülerin öğüdüyle yürümeyen,günahkârların yolunda durmayan, alaycıların arasında oturmayan insanlara ne mutlu.

Kötüler gururla mazlumları avlarlar, mazlumlar da kötülerin kurduğu tuzağına düşerler.

Kendini beğenmiş kötü insan Allah’a yönelemez, kendisine tapar kendisini ilah edinir.

Kötülüklerle beslenenlerin ağzı lanet, hile ve zulüm doludur.
Dilinin altında kötülük ve fesat saklıdır.

Kötüler, iyi insanları yutmak için üzerlerine gelirken, arkalarından iş çevirirken “tökezleyip düşerler”

Bilmezler ki, iyiler yaradanın koruması altındadır.

İnsanların kötü haline sevinip, çıkar sağlamayı hedef edinenlerin yüzleri kızarır. Sonuçta da gururla ve kibirle kendini beğenenler utanca, rezalete bürünürler.

Herkes, yaptığı bütün iyilikleri; de kötülükleri de karşısında bulacağı o gün isteyecek ki kötülükleri ile kendi arasında uzun bir mesafe bulunsun.

Allah, insanları kendisi ile uyarır, korkutur. Ve Allah kullarına karşı da çok şefkatlidir.

İnsanlar birbirlerine kötülük yapıp birbirlerinin kusurlarını, hatalarını herkese dedikodu malzemesi yapıp birbirlerine karşı rezil olmalarına vesile olurlarsa, toplum içinde çeşitli huzursuzluklar meydana gelebilir.

Hataları örtmek hususunda, Hz. Peygamber mü'minleri teşvik etmektedir:

" Kim, dünyada müslüman kardeşinin ayıbını örterse, Allah da onun ayıbını âhirette gizleyip kapatır" (Müslim, Birr, 58, 72).javascript:void(0)

Buna karşılık, Hz. Peygamber "Din kardeşini, bir suçundan dolayı ayıplayan kimse, o suçu kendisi de işlemedikçe ölmez" (Tirmizî, Kıyamet, 53) buyurarak, müslümanların, hatalarından dolayı birbirlerini kınamaları ve hor görmelerinin, kendileri için ne derece kötü bir sonuca yol açtığına dikkat çekmiştir.

İnsan başkalarının kusurlarıyla uğraşmamalı ve hataları örten kişi olmalıdır. Bu konuda mü'minin rehber edineceği prensip Allah tarafından şu ayetle açıklanmıştır:

"İyilikle kötülük bir değildir. Sen kötülüğü en güzel olan iyi bir hareketle önle. O vakit bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan biri yakın bir dost gibi olmuştur" (Fussilet 41/34).


HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>