>

KÖŞE YAZILARI | HİKMET SUNER

İkisi arasında yaşadıklarımız.

Sevgiyle yaşamak ve birbirine merhamet etmek, eskilerde, masallarda mı kaldı?
 
   
 
 
     

DÜNYAYA MERHABA, DÜNYAYA ELVEDA.

İkisi arasında yaşadıklarımız.
İyi-kötü, mutlu-mutsuz, üzüntülü-sevinçli anlarımız.
İşte hayatımız.

Bu arada bizi zenginleştiren, hayra veya şerre vesile olduğumuz uzak-yakın tanıdıklarımız.

Hayatımıza isteyerek veya istemeyerek girdiklerinde mutlu olduğumuz, çıktıklarında üzüldüklerimiz.
Allah’ın emrine karşı konulmaz deyip, kabullendiğimiz vefatlar.
Yüreği yanan aileye, yakınlarına;
"Allah başka keder vermesin",
“Başınız sağ olsun”,
”Allah rahmet eylesin, günahlarını affetsin, mekânı cennet olsun” temennileri.

Görüyorsun ki, sevmek ve yasamak için zaman çok kısa.
Sevgiyle yaşamak ve birbirine merhamet etmek, eskilerde, masallarda mı kaldı?

Zaman zaman, “Allah’ın huzuruna hangi yüzle çıkacağız” endişeleri.

Soracaklar, “yanında hangi sevaplarınla geldin” diye..
Bazıları için, insana, yaptığı hayırların ve yardımların faydası var. Ama çok cimri, çok nankör, haset, fitne ve fesadız. Üstelik çok az da şükrediyoruz.

Hayata haris, menfaatimize tapar yaşıyoruz.
Benden sonrası tufan mantalitesi.
Yüzümüzde tebessüm yok.
Kalbimizin katılığı suratımızdan belli oluyor.
Anneannem, kötülük yapanlar için “baksanıza yüzünde nur yok, kalbinin kötülüğü yüzüne vurmuş”derdi.
Tecrübelerim, söylediğini doğrulamakta.
Gökyüzüne bakıp, güneşi-ayı-yıldızları görmek.
Yağmura, nebat için yarılan yere verdiği berekete, Rengarenk, türlü-türlü lezzetteki bitki ve meyvelere, hayran kalmamak mümkün mü?
Bu kadar güzellikler içinde, ibret almadan, yaşamın idrakine varamadan, sevgi içinde yaşayamamak.
En fenası da bu.

Kulaklar sağır, gözler kör, kalpler kaskatı.
İnsanlar birbirlerinden ne istiyorlar?
Allah’ın verdiği güzellikler içinde bu kadar hırs, kin, fitne, inat niye?
Hayırda yarışacaklarına, şer’de “ güç ve üstün” gelme çabası.
Bence sorun, “Allah’dan korkmadan, kuldan utanmadan” yaşamak.
Ve bu değerlerle büyümemek.
Uğrunda her türlü entrikayı yapıp, elde ettiklerimizi, dünyada bırakıp gideceğimizi aklımıza bile getirmeden, dünyaya sımsıkı sarılmak.
Tabii, belirli bir zaman için, olduğunu bilmeden.
Bir mübarek ramazanı daha idrak ediyoruz.
Evvelden bütün lokantalar bu aylarda iftar saatlerinde iş yaparlardı.
Sabah ve öğlen rağbet görmezdi.
Oruç tutmayanlar, uluorta yemek yememeye, sigara içmemeye özen gösterirlerdi.
Canı çekmesin diye.

İnanmayanlar bile saygıdan, edepten, dikkat ederlerdi.
Bu sene gördüğüm, hınça-hınç dolu. Senenin 11 ayı gibi.
Allah bereket versin.

Kalabalıklara bakılırsa, gençler çoğunlukta.
E hayat kolay değil…

Hikmet Suner
hikmetsuner@yahoo.com


HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>